Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6735 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4425 - Esas Yıl 2014





1-Sanık Y.. P.. hakkında kasten yaralamaya teşebbüs suçlarından hükmolunan ceza miktarına göre, müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin reddine karar verilmiştir.2- Sanık Y.. P..’ın, eşi mağdur B.P.ve mağdur S.. G..’i silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçları ile ilgili olarak Gümüşhane Ağır Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih, esas 2008/14, karar 2008/37 sayılı kararı ile CMK.nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın 29.05.2008 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 07.04.2009 tarihinde işlediği tasarlayarak öldürmeye teşebbüse azmettirme suçundan Gümüşhane Ağır Ceza Mahkemesinin 21.12.2009 tarih, esas 2009/48, karar 2009/79 sayılı karar ile mahkum olduğu, hakkında verilen bu mahkumiyet kararının Yargıtay l.Ceza Dairesinin 27.03.2013 tarih, esas 2013/165, karar 2013/2584 sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmakla, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen 2008/14 sayılı dosyanın re’sen ele alınmasına karar verildiği;Mahkemece dosya üzerinden inceleme yapılarak 13.05.2013 tarih, esas 2008/14, karar 2008/37 sayılı ek kararla sanık hakkında eşi mağdur Birgül Polat ile mağdur Seyfi Güneş’i silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçlarından hüküm kurulmuş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/11. fıkrasında yer alan "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, mahkemece duruşma açılarak, tarafların duruşma gününden haberdar edilmesi, anılan fıkra uyarınca değerlendirme yapıldıktan sonra CMK.nun 230. maddesine uygun şekilde hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, savunma hakkını kısıtlayacak biçimde, duruşma açılmaksızın ve “ayrıca tüm delillerin ve gerekçelerin 08.05.2008 tarihli asıl kararda tartışıldığı ve açıklandığı üzere” şeklinde önceki hükme atıf yapılmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi,Usule aykırı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, sanık hakkındaki kurulan hükümlerin tebliğnamedeki düşünce hilafına BOZULMASINA, 30/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.