Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6928 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 1146 - Esas Yıl 2011





İflasın ertelenmesi talebinde bulunanlar vekili, panel radyatör ve kombi üreticisi olan müvekkili şirketlerin ekonomik kriz ve çelik fiyatlarının yükselmesi nedeniyle borca batık hale geldiğini, sunulan iyileştirme projesinde öngörülen tedbirlerin uygulanması halinde borca batıklıktan kurtulmalarının mümkün olduğunu belirterek, iflas erteleme talebinde bulunmuştur.Mahkemece, şirketlerin borca batık olduğu, davacı şirket yetkilisi Süleyman Kan’ın 500.000 TL B... Isı Sistemleri A.Ş.’ye 1.500 TL B... Doğalgaz Malz. A.ş.’ye ödeme yaptığı, şahsi taşınmazını B... A. A.Ş.’nin şirketten alacağının teminatı olarak ipotek ettiği, bir şekilde bilirkişi heyetinin 25.02.2010 tarihli raporunda belirtilen tereddütlerin giderildiği,641.079 TL nakdi sermaye ödemesi yapıldığı, Barter Sözleşmesi ile 1.673,500 TL borç ödeme sözleşmesi yapıldığı belirtilerek her iki şirketin iflasının bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiş, hüküm müdahiller HSBC Bank, Vakıfbank, Türkiye Kalkındırma Bankası, M....Metal A.Ş. ve C.... Radyatör Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere,y delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle birden fazla şirketin birlikte iflas erteleme talebinde bulunmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, müdahiller vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Hükmü temyiz eden Albaraka Türk A.Ş vekili, 25.04.2011 tarihli, İş Bankası A.Ş. vekili ise 28.04.2011 tarihli dilekçeleri ile temyiz isteğinden vazgeçtiklerini bildirdikleri ve vekaletnamelerinde temyizden feragate yetkileri olduğu anlaşıldığından temyiz istemlerin vazgeçme nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.3- İflasın ertelenmesi, borca batık durumda olan bir sermaye şirketinin mali durumunun ıslahının mümkün olması halinde o şirketin iflasının önlenmesini sağlayan bir kurumdur. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmeli, borca batık durumda ise bu kez ıslahının mümkün olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. Zira önerilen iyileştirme tedbirlerinin şirketin mali durumunu düzeltmeye elverişli olup olmadığının belirlenmesi özel ve teknik bir bilgiyi gerektirdiğinden, bu konuda bilirkişinin görüşüne başvurulması icap etmektedir. Bilirkişi kök raporunda şirketlerin borca batık oldukları, ancak ödenmemiş sermaye borçları nedeniyle iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olarak kabul edilemeyeceği belirtilmiş; ek raporda ise borca batıklığın devam ettiği, iyileştirme projesindeki hedeflere ulaşılamaması nedeniyle hedeflerin % 50 oranında düşürülerek projenin yeniden düzenlendiği, ödenmemiş sermaye borcuna yönelik ödemelerin (ortağın şirketten olan alacağının mahsup edilmesi suretiyle) hesaben yapıldığı, şirketlere nakit girişi sağlanmadığı, öncelikle ödenmemiş sermaye borcunun tamamının ödenmesi gerektiği, bu şartlar altında iyileştirme proj esinin ciddi ve inandırıcı sayılamayacağı gibi iflas erteleme koşulları arasında yer alan alacakların haklarının korunması yönüyle bir değerlendirme yapılmasına mahal olmadığı ifade edilmiştir. Mahkemece bu raporlar sonrasında her iki şirket hakkında iflas erteleme kararı verilmiştir.Ödenmemiş sermaye borcu olan bir şirketin iyileştirme projesi ciddi ve inandırıcı sayılmaz. Nitekim kök raporda bu husus ifade edildiği gibi ek raporda da her iki şirketin ödenmemiş sermaye borçlarının bulunduğu, bu nedenle iflas ertelemenin koşulları arasında yer alan alacaklıların haklarının korunması yönüyle bir inceleme yapılmasına mahal olmadığı belirtilmiştir. Bu tespitler çerçevesinde özel ve teknik bilgi gereksinimi nedeniyle başvurulan bilirkişi raporuna aykırı karar verilmesi doğru değildir. Her ne kadar son kayyım raporunda şirketlerin ödenmemiş sermaye borçlarının bulunmadığı belirtilmişse de söz konusu sermaye koyma borçlarının ne suretle ödendiğine dair Yargıtay denetimine elverişli bir açıklama ve belge bulunmamaktadır.Bu durumda bilirkişi kök ve ek raporlarındaki tespit ve değerlendirmeler üzerinde durularak bir karar verilmesi, gerekirse bu konuda aynı heyetten ek rapor alınması gerekirken, yazılı şekilde iflas erteleme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle müdahiller vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE oyçokluğuyla, (2) numaralı bentte gösterilen sebeple müdahiller İş Bankası ve Albaraka Türk vekillerinin temyiz istemlerinin vazgeçme nedeniyle REDDİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenle müdahiller vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA oybirliğiyle, peşin harçların istek halinde iadesine, 25.05.2011 gününde karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Borçlunun adi ortaklık payının haczi mümkün olmayıp ancak semerelere ve tasfiye payına haciz konulabilir MAHKEMESİ : İstanbul 9.İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/05/2013NUMARASI : 2013/274 E-2013/479 K.Taraflar arasındaki “icra memuru işleminin kanun yolu ile iptali isteminden" dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9.İcra Hukuk Mahkemesi'nce şikayetin reddine dair verilen 17.07.2012 gün ve 2012/686 Vekalet sözleşmesinin kapsamı-İlamın icrasının ayrı bir iş sayılacağı-ilamın icraya konulmaması talebinin azil sayılamayacağı Taraflar arasındaki “avukatlık ücret alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 19.03.2010 gün ve 2010/1 E., 2010/115 K. sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 23. mirasçılar arasında gerçekleştirilen miras payı devrinin geçerli olması için noterde ya da tapu sicil memuru huzurunda yapılması zorunlu değildir. S.. E.. ile A.. C.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Manavgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 27.09.2007 gün ve 303/457 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı mirasçıları tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?