Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6747 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 14556 - Esas Yıl 2009





Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonucu ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, Bitlis İli Hizan İlçesi PTT Bank Şubesi’ndeki kendisine ait posta çek hesabına 20.000 TL. para yatırdığını, PTT Bank Şube Müdürü bir kısım personelin zimmetlerine para geçirerek kaçmaları nedeniyle hesabına yatırdığı paraların geri ödenmediğini, gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, tahsili için başlatılan icra takibine de haksız itiraz edildiğinin ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamını ve %40 İcra İnkar Tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesine alınmasını istemiştir.Davalı Kurum, ikametgahının Ankara’da olduğunu, bu nedenle icra ve davada yetkili yerin Ankara Mahkemeleri ve İcra Daireleri olduğu bildirerek itirazda bulunmuştur.Mahkemece, yetkili icra dairesinde icra takibi yapılmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığından HUMK’daki genel kurala göre icra takibinin Ankara İcra Dairesi’nde yapılması gerektiği belirtilerek İcra Dairesinin yetkisi yönünden davanın yetkisi yönünden davanın reddine karar verilmiştir. 01.12.2008 tarihli, 27071 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan PTT Yurt içi Havale ve Posta Çeki Yönetmeliği’nin 13/1. maddesine göre,"hesap açtırmak isteyen, herhangi bir hesap açma formunu doldurduktan sonra formun katılma taahhütnamesini imzalar. ”Gerekli kontroller yapıldıktan sonra hesap açılır.Hesabın açılması ile taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulmuş olur. Somut olayda davacının posta çek hesabı bulunduğu konusunda bir itilaf bulunmamaktadır.O halde, dava, taraflar arasında kurulan sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan itirazın iptali isteğine ilişkindir. BK’nın 73 ve HUMK’un 10. maddesi hükmü uyarınca bu tür davaların alacaklının ikametgahı mahkemesinde de açılabileceği kabul edilmiştir. Öyle olunca, davacının ikametgahı icra dairesi ve mahkemesi bulunan Mersin İcra Dairesi ve Mersin Asliye Hukuk Mahkemesi’nin de yetkili olduğunun kabulü zorunludur. Bu durumda mahkemece, itirazın reddi ile işin esası incelenmeli, delil ve karşı deliller toplanmalı ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 13.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.