MAHKEMESİ : İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesi TARİH :11.11.2010 NUMARASI :2010/561 E.- 2010/641 KTaraflar arasındaki davadan dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla; İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 11.11.2010 gün ve 2010/561 E.- 2010/641 K. sayılı kararın onanmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'ndan çıkan 04.05.2011 gün, 2011/19-132 E., 2011/266 K. sayılı ilamın, karar düzeltilmesi yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulu'nca dilekçe, düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki ilgili bütün kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı vekili, müvekkilinin süresinde ibraz edilmeyen çeke dayalı olarak TTK 644.maddesi uyarıca yaptığı ilamsız icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek yasal dayanaktan yoksun itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, sebepsiz zenginleşme hükümlerine istinaden açılacak dava ve takiplerde uygulanacak olan bir yıllık sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Yerel Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece “… Dava ve takip dayanağı çek 30.06.2007 keşide tarihli olup, TTK.nun 708/1.maddesi uyarınca ibraz süresi 10.07.2007 tarihinde sona ermektedir. Bu tarih göz önüne alındığında (6) aylık zamanaşımı süresi ise 10.01.2008 tarihinde dolmaktadır. Davacı hamilin bu tarihten itibaren TTK.nun 644. maddesine dayalı olarak (1) yıl içinde keşideciye karşı müracaat hakkı vardır ve davacı hamil bu süre içinde keşideciye karşı 27.08.2008 tarihinde takibe geçmiştir. Bu durumda mahkemece açıklanan hususlar göz önüne alınarak uyuşmazlığın esasına girilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip, uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir..” gerekçesiyle bozulmuştur.Yerel Mahkeme “…sebepsiz zenginleşme talebine yönelik bu 1 yıllık zamanaşımı süresi müracaat hakkının kaybedildiği tarihten itibaren başlayacaktır. Somut olayda da davacının müracaat hakkını kaybettiği tarih çekin ibraz edilmesi için gerekli sürenin son günü olan 10.07.2007 de başlayıp 10.08.2008 de bitecektir. Bu nedenle süresinde açılmayıp zamanaşımı define uğrayan bu davanın reddi gerekmiştir…”gerekçesiyle önceki kararında direnmiştir.Direnme kararı davacı vekilince temyiz edilmiştir.Hukuk Genel Kurulunca; yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlığın; 818 sayılı Borçlar Kanunu uyarınca uygulanacak bir yıllık zamanaşımı süresinin, çekin ibraz süresinden sonra mı yoksa ibraz süresinin bitiminden itibaren altı ay geçtikten sonra mı işlemeye başlayacağı noktasında toplandığı belirtildikten sonra, yasal düzenlemelere işaret edilmiş ve diğer gerekçeler yanında dava konusu çekin ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmediğinin dosya kapsamından anlaşıldığı, süresinde ibraz edilmeyen çekin, kambiyo vasfını yitirmiş olmakla adi belge niteliğinde olduğu, bu haliyle davaya konu belge çek vasfı taşımayıp, adi belge niteliğinde olduğundan, somut olayda TTK’nun 726.maddesinin uygulama yeri olduğundan da söz edilemeyeceği, gerekçesine de yer verilmiş ve sonuç itibariyle, “somut olay yönünden TTK’nun 726 maddesi uygulanamayacağından, BK’nun 66.maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmede uygulanacak olan bir yıllık süre hesabında altı aylık süre dikkate alınamaz. Hal böyle olunca, çekin ibraz süresi geçtikten bir yıl sonra zamanaşımı süresi dolar. Bu nedenle aynı hususlara işaret eden direnme kararı usul ve yasaya uygun olup; onanması gerekir.” gerekçesiyle direnme kararı oyçokluğu ile onanmıştır.Davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine, dosya yeniden ayrıntısıyla incelenip, tartışılmıştır.Görüşmeler sırasında direnme kararının onanmasına ilişkin ilk kararda da işaret edildiği gibi; çekin ibrazı ve ibraz tarihinin varlığının yasal hakların kullanılması bakımından önem taşıdığı; süresinde ibraz edilmeyen bir çekin varlığı halinde, kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yapılamayacağı, çekin ibraz süresi geçtikten bir yıl sonra zamanaşımı süresinin dolacağı; ne var ki, Hukuk Genel Kurulunca, karar düzeltme istemine konu bu kararın gerekçesinde, ayrıca “…Süresinde ibraz edilmeyen çek, kambiyo vasfını yitirmiş olmakla adi belge niteliğindedir. Bu haliyle davaya konu belge çek vasfı taşımayıp, adi belge niteliğinde olduğundan…” cümlelerine de yer verildiği; oysa “ibraz edilmeyen çekin adi belge niteliğine dönüşmeyeceği” o nedenle bu cümlelerin karar metninden çıkarılarak, yerine “…Bu haliyle kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yapılamayacağından…” cümlesinin yazılmasının uygun olacağı; sonuç itibariyle, ibraz süresi geçtikten bir yıl sonra zamanaşımı süresinin dolacağına işaret eden onama kararının diğer gerekçeleri ve sonucu itibariyle doğru olduğu, gerekçede yukarıda açıklanan şekilde yapılan değişikliğin ise sonuca etkili görülmediği ve sonuç itibariyle karar düzeltme isteminin reddine karar verilmesi gerektiği oyçokluğu ile karara bağlanmıştır.SONUÇ: Hukuk Genel Kurulu’nun 04.05.2011 gün ve 2011/19-132 E., 2011/266 K. sayılı kararının gerekçesinde yer alan “…Süresinde ibraz edilmeyen çek, kambiyo vasfını yitirmiş olmakla adi belge niteliğindedir. Bu haliyle davaya konu belge çek vasfı taşımayıp, adi belge niteliğinde olduğundan…” cümlelerinin karar metninden çıkarılarak, yerine “…Bu haliyle kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yapılamayacağından…” cümlesi eklenmek suretiyle temyiz ilamında ve yukarıda yer alan açıklamalara göre 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen “ Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440.maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, takdiren para cezası alınmasına yer olmadığına ve karar düzeltme harcı peşin alındığından başkaca harç alınmamasına, 02.11.2011 gününde yapılan ikinci görüşmede oybirliğiyle karar verildi.