Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6717 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9727 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Elazığ 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/05/2014NUMARASI : 2012/314-2014/317Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı B.. K.. yönünden reddine, diğer davalı yönünden kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı H.. A.. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, borçluya ait 34 VB 7623 plakalı aracın satışından elde edilen bedelinin alacaklılara ödenmesi için Elazığ 2. İcra Müdürlüğü'nün 2011/1787 esas sayılı dosyası kapsamında 28.06.2012 tarihinde düzenlenen sıra cetvelinde hem sıralar hem de bu sıralardaki alacaklıların alacağının esası belirlenirken hata yapıldığını, müvekkilinin alacağının 4562 sayılı Kanun gereğince imtiyazlı olduğunu, davalı SGK'nın alacağına ilişkin konulan hacizden itibaren yasal sürede satış istenmediğinden haczin geçerliliğini yitirmesine rağmen sıra cetvelinde müvekkilinin alacağından önce yer aldığını, diğer davalı H.. A..'nin alacağının taşıt kredisinden kaynaklı rehin hakkına ilişkin olduğu halde borçlunun kredi kartı borcundan kaynaklanan alacağın sıra cetvelinde yer almasının mümkün olmadığını ileri sürerek, Elazığ 2. İcra Müdürlüğü'nce düzenlenen 28.06.2012 tarihli sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı SGK vekili, sıra cetveline konu kurum alacağının primden kaynaklandığını ve haciz işleminin 6183 sayılı Yasa kapsamında gerçekleştiğini, imtiyazlı alacaklardan olduğunu, müvekkili kurum tarafından satışa konu araca konulan haciz tarihinin 22.04.2010 tarihi olduğunu ve satış tarihinde haczin geçerli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı H.. A.. vekili, müvekkili bankanın adresinin Şişli-İstanbul olduğunu, davanın Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılması gerektiğini, dava dışı borçlu İbrahim Hakkı Bozat ile müvekkili banka arasında imzalanan 23.06.2008 tarihli sözleşmede "işbu sözleşme ya da ayrıca bir sözleşme ile verilmiş olan teminatlar, borçlunun bankaya olan her türlü tüm borçlarının teminatı hükmündedir" maddesinin yer aldığını, taraflar arasındaki rehnin bankaya olan her türlü borcun teminatı olduğunu, borçlunun taşıt kredi borcunun kapanmış oluğu, 27.07.2012 tarihi itibariyle kredi kartı ve kredili mevduat hesabı borcunun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; Sosyal Güvenlik Kurumu'nun süresi içinde ödenmeyen prim alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörüldüğünden, davacının SGK alacağının imtiyazlı olmadığı yönündeki iddiası yerinde görülmediği gerekçesiyle, Bağcılar Sosyal Güvenlik Merkezine karşı açılan davanın reddine, sıra cetvelinin birinci sırasındaki davalı HSBC Bank A.Ş'nin alacağının rehin alacağı olduğu ifade edilmiş ise de, davalı bankanın dosyaya gönderdiği yazı cevaplarına göre kredi borcunun kapanmış olduğu, davalı banka ile borçlusu arasındaki taşıt kredisi sözleşmesi hükümlerinde, sözleşmeyle ya da ayrı bir sözleşmeyle verilmiş olan teminatların borçlunun bankaya olan her türlü borçlarının teminatı hükmünde olduğu belirtilmekte ise de, borçlunun kredi kartı borçları nedeniyle gelecekte ne kadar borçlu olacağı bilinmeksizin teminat ilişkisinin devam ettirilmesinin hukukun temel ilkelerine aykırı bir durum olduğu gerekçesiyle, davalı H.. A.. aleyhine açılan davanın kabulü ile sıra cetvelinde HSBC Bank A.Ş'ye ayrılan 18.407,20 TL'nin ikinci sırada davacı Elazığ OSB Müdürlüğü'nün alacağı için tahsisine karar verilmiştir.Kararı, davalı H.. A.. vekili temyiz etmiştir.1-İcra ve İflas Kanunu’nun 142 . maddesinin son fıkrası hükmüne göre sıra cetveline itiraz davalarında, iddia sadece sıraya yönelikse icra mahkemeleri görevlidir. Somut olayda, davacı (müştekinin) talebi karşı taraf HSBC Bank A.Ş'nin alacağının bulunmadığına değil, rüçhanlı olarak sıra cetvelinde yer almaması gerektiğine ilişkin olduğu, dolayısıyla talebin sıra cetveline alınan alacağın özü ile ilgili olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, İİK'nın 142/3. maddesi gereğince icra hukuk mahkemesinin görevli olması nedeniyle 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.2-Bozma nedenine göre, davalı HSBC Bank A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı H.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.