Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6620 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7935 - Esas Yıl 2012





İstemin Özeti : Kocaeli 2. İdare Mahkemesince verilen 29/02/2012 tarihli ve E:2011/186; K:2012/164 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.Danıştay Tetkik Hâkimi : Düşüncesi : Bakılan olayda; dava konusu disiplin cezasının, hem ceza tekliflerinin birleştirilmesi şeklinde bir uygulama yapılmış olması, hem de olayda tekerrür koşullarının gerçekleşmemiş olması nedeniyle hukuka aykırı olduğu sonucuna varıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın bu gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAKarar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:Dava; Kocaeli İli, Karamürsel İlçesi, ...Çocuk Yuvası Müdürü olarak görev yapan davacının, hakkında yürütülen soruşturma sonucunda getirilen üç ayrı uyarma cezası teklifinin birleştirilerek ve tekerrür hükümleri de uygulanarak 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 11.11.2010 tarihli ve 1442 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.İdare Mahkemesince, davacıya verilen 1/30 oranında aylıktan kesme cezasına dayanak teşkil eden üç ayrı uyarma cezasına ilişkin fiilerinin, 657 sayılı Kanunun 125/A maddesinde yer alan ve uyarma cezasını gerektiren fiil ve hallerden hangisi kapsamında değerlendirildiğinin net bir şekilde ortaya konulmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.Davalı idare tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmekte ve kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/2. maddesinde, "Disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiil veya halin cezaların özlük dosyasından silinmesine ilişkin süre içinde tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır. Aynı derecede cezayı gerektiren fakat ayrı fiil veya haller nedeniyle verilen disiplin cezalarının üçüncü uygulamasında bir derece ağır ceza verilir." hükmü getirilmiştir.Bakılan olayda, işleme dayanak alınan soruşturma raporunda sübuta erdiği sonucuna varılan isnatlar tek tek yazılmak suretiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesi uyarınca üç ayrı "uyarma" cezası teklif edildiği, bu cezaların birleştirildiği ifade edilerek "kınama" cezası verilmesi gerektiğinin uygun olacağının belirtildiği, davacının daha önce de iki kez kınama cezası ile cezalandırılmış olduğundan bahisle tekerrür hükmü uyarınca "1/30 oranında aylıktan kesme" cezası ile cezalandırıldığı, bu işlemin iptali istemiyle de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığa konu işlemde, yukarıda metnine yer verilen mevzuat hükmünde düzenlenen tekerrür hükmü ile hiçbir yasal dayanağı bulunmayan cezaların birleştirilmesi işleminin bir arada uygulandığı görülmektedir. Bu bakımdan uyuşmazlık, her iki husus yönünden ayrı ayrı irdelenmiştir.Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuç doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler.Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatla belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır.Temel yasa niteliğinde olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda, ceza tekliflerinin ya da cezaların birleştirilerek bir derece ağır ceza uygulanmasına imkan tanıyacak nitelikte her hangi bir düzenleme bulunmadığı gibi, disiplin hukukunun ilkelerine kaynaklık eden doktrin ve yargısal içtihatlarda da cezaların birleştirilerek bir derece ağır ceza uygulamasının yeri bulunmadığı ve dolayısıyla da disiplin amirinin bu şekilde bir karar alma yetkisinin bulunmadığı açık olduğundan, bu şekilde işlem tesis edilmesi hukuken mümkün değildir. 657 sayılı Kanunda düzenlenen tekerrür hükümlerinde, "fiil veya halin tekerrürü" ile "aynı derecede cezayı gerektiren fakat ayrı fiil veya haller nedeniyle verilen disiplin cezalarının üçüncü uygulaması" şeklinde iki ayrı durum düzenlenmiştir. Dolayısıyla, uyarma cezasını gerektiren fiil ve haller nedeniyle verilen ve hiçbir hukuki dayanağı olmadığı halde bu cezaların birleştirildiğinden bahisle verilen kınama cezasında, daha önceki tarihli kınama cezalarının tekerrüre esas alınması hukuken mümkün değildir. Zira, ortada ne disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiil veya halin tekerrürü, ne de aynı derecede cezayı gerektiren fakat ayrı fiil veya haller nedeniyle verilen disiplin cezalarının üçüncü uygulaması söz konusudur. Kaldı ki, tekerrür uygulamasına esas alınan önceki tarihli kınama cezalarında birisinin 125/B-(g) maddesi uyarınca, diğerinin ise 125/C-(c) maddesi ve bir alt ceza uygulanmak suretiyle tesis edilen kınama cezaları olduğu görülmektedir.Tüm bu nedenlerle dava konusu disiplin cezasının, hem ceza tekliflerinin birleştirilmesi şeklinde bir uygulama yapılmış olması, hem de olayda tekerrür koşullarının gerçekleşmemiş olması nedeniyle hukuka aykırı olduğu sonucuna varıldığından; dava konusu işlemin, işleme dayanak alınan isnatların 657 sayılı Kanunun 125/A maddesinde yer alan ve uyarma cezasını gerektiren fiil ve hallerden hangisi kapsamında değerlendirildiğinin net bir şekilde ortaya konulmadığı gerekçesiyle iptali yolunda verilen temyize konu kararın bu gerekçesinde hukuka uyarlık bulunmamakta ise de bu durum, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bir durum olarak görülmemiştir.İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. İdare mahkemesince verilen karar, hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçe ile onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 08/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.