Taraflar arasında görülen maddi ve manevi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde -özetle-; müvekkili Ferdi ..'ün 23/06/2009 tarihinde Van İli Başkale İlçesi Bilgeç Köyünde çobanlık yaparken yağmurdan korunmak için sığındığı kapısı olmayan davalıya ait trafo binasında elektrik akımına kapılarak ağır şekilde yaralandığını, kolunu tam kullanmayacak hale geldiğini, işgücü kaybına uğradığını, vücudunda meydana gelen yanıkların ameliyatla giderilmesi gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin uğradığı işgücü kaybı ile, başta estetik olmak üzere yapılması gerekli tedavi giderleri için toplam 8.000,00 TL maddi tazminatın 23/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davacılar vekili tarafından Mahkemenin 2012/183 esas sayılı dosyasında dava açılmış olup; müvekkilinin vücudunun ağır derecede yaralandığını, yanıklar meydana geldiğini, müvekkilinin kolunu tam kullanamadığını belirterek, davacı Ferdi .. için 50.000,00 TL, davacılar Sevdin ve K.. G.. için ayrı ayrı 30.000,00 TL olmak üzere toplamda 110.000,00 TL manevi tazminat ve 6.426,00 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 116.426,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş mahkemece 27/04/2012 tarihinde dosyaların birleştirilmesine karar verilmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kurumun davaya konu olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, kabahat yada ihmalinin olmadığını, davacı anne ve babanın çocuklarının bakım ve gözetim yükümlülüklerini ihmal etmesi nedeniyle kazanın oluşumunda kusur ve sorumluluklarının bulunduğunu, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacı küçüğün trafonun tehlikeli olduğunu bilebilecek yaşta olduğunu, olay günü iddia edildiği gibi şiddetli bir yağışın da olmadığını, davacı tarafın tedavi giderlerinin SGK yeşil karttan karşılandığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek; davanın maddi tazminat yönünden kabulü ile; bilirkişi raporu ile belirlenen 14.426,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 23/09/2009 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan temerrüt faizi ile davalıdan alınıp davacı Ferdi ...'e verilmesine; davacı Ferdi ... ve davacılar S.. G.. ve K.. G..'ün manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; davacı Ferdi .. için 25.000,00 TL manevi tazminatın, Davacı S.. G.. için 10.000,00 TL, Davacı K.. G.. için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi 23/09/2009 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan temerrüt faizi ile davalıdan alınıp davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, elektrik çarpmasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini talebine ilişkindir.Dosya kapsamından, Ferdi ...'ün 23.06.2009 tarihinde yağmurlu havada davalıya ait trafo binasına sığındığını, burada elektrik çarpması nedeniyle vücudunda yanık ve iş gücü kaybının olduğunu belirterek iş bu tazminat davasının açıldığı; mahkemece kusur oranının tespiti için talimatla alınan bilirkişi raporuna göre "... 13 yaşındaki çocuğa kusur atfedilmesinin mümkün olamayacağı, davalı idarenin %100 kusurlu olduğunun" belirtildiği; aktüer hukukçu bilirkişi tarafından tanzim olunan 05.12.2011 tarihli rapor ile "23.06.2009 tarihinde meydana gelen olay sonucu %5 oranında malul olan davacı için 14.426,50 TL işgücü kaybı yönünden maddi tazminat" hesaplandığı; yine Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nin 23.05.2011 tarihli raporu ile "hastada plastik cerrahi açısından %5 özür oranı bulunduğu, hastanın mevcut lezyonları için operasyon yapılabileceği, yapılacak operasyonun mevcut durumda maliyetinin 1.000 TL olduğu, hastanın sağlık güvencesi olduğundan ücretsiz olarak tedavi yapılabileceği, tıbbi şifa süresinin 1 ay olduğunun" belirtildiği ve mahkemece bu sağlık raporuna itibar edilerek hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Yasası'nın 16/II-c maddesi gereğince, malûliyetler ve meslekte kazanma gücü kaybı konusunda bilimsel ve teknik görüşlerini mahkemelere bildirmekle görevlidir. Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu’ndan alınacak rapor ile davacının malûliyet ve iş göremezlik oranı belirlenerek, iş göremezlik zararı ve manevi tazminat miktarının buna göre saptanması gerekir.Hal böyle olunca, mahkemece hastaneden alınan sağlık raporuna itibar edilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.