Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6892 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1 - Esas Yıl 2015
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/06/2013 gün ve 2013/82-2013/223 sayılı kararı bozan Daire’nin 22/09/2014 gün ve 2014/459-2014/14182 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan aldığı çek karnesinin 26.08.2008 tarihinde uğradığı hırsızlık neticesinde çalındığını, bu nedenle müvekkilinin aynı gün içerisinde davalı bankaya ödemeden men talimatı verdiğini, ancak çalınan çek yapraklarından 9.980.00 TL bedelli çekin 15.04.2009 tarihinde ibraz edilmesi üzerine davalı tarafından çek bedelinin ödendiğini, bankanın ödemekten men talimatının varlığına rağmen çek bedelini ödemesinin yasal olmadığını ileri sürerek, ıslah ile artırılarak 18.936.80 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur.Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.Dava, sahte imza ile keşide edilmiş çekin ödenmesinden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK.nun 724. maddesine göre “tahrif edilmiş bir çeki ödemiş olmasından doğan zarar muhataba ait olur; meğer ki senette keşideci olarak gösterilen kimseye kendisine bırakılan çek defterini iyi saklamamış olması gibi bir kusurunun isnadı mümkün olsun”. Öğreti ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, muhatap bankanın bu maddede öngörülen sorumluluğu kusur aranmayan bir sorumluluk olup, muhatap kusursuzluğunu ispat etse bile bu sorumluluktan kurtulamaz. Keşideci tamamen kusurlu fakat muhatap kusursuz ise muhatap sorumlu tutulamaz. Ancak, tarafların hiçbirinin kusurlu olmadığı hallerde banka sahte veya tahrif edilmiş çeki ödemenin sorumluluğundan kurtulamaz. Sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlali ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Keşidecinin müterafik kusuru varsa dikkate alınır.Somut olayda, davacıya ait çek karnesinin çalındığı ve davacı tarafından bu hususun aynı gün davalı bankaya bildirildiği, çalınan bu çeklerden bir tanesinin sahte imza ile keşide edilerek davalı bankadan tahsil edildiği hususları uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davalı bankanın sahte imzalı çeki ödemesi nedeniyle sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Yukarıda yapılan açıklamadan da anlaşılacağı üzere 6762, sayılı TTK’nın 724. maddesi hükmü gereğince davalı banka sahte imzalı çeki ödemekle davacıya karşı kusursuz sorumlu olup, davaya konu çekin takas yolu ödenmiş olması, dolayısı ile davalının imza incelemesi yapamamış olması davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.Bu itibarla, mahkemece, anılan Yasa’nın 724. maddesi hükmü değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, 711/3. maddesine göre davacının ödemeden men talimatı vermesinin anılan maddenin daha sonra yürürlükten kaldırılması karşısında davacı açısından kazanılmış hak oluşturduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 22.09.2014 gün ve 2014/459-14182 sayılı bozma kararı gerekçesinin kaldırılarak kararın yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 22.09.2014 gün ve 2014/459-14182 sayılı bozma kararının gerekçesi kaldırılarak, mahkeme kararının yukarıda açıklanan gerekçe itibariyle BOZULMASINA, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 14/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.