Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 669 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 623 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : Ankara 20. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/07/2010NUMARASI : 2010/297-2010/363Taraflar arasındaki “maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara (20.) Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 17.11.2009 gün ve 2008/87 E., 2009/359 K., sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 20.04.2010 gün ve 2010/537-2327 E-K. sayılı ilamı ile;(...1- Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, bu yolla saptanan dava niteliğine ve özellikle iddia ve savunmanın kıymetlendirilmesi yönünden bilgilerine başvurulan ve hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi raporunun niteliği, içeriği ve dosya kapsamında toplanıp değerlendirilen delillere, delillerin takdir, tahlil ve tartışımına ilişkin hükümde gösterilen gerekçelere göre davalı tarafın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE,2- Davalı tarafın hükmedilen manevi tazminatın miktarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince, mahkemece davanın kısmen kabulüne ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş isede varılan sonuç tarafların sıfatına, davanın ve hükmedilen tazminatın niteliğine uygun düşmemiştir.Hükmedilecek manevi tazminatın miktarının belirlenmesi hakimin taktirindedir. Ne var ki, takdire bağlılık keyfilik demek değildir. Kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakim bu hakkı Türk Medeni Kanun'unun 4. maddesinde açıklanan hakkaniyet ilkesine uygun olarak kullanmalıdır. Manevi tazminatın miktarı belirlenirken kişilik hakkına saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranı, sıfatı, işgal ettikleri makam ile diğer sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınmalı, her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşullar bulunabileceği gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenler karar yerinde denetime elverişli biçimde ve objektif olarak gösterilmelidir. Manevi tazminat davaları sonucunda hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bu para bir ceza olmadığı gibi hükmedilecek manevi tazminatla malvarlığı zararlarının karşılanması da amaçlanmadığından tazminat miktarının, onun amacına göre belirlenmesi gerekir. Bu nedenle takdir edilecek miktar, elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Somut olaya gelince, manevi tazminatın az yukarıda açıklanan amaçları gözetildiğinde hükmedilen manevi tazminatın yüksek olduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, daha az ve uygun bir bedele hükmedilmesi gerekirken yersiz gerekçelerle yazılı miktara hükmedilmesi isabetsizdir...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN : Davalı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 15.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.