Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6642 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21926 - Esas Yıl 2013





Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından duruşmalı olarak istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, duruşma istemi gider olmadığından reddedilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, dava konusu haciz sırasında borçlu şirketin eski ortağının istihkak iddiasında bulunduğunu, alacağın doğum tarihine göre borçlu şirketin içi boşaltılarak 3. kişi şirketin kurulduğunu, davalı şirket yetkilisiyle borçlu şirket yetkilisinin kardeş olduğunu ayrıca ticaret mahkemesindeki bir davada borçlu şirketin borçlarının bir kısmının davalı 3. kişi şirket tarafından ödendiğini, borçlu şirketin personelinin davalı 3. kişi şirkete aktarıldığını, borçlu ve 3. kişi arasındaki işlemlerin muvazaalı olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile davalı 3. kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı 3. kişi vekili, borçlu ve davalı 3. kişi şirketin farklı şirketler olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; borcun doğum tarihlerinde borçlu şirketin 32 çalışanından 21'inin davalı 3. kişi şirkette çalışmaya başlaması, şirketlerin ortaklık yapıları ve faaliyet alanlarının farklı olması gerekçesiyle davanın kabulü ile 3. kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, alacaklının İİK'nun 99. maddesi uyarınca açtığı istihkak iddiasının reddi davası niteliğindedir.Davaya konu 20.09.2012 tarihli haciz tutanağının incelenmesinden; alacaklının evrak araştırması talebi üzerine, icra memuru tarafından yapılan araştırmada haciz mahallinde borçluya ait herhangi bir evrakın bulunamadığının tutanağa yazıldığı görülmüştür. Haciz adresi, takip adresinden ve ödeme emrini tebliğ edildiği adresten de farklı bir adrestir. Bu koşullarda mülkiyet karinesinin 3. kişi yararına olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca; davalı 3. kişi şirket ile davadışı borçlu şirketin aynı alanda faaliyet göstermeleri ve ortaklarının kardeş olması nedeni ile organik bağ içinde olmaları tek başına muvazaayı göstermez. Bu sebeplerle; davacı alacaklının aleyhine olan karinenin aksini kanıtlayamadığı gerekçesiyledavanın reddine karar vermek gerekirken, yanlış değerlendirme neticesinde yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.