Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6798 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4615 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 16/01/2015NUMARASI : 2014/1311-2015/23Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı, davalı kooperatifin 25.06.2014 tarihli genel kurulunda 2013 yılı yönetim ve denetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında ve bilanço, gelir gider cetvellerinin oylanmasında oy kullanmalarının yasa ve anasözleşmeye aykırı olduğunu, Bakanlıktan gönderilen talimata aykırı hususların gündeme alındığını, Bakanlık talimatı ile gündeme alınarak genel kurulun onayına sunulması gereken hususların gündeme alınmadığını, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2011/71 Esas sayılı dosyasında yargılaması devam eden yönetim kurulu üyelerinin azli veya göreve devamı hususunun 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 56/3, anasözleşmenin 46/son maddesi uyarınca genel kurul gündemine alınması gerekirken alınmadığını, kooperatif personeline yapılan fazla mesai ödemelerinin genel kurulun bilgisine sunularak ibrasının alınması gerekirken alınmadığını, bazı üyelerin tezgah tahsis hakkı olmadığı halde usulsüz üye yapıldığının genel kurulun bilgisine sunulmadığını, Aytek firmasına yapılan 289.250,00 TL'lik ödeme ile ilgili kayıtlarda yer alan farklılıkların kooperatif genel kurulunun bilgisine sunulması gerekirken sunulmadığını, anasözleşmenin 14. maddesi hükmüne aykırı olarak ortaklıktan çıkartıldığını ileri sürerek, 25.06.2014 tarihli genel kurul kararlarının iptalini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, 25.06.2014 tarihli genel kurul toplantısının, Bakanlık talimatları doğrultusunda usul ve yasaya uygun şekilde gerçekleştiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; genel kurul gündeminde yer alan; açılış, divan seçimi ve saygı duruşu konusundaki kararların iptalini gerektirir mahiyette bir aykırılık olmadığı, ihraç kararının dayanağı olan borçların gerçek olup olmadığı hususu ile 2013 yılı bilanço, gelir gider tablosu, yönetim ve denetim faaliyet raporlarının okunarak ibrası ve 2014 yılı tahmini bütçesinin görüşülerek onaylanması kararlarının yasa, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı bulunup bulunmadığı hususunun saptanması için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, ancak davacının verilen kesin sürede bilirkişi ücreti yatırmadığından bu hususlara ilişkin iddianın kanıtlanamadığı, yönetim kurulu seçimi maddesi gündemde olmadığından, yönetim kurulunun azil veya göreve devamı hususunun genel kurul gündemine alınmamasının önem taşımadığı, Yargıtay uygulamasının bu yönde olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı temyiz etmiştir.1-Dava, genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.İptali istenen genel kurulun 1. maddesinde divan heyetinin bir ret oyuna karşılık oyçokluğu ile seçildiği, 2. maddesinde gelir-gider tablosu, yönetim kurulu faaliyet raporu ve denetim kurulu faaliyet raporunun okunduğu, bir muhalif oya karşılık 98 kabul oyu ile bilanço ve gelir-gider farkı cetvelinin onaylandığı, yönetim ve denetim kurulu ibrasının kabul edildiği, 3. maddesinde her üyeden 75,00 TL alınmasının aynı oyçokluğu ile kabul edildiği, oylama sonuçlarına ilişkin "muhalif oy" ibaresinin “ret oyu” anlamında kullanıldığı, 4. madde görüşmeleri sırasında, davacının ''Genel kurulda alınan kararlar hakkındaki şerhinin tutanaklara geçmesini beyan ederim'' şeklinde tüm kararlara muhalefet şerhi koyduğu anlaşılmaktadır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53/1. maddesi uyarınca, genel kurul toplantısında hazır bulunan ortakların alınan kararlara karşı iptal davası açabilmeleri için, ret oyu kullanmış ve muhalefetlerini de toplantı tutanağına kaydettirmiş olmaları gerekmektedir. Emredici nitelikte olan bu yasal düzenlemenin, davalı kooperatif anasözleşmesinin 38. maddesinde de aynen tekrarlandığı görülmektedir. Dava açma koşulu olarak aranan muhalefetin, oylama öncesinde gündem ve görüşmelere yönelik düşünce açıklamak ve eleştiri getirmek suretiyle değil, oylama sonrasında