Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 677 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 590 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ : Antalya 1. İş MahkemesiTARİHİ : 14/10/2010NUMARASI : 2010/283-2010/375Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya 1.İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.07.2009 gün ve 2009/13 E-315 K sayılı kararın incelenmesi taraflarca istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 22.03.2010 gün ve 2010/10905 E-7511 K sayılı ilamı ile;(...Davacı vekili, davacının 24.03.1997- 12.01.2004 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, davacının 24-06-2002 tarihinde yayınlanan memorandum ile günlük 1 saat 45 dakika fazla çalışmasının karşılığını talep ettiğini ancak davalı tarafın davacı üzerinde psikolojik baskı oluşturduğunu, diğer işçilerin davacı ile konuşmamasını talep ettiğini ve ücretini düşürdüğünü, bunun üzerine davacının, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini belirterek, kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücretinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı vekili davacının işyerindeki uygunsuz ve saygısız hareketleri nedeniyle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalı işverenin fesih iradesinin davacıya daha önce ulaştığı ve mevcut devamsızlık tutanakları ile görevi gereği gibi yapmama nedenlerinin davalı tarafça yapılan feshin haklı fesih niteliğinde olduğunu gösterdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafça temyiz olunan karar, Dairemizin 26.12.2008 gün ve 2008/35543 K sayılı ilamı ile “Dosya içerisinde mevcut 31.12.2003 tarihli ihtarname ile davacının ücretinin 350 ytl ye düşürüldüğü, buna gerekçe olarak da işçinin iş verimindeki düşüklük ile iş yerindeki tavırlarının gösterildiği tartışmasızdır. Bu ihtarname öncesinde, davacı işçi tarafından keşide edilen 17.10.2003 tarihli ihtarname ile fazla çalışma alacakları talep olunmuştur. Davacı işçi vekili tarafından iş akdinin feshine dair noter aracılığı ile yapılan bildirim 13.01.2004 tarihinde düzenlenip 26.01.2004 de tebliğ edilmiştir. Davacı tanıklarının anlatımlarından, davalı tarafından davacı üzerinde diğer işçiler tarafından yalnızlaştırmaya ilişkin psikolojik taciz yapıldığı da göz önüne alındığında, iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı nedenle feshedildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda ilgili fesih bildiriminin karşı tarafa ulaşma anının, davalı feshinden sonraya rastlamasının da bir önemi bulunmamaktadır. Yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile red hükmü kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, davacı lehine kıdem tazminatına hükmedilmiş ancak bozma ilamında fazla çalışma ücretine yönelik hükme ilişkin bir değerlendirme olmadığı gerekçesiyle fazla çalışma ücreti talebinin reddine karar verilmiştir.Hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm temyiz itirazlarının reddine.Davacı tarafın temyizine gelinceDosya içeriğinden, davacının, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği, fesih gerekçesi olarak fazla çalışma ücretinin ödenmemesini de gösterdiği, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama sonunda, davacının fazla çalışma ücreti alacaklısı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, dairemizce verilen bozma kararı, fazla çalışma ücreti talebinin reddini de içermektedir. Kaldı ki, mahkemece verilen ilk red kararı, davacı tarafça kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti yönünden ayrı ayrı temyiz edilmiş ve bozma ilamında, sair hususların reddi ibaresi kullanılmadığı gibi alacak türü de belirtilmemiştir. Mahkemece, dairemizce verilen bozma kararına uyulması ile davacı lehine usuli kazanılmış hak doğmuş olmakla, davacının fazla çalışma ücreti talebinin kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olmuştur...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Davacı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. S O N U Ç : Davacı vekili temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 02.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.