Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6543 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1318 - Esas Yıl 2015





Taraflar arasında görülen davada İstanbul(Kapatılan) Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 10/09/2013 tarih ve 2013/110-2013/249 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, müvekkillerinden H. ve F.. A..'ın davalı şirketin 24.03.2001 tarihli olağan genel kurul toplantısına katılımlarının vekaletnamelerin geçersizliğinden bahisle engellendiğini, diğer davacıların temsilcilerinin yapmış olduğu şirketi toplantıya çağıran yönetim kurulunun yetkisiz olduğuna ve genel kurulun yapılamayacağına dair itirazlarından hiç söz edilmeksizin toplantı tutanağının düzenlendiğini, Toplantı Tutanağının 4. maddesinde bir kısım davacılar temsilcisi sıfatı ile M. A.'ın şirket bilançosuna ve denetleme raporuna itiraz ve muhalefet ettiğinin belirtilip, bilahare bilanço ve gelir tablolarının oy birliğiyle tasdik edildiğinden söz edildiğini, yine yönetim ve denetim kurulu üyelerinin oy birliği ile ibra edildiği tutanakta yazılı olmasına rağmen, müvekkillerinin bu konudaki şiddetli itirazlarından da bahsedilmediğini, hisse sahipliği sıfatı müvekkillerinden H.. A..'a paylarını devretmiş olmaları nedeniyle sona ermiş olması gereken A.Y. ve H.B. isimli şahısların hissedar sıfatı ile genel kurula katılıp oy kullandıklarını, esasen şirketi genel kurula çağıran yönetimin yetkisinin baştan yoklukla malûl olduğunu ileri sürerek, davaya konu genel kurulun ve alınan tüm kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacılardan H.. A.. ve F. A.'a ait yetki belgelerinin Bakanlık Komiserleri Yönetmeliği'ne aykırı görüldüğünden bakanlık komiserince kabul edilmediğini, bir kısım davacılar vekili M. A.'ın 4. maddenin görüşülmesi esnasında şirket bilançosuna ve denetleme raporuna itiraz ettikten sonra oylamaya geçilmeden toplantıya terk etmesi nedeniyle kararların oy birliğiyle alınmasında bir çelişki bulunmadığı, şirket pay defterindeki kayıtlar esas alınarak düzenlenen hazirun cetvellerinin yasaya uygun olduğunu, davacıların tüm iddialarının dayanağı bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davanın, işlemden kaldırıldıktan sonra üç aydan fazla süre geçtiği halde yenilenmediği gerekçesiyle, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.Davacı vekilince 13.02.2013 tarihli celse için mazeret bildirilmiş, mahkemece bu tarihte yapılan duruşmada davacı vekilinin mazereti kabul edilerek 30.05.2013 tarihine bırakılan yeni duruşma gününün davacı vekilince UYAP ortamından öğrenilmesine karar verilmiştir. Ancak, 6100 sayılı HMK'nın uygulama alanını, adli yargı ilk derece hukuk mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinde tutulacak kayıtlar ile yazı işleri hizmetlerinin yürütülmesi ve bu işlemlerde UYAP'ın kullanılmasına dair usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkartılan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği'nin 52. maddesi gereğince tebligat işlemleri 7201 Sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanunu uyarınca çıkarılan yönetmeliklere göre fiziki ya da elektronik ortamda yapılacaktır. Elektronik tebligat usulünün düzenlendiği Tebligat Kanunu'nun 7/A maddesindeki düzenleme ve Elektronik Tebligat Yönetmeliği hükümleri de dahil olmak üzere, Tebligat Kanunu ve çıkarılan Tebligat Yönetmeliği hükümleri incelendiğinde; duruşma gününün UYAP'tan öğrenilmesi usulünün uygulanabileceğine yönelik bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir. O halde mahkemece davacı vekilinin mazereti kabul edildiğine göre, yeni duruşma gün ve saatinin davacı vekiline usulüne uygun bir şekilde bildirilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.