ve oylama sonucuna yönelik olarak yapılması gerekmektedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53 ve anasözleşmesinin 38. maddesinde iptali kabil kararların iptali davası açma koşullarından biri de ''toplantıda hazır bulunanların kararlara aykırı kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirtmek'' olarak ifade edilmiş olup, anasözleşmenin ''Genel Kurul Tutanağı'' başlıklı 39. maddesinde Genel Kurul Tutanağı'nın muhalif kalanların muhalefet sebeplerini de içermesi gerektiği öngörülmüş ise de, bu hükümle anılan 53 ve 38. madde hükümlerinde aranan muhalefet şerhinin içeriğinde tereddüte düşülmemesi bakımından ''gerekçenin'' tutanakta yer alması gerektiğine işaret edilmiştir. 53 ve 38. maddelerde kullanılan ''keyfiyetin tutanağa geçirilmesi'' ifadesi karşısında, muhalefet şerhinin mutlaka gerekçeli olması şart olmayıp, muhalefet iradesinin tutanaktan anlaşılması yeterlidir. Dairemizin 01.03.2012 tarihli 2011/3572 E., 2012/1590 K; 05.03.2012 tarih ve 2011/2654 E., 2012/1628 K. sayılı ilamları da bu yöndedir. YHGK'nın 20.12.2013 tarih ve 23-121 E, 1674 K. sayılı ilamında, '' kooperatif genel kurul kararlarına karşı dava açabilecek pay sahipleri ve diğer kişilerin muhalefet ettikleri kararlara karşı muhalefet ettiklerini tutanağa geçirtmeleri yeterli olup, ayrıca bir de muhalefet gerekçelerini yazdırmaları veya ayrı bir muhalefet şerhi içeren dilekçe vermeleri gibi bir zorunluluk aranmamaktadır. Kaldı ki, böyle bir şartın aranmasının hak arama özgürlüğünü zorlaştıracağında kuşku bulunmamaktadır.'' anlatımına yer verilmiştir.Somut olayda, davacının, iptali istenen 1, 2 ve 3. maddeye yönelik yapılan oylama sonrasında tutanağa geçen ibarelerin, oylama sonucuna yönelik olması ve muhalefet iradesini yansıtması nedeniyle muhalefet şerhi olarak kabulü gerekir.HMK'nın 266/1. maddesi “ Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda, bilirkişiye başvurulamaz.” hükmünü içermektedir. Somut olayda, mahkemece 03.09.2014 tarihli duruşmanın 8 no'lu ara kararı ile bilirkişi ücretini yatırmak üzere, davacı asıla usulüne uygun şekilde kesin süre verildiği, davacının 12.11.2014 tarihli duruşmada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek bulunmadığını belirterek, bilirkişi ücretini yatırmadığı anlaşılmaktadır.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında, yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir.Diğer yandan, anılan 53. madde hükmü uyarınca, genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin toplantıya ve karara katılmış bulunmaları halinde alınan kararların yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı oldukları ileri sürülerek iptalleri için açılacak davada genel kurulda ret oyu ve muhalefette bulunmuş olma şartı aranmaz ise de, bir aylık hak düşürücü süre içinde davanın açılması zorunludur. Oylama sonucuna etkisi olabilecek kişiler, toplantıya katılmaması gerekip de katılan ve olumlu oy kullanan kimseler olup, davalı kooperatif bu iştirakin toplantı ve karar nisabına etkisi olmadığını ispatlarsa, bu katılım sonuca etkili olmayacağından, bu halde iptal isteminin aynı madde uyarınca reddi gerekir. Diğer anlatımla, katılmaması gerekenlerin toplantıya katılması, toplantı ve karar nisabı etkiler ise butlan nedeni değil, iptal nedenidir. Yönetim ve denetim kurulu üyeleri 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 50/1, anasözleşmenin 24/3. maddesi uyarınca kendi ibralarında oy kullanamazlar.Somut olayda, dava süresinde açılmış olup, iptali istenen genel kurula 287 ortaktan 64 ortağın asaleten, 35 ortağın vekaleten katılımı ile toplam 99 ortağın katıldığı, kararların davacının ret oyu ile oyçokluğuyla ile alındığı anlaşılmış olup, davacının temyiz dilekçesinde somutlaştırdığı ve genel kurula katılmaması gerektiği halde, katılan şahıslar olarak açıkladığı yaklaşık 20 kişinin oy kullanması toplantı ve karar nisabını etkilememektedir.Bu durumda mahkemece, 2. maddedeki yönetim ve denetim kurulunun ibrasına ilişkin alınan kararın iptali istemin, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin, kendi ibralarında oy kullanmış olmaları halinde, bu