Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6569 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4711 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Kadastro MahkemesiTaraflar arasındaki orman kadastrosu tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R... ili, ... ilçesi, ... köyü, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz 2.852.459,89 m2 ve 106 ada 1 parsel sayılı taşınmaz 1.272.504,37 m2 yüzölçümü ile orman vasfıyla ... adına tespit edilmiştir.Davacı ... vekili, ... Kadastrosuna hitaben yazdığı dilekçesi ile ... ilçesi, ... köyü, 101 ada 1 sayılı parsel ile 106 ada 1 sayılı parselde sınırlarını bildirdiği taşınmazların vergi kayıtları olduğunu ve bu taşınmazların zilyedi olduğunu belirterek sınırlarını bildirdiği taşınmazların tespitlerinin iptali ile müvekkili adına tescili talebiyle dava açmıştır. Davacı keşif mahallindeki imzalı beyanı ile 106 ada 1 sayılı parsele ilişkin davasından feragat etmiştir.Aslî müdahil ..., ..., ..., ... ve ... vekili 10.06.2008 harç tarihli dilekçesi ile 101 ada 1 sayılı parsel olarak tespit gören taşınmazda kalan, sınırları dilekçelerinde yazan ve müvekkillerinin mirasbırakanı ... adına 15.12.1994 tarih ve cilt 80, sahife 58, sıra 2'de tapuda kayıtlı, yaklaşık 100.650 m2'lik bölümün tespitinin iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.Aslî müdahil ... vekili 03.01.2008 harç tarihli dilekçesi ile 101 ada 1 sayılı parsel olarak tespit gören taşınmazda kalan, sınırları dilekçelerinde yazan ve müvekkilinin mirasbırakanı ... ...'den intikal eden bölümün tespitinin iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.Aslî müdahil ... 18.06.2010 harç tarihli dilekçesi ile 101 ada 1 sayılı parsel olarak tespit gören taşınmazda kalan ve 01.08.2002 tarihinde ... ... isimli kişiden satın aldığı ve zilyetliği altında bulunan bölümün tespitinin iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.Aslî müdahil ... 05.11.2009 harç tarihli dilekçesi ile 106 ada 1 sayılı parsel olarak tespit gören taşınmazda kalan ve 09.03.1995 tarihinde ... ... isimli kişiden satın aldığı ve zilyetliği altında bulunan bölümün tespitinin iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, 26.09.2012 havale tarihli dilekçesi ile davasından feragat etmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile davaya konu ... ili, ... ilçesi, ... köyünde kain 101 ada 1 sayılı parsel içerisinde kalan fen bilirkişileri ... ... ve ... ...'ın dosyaya ibraz ettikleri 12/08/2015 tarihli krokili raporlarında (B) harfi ile gösterilen 25.562,16 m2, (C) harfi ile gösterilen 7.302,12 m2 ve (D) harfi ile gösterilen 8.709,69 m2 mesahalı kısımlarının ayrı ayrı olarak yapılan tespitlerinin iptali ile davacı ... adına;bilirkişilerin (A) harfi ile gösterdikleri 91.763,99 m2 kısmının yapılan tespitlerinin iptali ile asli müdahiller ..., ..., ..., ... ve ... adına miras payları oranında; bilirkişilerin (E) harfi ile gösterdikleri 8.682,64 m2 kısmının yapılan tespitlerinin iptali ile aslî müdahil ... adına; bilirkişilerin (F) harfi ile gösterdikleri 29.714,95 m2 kısmının yapılan tespitlerinin iptali ile aslî müdahil ... adına tespit ve tapuya tesciline, parselin kalan kısımlarının tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve ... ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dava, orman kadastrosu tesbitine itiraza ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 22.09.2006 tarihinde ilâna çıkarılan orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanında bırakılmıştır.Mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuştur.Davacı ...'nun 106 ada 1 sayılı parsele ilişkin davasından keşif mahallindeki imzalı beyanı ile feragat etmesine; yine aslî müdahil ...'ın 26.09.2012 tarihinde davasından feragat etmesine rağmen feragate uygun olarak herhangi bir karar verilmemiş, aslî müdahil ... ölü olmasına rağmen onun adına tescil hükmü kurulmuş, dava konusu taşınmazlara komşu parsel tutanakları ve ekleri ilgili yerlerden getirtilmemiş, adına tescil isteyen kişiler ve mirasbırakanları adına senetsiz araştırması yapılmamış ve aslî müdahil ... ... mirasçılarının dayandığı 15.12.1994 tarih ve cilt 80, sahife 58, sıra 2 nolu tapu kaydı tüm tedavülleri ile birlikte getirtilerek keşif mahallinde uygulanmamıştır.Mahkemece, aslî müdahil ... ... mirasçılarının dayandığı 15.12.1994 tarih ve cilt 80, sahife 58, sıra 2 nolu tapu kaydının ilk oluşumdan itibaren tüm tedavüllerinin, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazlara ait kadastro tespit tutanak örnekleri ile kadastro sonucu oluşan tapu kayıtlarının ve varsa dayanak tapu ve vergi kayıtları ile davalı iseler dava dosyaları, tapu kayıtları hükmen oluşmuş ise ilgili mahkeme hükümlerinin, tarafların dayandığı vergi kayıtlarının bulunduğu yerlerden getirtilerek önceki bilirkişiler dışında halen ... ve ... ... (... ve ... ... ...) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yapılacak keşifte eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafı ile amenajman planı çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; asli müdahil ... ... mirasçıların dayandığı tapu kaydının dava konusu yere uyup uymadığı belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planı fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, asli müdahil ... ... mirasçılarının dayandığı tapu kaydı sabit sınırlı değilse miktarı ile geçerli kabul edilerek uygulanmalı, aslî müdahil ... mirasçılarının dayandığı tapu kaydının kapsamı dışında kalan yerlere ve diğer tarafların dava ettiği yerlere ilişkin olarak bu kez zilyetlik yolu ile kazanma (Medenî Kanunun 713. maddesi, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerindeki) koşulları araştırılmalıdır. Bu cümleden olarak, yapılacak keşifte, 1980-1990 yılları arasında hava fotoğrafları ve memleket haritasında taşınmazların o yıllarda ziraat alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, taşınmazın toprak yapısı ve taşınmaz üzerindeki ağaçlarının kapalılık oluşturup oluşturmadığı incelenmeli, çekişmeli taşınmazın fiili durumunu da belirtir şekilde rapor alınmalı, imar ve ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulmalı, tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları HMK’nın 259 ve 261. maddeleri gereğince taşınmaz başında dinlenip; taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli, yerel bilirkişinin imar ve ihya ile zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı, davanın dayanağını oluşturan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14/son maddesi hükmüne göre davacı taraf ile ortak miras bırakanı ölmüş ise ortak miras bırakanın varsa, dava dışı mirasçılarının onaylı nüfus kayıt örnekleri ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilerek kimlikleri bu yolla sağlıklı biçimde belirlenip ilgililer adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden salt kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği, tapu, ilgili kadastro ve hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorulup saptanmalı, toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... ve ... ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.