Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7188 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 5264 - Esas Yıl 2011





Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin adının Y.D. olarak nüfus kütüğünde yazılı bulunmasına rağmen D. olarak tanındığını, Y.D. adının karışıklığa neden olduğunu, Bakanlar Kurulu kararı ile Türk vatandaşlığından çıkıp 2003 yılında Avusturya vatandaşlığına geçtiğini, Viyana Şehir Belediyesine başvurarak Y.D. olan adını D. olarak değiştirdiğini, böylece iki ülkedeki kayıtlar arasında farklılık meydana geldiğini, Sosyal Güvenlik Kurumundaki kayıtlarda da adının D. olarak değiştirilmesini istediğini, ancak bu konuda mahkeme kararı olmadığı için isteminin reddedildiğini ileri sürerek nüfus kütüğündeki Y.D. adının D. olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davacı Y.D. Koçer'in 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 20. Maddesine göre Bakanlar Kurulu kararı ile Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verildiği ve çıkma belgesini teslim aldığı 29/07/2003 tarihinde Türk vatandaşlığını kaybettiği, nüfus kaydının kapalı kayıt haline dönüştüğü anlaşılmaktadır.5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14. Maddesinde; Türk vatandaşlığının her ne suretle olursa olsun kaybedilmesi halinde, kaybeden kimsenin kaydının kapalı kayıt haline geleceği ve bu şekildeki bir kaydın üzerinde işlem yapılamayacağı öngörülmüştür. Her ne kadar 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 29. Maddesinde 5203 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklikte; bu Kanun gereğince Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerin sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tabi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecekleri bazı istisnalarla öngörülmüş ise de davacının adının değiştirilmesi onun, sosyal güvenlik haklarını kullanmasını engelleyecek veya kısıtlayacak bir mahiyette bulunmamaktadır. Kapalı kayıtlarla ilgili olarak yapılacak işlemlerde Türk vatandaşı olan kimselere tanınmayan bir hakkın Türk vatandaşlığından her ne sebeple olursa olsun çıkmış bulunan kimselere tanınması yasalara göre mümkün bulunmamaktadır. Davacı, Avusturya'da da Y.D. olan adını kendi isteği ile D. olarak değiştirmiştir. Bu nedenle her iki ülkedeki sosyal güvenlikle ilgili çalışmaların birleştirilmesinde herhangi bir yasal engel bulunmamaktadır. Mahkemece açıklanan nedenlerle kapalı kayıt üzerinden işlem yapılamayacağı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'un 428. Maddesi gereğince BOZULMASINA 16/06/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.