iştirakin toplantı ve karar nisabına etkisi olmayacağı; 1,2 ve 3. maddede alınan diğer kararlar yönünden ise 20 kişinin katılımının toplantı ve karar nisabına etkisinin bulunmadığı, 1,2 ve 3. maddede alınan tüm kararlar için nisap dışında kalan iddialar yönünden ise, davacının kesin sürede bilirkişi ücreti yatırmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, anılan kararların iptali isteminin aynı yazılı gerekçe ile reddi doğru olmamış ise de, kararın sonucu itibariyle doğru olmasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Davacının, genel kurulun 4. gündem maddesindeki ihraç kararı ile ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;Genel kurulun 4. madesinde davacının ihracına ilişkin alınan karar, tüm ortakları ilgilendiren genel nitelikli bir karar olmadığından, davacı genel kurula katılsa dahi bu kararın ayrıca davacıya tebliği gerektiğinden, bu kararın iptali için muhalefet şerhi ve ret oyu verme koşulları aranmaksızın, tebliğ tarihinden itibaren üç aylık hak düşürücü süre içinde dava açılabilir. Dava, süresinde açılmıştır.Somut olayda, davacıya parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle 31.07.2012 tarihli ihtarname keşide edildiği, yönetim kurulunun, 13.02.2014 tarih ve 13 sayılı kararı ile davacının üyelikten ihracına karar verdiği anlaşılmış ise de, davacıya gönderilen 19.02.2014 tarihli ihtarnamede, davacının Maltepe pazar yerinde faaliyet göstermediği ve kooperatifin amacı ve faaliyet alanı ile ilgili hiçbir hukuki faaliyeti bulunmadığı için anasözleşmenin 14/2. maddesi uyarınca üyelikten ihraç edildiği bildirilmiştir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 27. ve davalı kooperatif anasözleşmesinin 14. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, kooperatifçe öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilmesi, bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içermesi, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilmesi, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılabilir olarak belirtilmesi gerekmektedir. .../...Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.Öte yandan, kooperatiflerde ortak olma koşullarının kaybedilmesi halinde ortaklık, kendiliğinden sona ermemektedir. Bu durumdaki ortağa çekilecek ihtarname ile somut olayda, Maltepe pazar yerinde seyyar satıcı olmak koşulunu yerine getirmediği belirtilerek, bu koşulu sağlaması, aksi halde ihraç edileceğinin bildirilmesi ve uygun süre verilerek anılan ortak olma koşulunu sağlaması yönünde imkân tanınması, uyarının gereğinin yerine getirilmemesi halinde ihracına karar verilmesi gerekmektedir. Anasözleşmede ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nda anılan ortaklık koşulunu kaybedenler için ihraç öncesinde ihtar gönderilmesi öngörülmemiş ise de, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 27. maddesinde parasal yükümlülükleri için ihraç öncesinde aranan uygun süre verilmesi koşulunun, kıyasen uygulanması gerekir. Bu uygulamanın YHGK'nın 27.04.2010 tarih ve 16-149 E., 212 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, hayatın olağan akışına, iyiniyet kurallarına ve kooperatifin amacına uygun olduğunun kabulü gerekir.Somut olayda, davacı üyeye parasal yükümlülüklerini yerine getirmesi ile ilgili sadece bir ihtarname gönderildiği, ortak olma koşullarının kaybedilmesi durumunda ise uygun süre verilerek ortak olma koşulu için imkan sağlanması yönünde ihraç öncesi ihtarname gönderilmediği, davalı kooperatifçe verilen her iki ihraç kararının Kooperatifler Kanunu'nun 27. ve anasözleşmenin 14/2. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle, genel kurulun 4. gündem maddesinde alınan ihraç kararının iptaline karar verilmesi gerekirken, ihraç kararına dayanak olması gereken ihtarnamelerin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesinin mümkün olduğu, esasen gerçek borcun incelenmesine sıra gelmediği, dolayısıyla gerçek borç yönünden henüz bilirkişi incelemesine gerek bulunmadığı gözden kaçırılarak, bilirkişi ücreti yatırılmadığı gerekçesiyle, davanın kanıtlanamadığının kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.