Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6860 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 4405 - Esas Yıl 2010





Mahkemece bozmaya uyularak tesis olunana yeni kararda, bir kısım taleplerin bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden bahisle yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Gerçekten Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma ilamı dışında kalan kısımları kesinleşir ve kesinleşen bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. Bozma ilamına uymuş olan mahkeme, kesinleşen kısımlar hakkında artık yeniden bir inceleme yapamaz, kararını usuli kazanılmış hakları gözeterek vermek zorundadır. Yargıtay'ca bozulan kararlar hukuki varlıklarını ve geçerliliklerini tamamen kaybettiklerinden -açıkça onanan kısımlar hariç- yeniden tesis olunan kararın davadaki tüm talepleri, yani bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımları da içermesi gerekir. Kesinleşen kısımlar hakkında, önceki karara atıf yapılmakla yetinilemez.Bu şekilde bir uygulama kararın bütünlüğünü bozacağından ve infazda tereddütlere yol açacağından HUMK'un 388 ve 389. Maddelerindeki düzenlemelere de uygun düşmez. Mahkemece bozma kapsamı dışında kalarak da karar verilmesi gerekirken, bozma ile kaldırılan önceki karara atıf yapılarak “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi usule aykırı bulunmuştur.3-2009/360 esas sayılı davada davacı; 2003/198 esas sayılı ilk davada talep ettiği iş bedelinin 190.000,00 TL'lik kısmı için 19.03.2003 ilk dava tarihinden eldeki davanın açıldığı 02.06.2009 tarihine kadar yasal faiz oranlarına göre temerrüt faizi, birleşen 2003/405 esas sayılı davada talep ettiği teminat mektup bedeli için de yasal faiz ile avans faizi arasında oluşan farkı talep etmiştir. Davacı 08.12.2009 tarihli dilekçesinde talep ettiği işlemiş faiz miktarlarını ve faizin hesaplama şeklini göstererek eksik harcı da tamamlamıştır. Açılmış olan alacak davasında faiz talep edilmemiş olması halinde faiz alacağının zaman aşımı süresi içinde ayrı bir dava ile istenmesi her zaman mümkündür. Ancak, açılmış olan alacak davasında yüksek oranlı avans faizi talep etme hakkı varken seçimlik hak yasal faiz şeklinde kullanılmış ise sonradan seçimlik haktan dönülerek avans faizi talep edilemez. Bu durumda mahkemece 2003/198 esas sayılı ilk davada talep edilen iş bedelinin 190.000,00 TL'lik kısmı için 19.03.2003-02.06.2009 tarihleri arasındaki işlemiş faiz tutarının taleple bağlı kalınarak yasal faiz oranlarına göre hesaplanıp hüküm altına alınması, 2003/405 esaslı davaya konu asıl alacak bakımından talep edilen faiz farkının ise reddedilmesi gerekirken, herhangi bir inceleme yapılmaksızın somut olaya ve bozma ilamına uygun düşmeyen gerekçelerle faiz alacağına ilişkin 2009/360 esaslı davanın tamamen reddi doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle karar bozulmadır.SONUÇYukarıda 1. Bentte yazılı nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, kararın 2. Bentte yazılı nedenle taraflar, 3. Bentte yazılı nedenle davacı S. İnş. Ltd. Şti. yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 13.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.