Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6798 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 17695 - Esas Yıl 2010





Davacı, davalılardan Tuncay ile 15.12.2003 tarihli sözleşme ile Binbirdirek Sarnıcı üzerinde bulunan otoparkın işletilmesi hususunda adi ortaklık-sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmeyi diğer davalı Ethem kefil olarak imzaladığını, sözleşme uyarınca 20.000 davalıya ödediğini, sözleşme uyarınca her ay 1500 TL nin tarafına ödenmesi ile otopark ücretlerinde artış olduğu takdirde bu artışın %50 oranında ödenen ortaklık ödemesine ilave edileceğinin kararlaştırıldığını, 2003 yılından 2007 yılına kadar ödenmesi gereken otopark ücretlerinin eksik ödendiğini, eksik ödenen 29.940.60 TL. alacağı ile sözleşmenin 3. Maddesi gereğince sözleşmenin eksik yerine getirilmesi halinde ödediği 20.000 ortaklık payının davalılar tarafından ödenmesi gerektiğini, tahsili için yaptığı icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek alacağının tahsili için başlattığı icra takibine davalıların haksız itirazlarının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmasına göre, davalı Tuncay aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.2) Davacı ile davalılardan Tuncay arasında adi ortaklık sözleşmesi olduğu ihtilafsızdır. Davacı eldeki davada ortaklığa koyduğu ana sermaye ile ortaklık süresince kendisine eksik ödeme yapıldığı iddiası ile eldeki davayı açmıştır. Davacının ortaklığa koyduğu ana sermayeyi geri istemesi adi ortaklığın fesih ve tasfiye talebinide içermektedir. Hal böyle olunca uyusmazlığın çözümü için öncelikle adi ortaklığın mahkemece tasfiyesinin yaptırılması gerekir. Bunun içinde öncelikle tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili delilleri toplanarak, ortaklığın hangi tarih itibariyle son bulduğunun tespiti ile tarafların adi ortaklığın tasfiyesinde anlaştıkları takdirde yapacakları tasfiye planına göre aksi halde idareci ortak olan davalıdan adi ortaklığa ilişkin hesap istenip hesap üzerine uyuşmazlık konusu olmayan konular varsa adi ortaklığın bu yönler gözetilerek Borçlar Kanunu 530. ve devamına göre mahkemece tasfiyenin bizzat yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.3) Kabüle göre, tasfiye mahkeme kararı ile hakim tarafından yapılacağından alacağı likit ve belirli olduğundan da söz edilemez. Bu durumda mahkemece davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.4) Davalı Ethem temyiz itirazlarının incelenmesinde, her ne kadar davalı Ethem’e kefil sıfatı ile husumet yöneltilmişse de davalı Ethem’in kefil olduğu borcun miktarı belli veya belirlenebilir nitelikte değildir. Bu durumda geçerli bir kefalet sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Kefil davalı Ethem hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabul kararı verilmesi de ayrıca bozma nedenidir.SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalı Tuncay’ın sair temyiz itirazlarının reddine, 2. 3., 4. Bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalılar yararına BOZULMASINA<karar>, peşin alınan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 640.00 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 27.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.