Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 708 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3997 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkili bankanın dava dışı borçlu ... ile imzaladığı kredi kartı ve tüketici kredisi sözleşmesi kapsamında anılan borçludan alacakları bulunduğunu, borçlu hakkında ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/9744 Esas ve .... İcra Müdürlüğü'nün 2013/213 Esas sayılı dosyaları üzerinden icra takibi başlatıldığını, bedeli paylaşıma konu taşınmazın tapu kaydı üzerine haciz konulduğunu, taşınmazın ... 6. İcra Müdürlüğü'nün 2012/9744 Esas sayılı dosyasından 22.07.2013 tarihinde satılarak paraya çevrildiğini, .... İcra Müdürlüğü'nün 2012/5809 Esas sayılı dosyasından düzenlenen sıra cetvelinde, satış bedelinin davalının alacaklı olduğu ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/5809 Esas sayılı dosyasına ödenmesine karar verildiğini, davalının alacağının gerçek bir alacak olmadığını, takip dayanağı bononun gerçek bir alacağı yansıtmadığını, davalı ve borçlu arasında böyle bir bononun tanzimini gerektirecek bir iş ilişkisi bulunmadığını, asıl amacın yakın zamanda borçlu hakkında bankalarca başlatılacak icra takiplerini bertaraf etmek olduğunu, davalının 150.000,00 TL gibi bir rakamı verecek maddi gücünün bulunmadığını, bononun tanzim tarihinin de muvazaalı olduğunu, davalının icra işlemleri için 2 yıl beklemesinin hayat tecrübelerine aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/5809 Esas sayılı dosyasında düzenlenen 20.09.2013 tarihli sıra cetvelinde davalıya ödenmesine karar verilen 54.868,30 TL'nin ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/9744 Esas ve ... İcra Müdürlüğü'nün 2013/213 Esas sayılı dosyalarına ödenmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili, müvekkilinin borçlu ...'dan olan alacağına karşılık bu şahıstan 150.000,00 TL tutarlı bono aldığını, bu bononun ödenmemesi üzerine .... İcra Müdürlüğü'nün 2012/5809 Esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davacının iddialarının haksız ve kötüniyetli olduğunu, takibin gerçek bir alacağa dayandığını, borçlunun, davacının alacaklarını karşılayacak başka taşınmazlarının da bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Borçlu ..., davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; bononun her zaman düzenlenmesi mümkün olan bir belge olup, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli olmadığı, bononun taraflarına ve taleplerine karşı öne sürülebilmesine karşı 3. kişiler yönünden ispat vasıtası olamayacağı,davacının muvafakatı olmadığından, tanık dinlenme imkânının bulunmadığı, bilirkişi incelemesinin, çekişmenin giderilmesinde gerekli ve yeterli olmadığı, somut çekişmede ispat yükünün davalıya düştüğü, bonoya dayalı alacağın varlığının yazılı delil niteliğindeki delillerle duraksamaya yer vermeksizin ortaya konup ispatlanması gerektiği belirtilerek, davanın kabulü ile ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/5809 Esas sayılı dosyasında 20.09.2013 tarihli sıra cetvelinde davalı ...'e ödenmesine karar verilen 54.868,30 TL'nin, davacı ...' nin .... İcra Müdürlüğü'nün 2012/9744 E. ve .... İcra Müdürlüğü'nün 2013/213 E. sayılı dosyalarındaki alacakları nedeni ile davacıya ödenmesine, artan miktar olursa davalıya bırakılmasına karar verilmiştir.Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.1-Diğer temyiz itirazları ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindirMuvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması, diğer anlatımla kural olarak muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Daha önce doğan alacak, daha sonra doğan alacak için muvazaa oluşturamaz. Takip işlemlerinin hızlandırılması, İİK’nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulması, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar değildir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklı alacağının varlığını ve miktarını, takipten önce düzenlenmiş ve üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilecek nitelikte olan usulüne uygun ve birbirini doğrulayan yazılı delillerle kanıtlamalıdır. Her zaman düzenlenmesi mümkün olan çek ve bono, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli değildir. Senetler ve çekler ancak tarafları ve onların cüz'i ve külli halefleri yönünden delil niteliğinde olup, temel ilişkinin ve kambiyo ilişkisinin dışında kalan davacı üçüncü kişi bakımından bu nitelikte bir ispat vasıtası olarak kabul edilemez. Öte yandan, alacağın miktarına göre diğer tarafın açık muvafakatı bulunmadığı sürece tanık dinlenemez ve tanık beyanına dayalı olarak hüküm kurulamaz. Davalı alacaklının savunma ve delilleri çerçevesinde alacağın gerçek olup olmadığının tartışılması, davalı ile borçlu arasındaki hukuki ilişkinin ve davalının alacağının doğum tarihi değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekir.Somut olayda, davacıya ait .... İcra Müdürlüğü'nün 2012/9744 Esas sayılı dosyasında, borçlu hakkında ödenmeyen kredi kartı borçlarının tahsili için 27.09.2012 tarihinde icra takibine başlanıp, bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine 17.10.2012 tarihinde haciz konulduğu, yine ... 9. İcra Müdürlüğü'nün 2013/213 Esas sayılı dosyasında kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için 15.01.2013 tarihinde takibe başlanıp,07.03.2013 tarihinde haciz konulduğu, bunun yanında davalı tarafından borçlu hakkında ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/5809 Esas sayılı dosyasında 16.04.2010 keşide tarihli bonoya dayalı olarak başlatılan takibin 14.06.2012 tarihli olup, bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine 28.06.2012 tarihinde haciz konulduğu görülmüştür.Bu durumda mahkemece, tarafların icra takip dosyalarına konu alacağın doğum tarihleri araştırılarak, davalı tarafın alacağının, davacı alacağından önce doğduğunun tespiti halinde, daha sonraki tarihli davacı alacağı bakımından muvazaa yaratılamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi, davalı alacağının daha sonra doğduğunun belirlenmesi durumunda şimdiki gibi davanın kabulüne karar vermesi gerekirken, bu husus değerlendirilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.