Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 725 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5611 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/10/2013NUMARASI : 2011/338-2013/373Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacılardan V.. Ü.. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili için icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davacılar V.. Ü.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde davalıların 05.08.2010 başlangıç tarihli bir yıl süreli sözleşme ile kiracı olduklarını, aylık kiranın 10.000 TL olup her ayın onuna kadar ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalılardan K.. B..'in kiracı, B.. K..'ün müşterek müteselsil kefil olduğunu, kira bedelleri ödenmeyince davalılar hakkında Ankara 32. İcra Müdürlüğü'nün 2011/2464 sayılı dosyasında takip yaptıklarını davalıların haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı vekili ise taşınmazı işyeri olarak kullanmak üzere kiraladıklarını, kira ödemelerinin elden ve banka kanalıyla yapıldığını, davacı M.. Ü..’ün kiralananın yanı başında oturduğunu ve her gün iş yerine geldiğini, ... Belediyesince işyerine ruhsat alınmasının ve işyeri olarak çalıştırılmasının mümkün olmadığının bildirildiğini, belediyece işyerinin kapatıldığını müvekkilinin haklı olarak sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 05.08.2010 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede aylık kira 10.000 TL ve her ayın onuna kadar peşin ödeneceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin hususi şartlarının 4. maddesinde iki ay kirası ödenmez ise tüm kiraların muaccel olacağı şartı bulunmaktadır. Sözleşmeyi M.. Ü.. ve V.. Ü.. kiralayan, K.. B.. kiracı, B.. K.. ise müşterek ve müteselsil kefil olarak imzalamıştır. Davacı kira sözleşmesine göre ödenmeyen 2011 Ocak ayı bakiyesi 6.250 TL ile Şubat ayı kira bedeli 10.000 TL ile muaccel hale gelen aylar kira bedeli toplam: faiz ve damga vergisi ile birlikte: 70.630.94 TL'nin tahsilini istemiştir. Davalılar birlikte verdikleri itiraz dilekçelerinde, taşınmazı işyeri olarak kiraladıklarını kuracakları şirket adına sözleşmenin imzalandığını, ... Belediyesine ruhsat için başvurduklarında binada kat irtifakı ve kat mülkiyeti bulunmadığından ruhsat veremeyeceklerinin bildirildiğini ve akabinde iş yerinin mühürlendiğini belirterek sözleşmeyi feshettiklerinden borçları olmadığını belirtmişlerdir.Kira sözleşmesinde kiracı ve kefilin ortak olarak kuracakları şirket tarafından kiralananın kullanılacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde kiralanan cafe olarak kiraya verildiği halde, ... Belediye Encümenin 30.11.2010 tarihli kararında, dava dışı şirketin içkili lokanta olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı olmadan faaliyet gösterdiğinden bahisle işyerinin faaliyetten menine karar verilmiştir. Davalı kiracının cafe işletmek için belediyeye işyeri açma ve çalışma ruhsatı için yapılmış bir muracatı bulunmamaktadır. Davalı kiracının bizzat kendi adına iş yeri ruhsatı için başvurusu da bulunmadığından sözleşmenin feshinin haklı olduğu söylenemez.Buna rağmen davalı kiracı kiralananı tahliye ederek 01.03.2011 tarihinde anahtarları davacıya teslim etmiştir. Bu durumda erken tahliye nedeniyle anahtar teslimine kadar kira bedelinden kiracı ve kefilin, anahtar tesliminden sonrada makul süreyle kiracının sorumlu tutulması gerekir. Bu nedenle taşınmaz 01.03.2011 tarihinde tahliye edilip anahtarı da teslim edildiğine göre bu tarihten itibaren bilirkişilerce makul sürenin belirlenmesi kiralananın yeniden kiralandığı 25.05.2011 tarihi ile sınırlı olarak makul sürenin belirlenmesi ve bu süre kira bedeli ile kiracının sorumlu tutulması gerekirken bu husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.