Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6887 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15361 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Müştekinin sevk ve idaresindeki halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı olan yolcu minibüsüne binen sanık ve suç arkadaşı tarafından şoförün yanındaki bozuk para kutusundan 25,00-30,00 TL paranın çalınması biçiminde gerçekleştirilen eylemde, suçun 5237 sayılı TCK’nın 142/1-c maddesine uyduğu gözetilmeden, aynı Yasa'nın 141/1. maddesi ile uygulama yapılması,2-5237 sayılı TCK'nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK'nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK'nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK'nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK'nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK'nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.Somut olayda ise; sanığın suç tarihinde temyize gelmeyen suç arkadaşı ... ile birlikte mağdurun minibüsündeki yanında bulunan bozuk para kutusundan toplamda 25,00-30,00 TL parayı alması karşısında, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK'nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,.../..3-Müşteki ...'in soruşturma aşamasında 18.05.2011 havale tarihli dilekçesiyle şikayetinden vazgeçtiğini bildirdiği, 07.02.2012 günlü oturumda ise sanık ve arkadaşının zararını giderdiklerini beyan ettiği anlaşıldığından, zararın giderildiği zaman sorularak sonucuna göre,cezasından 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesi uyarınca indirim yapılması gerekirken,yerinde olmayan gerekçe ile anılan kanun maddesinin uygulanmamasına hükmedilmesi,4-Suç tarihinde güneşin saat 20.12'de battığı, hırsızlık eyleminin müştekinin anlatımına göre saat 21.30 sıralarında gerçekleştiği ve suçun TCK'nın 6/1-e maddesine göre gece sayılan zaman diliminde işlendiğinin anlaşılması karşısında, anılan Kanun'un 143/1. maddesinin uygulanmaması,5-T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına, 1412 sayılı CMUK'nun 325. maddesi gereğince bozmanın hükmü temyiz etmeyen sanık ...'a sirayetine, 04.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.