Kişisel verilerin kaydedilmesi suçundan, sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,Dosya kapsamına göre; sanığın, kimlikleri tespit edilemeyen mağdurelerin uygunsuz fotoğraflarını çektiğinin ihbar edilmesi üzerine kolluk görevlilerince yakalanarak, üzerinde bulunması nedeniyle el konulan cep telefonunda, “farklı bayanlara ait etek altı ve diğer şekillerde birden fazla görüntünün bulunduğu”nun tespit edildiği ve kimlikleri tespit edilemeyen bayanların ahlaki eğilimlerine ve cinsel yaşamlarına ilişkin veri niteliğindeki görüntülerini izinsiz olarak kaydeden sanığın kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu işlediği iddia ve kabulüne konu olayda;Adli emanete alınan CD'de yer alan görüntülerin içeriği açıklığa kavuşturulduktan sonra, sanığın hukuki durumu TCK'nın 226/3 ve 226/4. maddelerinde düzenlenen müstehcenlik, aynı Kanunun 134/1-2. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal ve 105. maddesindeki cinsel taciz suçları kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, TCK'nın 135. maddesinde düzenlenen kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun oluşabilmesi için, “belirli veya belirlenebilir” bir kişiye ait her türlü bilginin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi gerektiği ve kişilerin özel hayatlarına ilişkin cinsel mahremiyetlerini içeren görüntülerinin yasal anlamda kişisel veri olarak kabul edilemeyeceği nazara alınmadan, “iddialara, olay tutanağına, sanığın ikrara dayalı savunmasına ve emanet makbuzuna göre, sanığın olay tarihinde toplumda hoş karşılanmayacak şekilde bayanlara ait ahlaki eğilim ve cinsel yaşama ilişkin uygunsuz görüntüleri izinsiz olarak gizlice çekerek kaydettiği” şeklindeki soyut gerekçelere ve eksik incelemeye dayalı olarak, sanık hakkında, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.