İşyeri dokunulmazlığının ihlali, nitelikli hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde sanığın beraatına ilişkin, Çocuk Mahkemesince verilen 21.04.2010 gün ve 458-141 sayılı hükmün Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 04.02.2013 gün ve 27070-1867 sayı ile;"Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;Oluşa ve dosya içeriğine göre, hırsızlığın gerçekleştiği eczanede yapılan incelemede çöpteki poşet üzerinde sanığın parmak izinin tespit edildiği, sanığın kendisi ve anneannesine ait ilaçları almak amacıyla söz konusu eczaneye gittiğini beyan etmesi karşısında, sanığın ve anneannesinin ilaç kullanmayı gerektirir şekilde hasta olup olmadıkları, sanığın anneannesi adına bu eczaneden ilaç satın alıp almadığı araştırılarak, sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.Çocuk Mahkemesi 20.02.2014 gün ve 228-99 sayı ile, sanıktan kendisinin ve anneannesinin ilaç almayı gerektirir bir hastalığı bulunup bulunmadığını sorduktan sonra;"Sanığın parmak izinin sadece çöp poşetinde bulunmasının atılı suçu işlediğine dair delil olmayacağı gibi, bozma ilamında sözü edilen sanık veya annesinin hasta olup olmaması ya da eczane kayıtlarında ilaç alıp almamasının da atılı suçların sanık tarafından işlendiğine ilişkin kanıt oluşturmayacağı, sanığın eczane kayıtlarına girmeyen ve reçeteye bağlı olmayan herhangi bir ilaç almak için eczaneye girmiş olabileceği, ilaç dışında başka bir gerekçe ile de eczanedeki çöp poşeti üzerinde parmak izi bulunabilecek şekilde çöp poşetini kullanabileceği, eczane içerisinde hırsızlık yaptığı belirtilen sanığın, başka mekânlarda ya da eşyalar üzerinde de parmak izlerinin bulunması gerektiği, bu şekildeki bir bulgunun elde edilemediği, kaldı ki şikâyetçinin eczanesinin kapatıldığı, adresinde de bulunamadığı, bozma ilamına uyulması ve yeni bir delil toplanması olanağının bulunmadığı, çöp poşeti dışında herhangi bir yerde sanık aleyhine suç bulgusuna rastlanılmadığına göre, atılı suçları işlemediğine ilişkin savunmasına itibar edilmesi, küçük bir ihtimal dahi olsa savunmasının doğru olacağının kabulü gerektiği, bu durumda atılı suçları işlediği kuşkulu olup, bu şüpheden yararlandırılması gerektiği, yeteri kadar delil toplandığı, bu aşamada toplanabilme olanağı bulunan yeni bir delil bulunmadığı" şeklindeki gerekçeyle direnerek önceki hükümde olduğu gibi sanığın beraatına karar vermiştir.Direnme hükmünün Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.03.2015 tarih, 183878 sayı ve "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.CEZA GENEL KURULU KARARIÖzel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın işyeri dokunulmazlığının ihlali, nitelikli hırsızlık ve mala zarar verme eyleminin sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, öncelikle yerel mahkeme direnme kararının eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,c) Bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,d) Önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay'ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.İncelenen dosya kapsamından;Özel Dairece ilk hüküm; "hırsızlığın gerçekleştiği eczanede yapılan inceleme sonucu çöpteki poşet üzerinde sanığın parmak izinin tespit edildiği, sanığın kendisi ve anneannesine ait ilaçları almak için söz konusu eczaneye gittiğini beyan etmesi karşısında sanığın ve anneannesinin ilaç kullanmayı gerektirir şekilde hasta olup olmadıkları, sanığın anneannesi adına bu eczaneden ilaç satın alıp almadığı araştırılarak sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi" isabetsizliğinden bozulmuş, yerel mahkemece ise; "sanığın parmak izinin sadece çöp poşetinde bulunmasının atılı suçu işlediğine ilişkin delil olamayacağı gibi, bozma ilamında sözü edilen sanık veya anneannesinin hasta olup olmaması ya da eczane kayıtlarında ilaç alıp almamasının da atılı suçların sanık tarafından işlendiğine ilişkin kanıt oluşturmayacağı, sanığın eczane kayıtlarına girmeyen ve reçeteye bağlı olmayan herhangi bir ilaç almak için eczaneye girmiş olabileceği, ilaç dışında başka bir gerekçe ile de eczanedeki çöp poşeti üzerinde parmak izi bulunabilecek şekilde çöp poşetini kullanabileceği, eczane içerisinde hırsızlık yaptığı belirtilen sanığın, başka mekânlarda ya da eşyalar üzerinde de parmak izlerinin bulunması gerektiği, bu şekildeki bir bulgunun elde edilemediği, kaldı ki şikâyetçinin eczanesinin kapatıldığı, adresinde de bulunamadığı, bozma ilamına uyulması ve yeni bir delil toplanması olanağının bulunmadığı, çöp poşeti dışında herhangi bir yerde sanık aleyhine suç bulgusuna rastlanılmadığına göre, atılı suçları işlemediğine ilişkin savunmasına itibar edilmesi, küçük bir ihtimal dahi olsa savunmasının doğru olacağının kabulü gerektiği, bu durumda atılı suçları işlediği kuşkulu olup, bu şüpheden yararlandırılması gerektiği, yeteri kadar delil toplandığı, bu aşamada toplanabilme olanağı bulunan yeni bir delil bulunmadığı" biçiminde, bozma ilamında araştırılması ve tartışılması istenen, ilk hükümde yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçeyle beraat kararı verilmiştir.Bu itibarla, mahalli mahkemenin son kararı, direnme niteliğinde bulunmayıp, bozma ilamında araştırılması ve tartışılması gerektiği belirtilen hususlar tartışıldıktan sonra "eylemli uyma neticesi verilen yeni hüküm" olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.SONUÇ:Açıklanan nedenlerle;Çocuk Mahkemesinin 20.02.2014 tarih ve 228-99 sayılı kararı, eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde bulunduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılabilmesi amacıyla Yargıtay 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.01.2016 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.