(.Dava, davacı tarafından davalıya karşı açılan alacak davasında davalının mahkemeye sunduğu dilekçede yazılı sözcüklerin kişilik hakkına saldırı oluşturma.sı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacının avukat olduğu, davalının ise hukuk profesörü olduğu, davalının mahkemeye sunduğu dava konusu dilekçede; “Davacı, dava ehliyeti konusunda şahsımı kuşkuya sevk etmiştir. Davacının psikolojik durum itibarı ile dava ve taraf ehliyetine sahip olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır” sözcüklerinin de yazılı bulunduğu anlaşılmaktadır.Tarafların çok önceden tanışıyor olmaları, aralarında hukuki uyuşmazlıklar bulunması ve dosya içeriği incelenip değerlendirildiğinde; davalının yazdığı bu sözcüklerin o davada iddia ve savunma sınırlarını aştığı, davacının akıl sağlığının incelenmesinin istenmesinin kişilik hakkına saldırı oluşturduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu nedenle takdir olunacak uygun miktarda manevi tazminatla davalının sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken mahkemece davanın reddedilmesi bozma nedenidir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esa.slar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararından gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’un 429. Maddesi gereğince <KARAR>BOZULMASINA<KARAR>, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 15.12.2010 gününde, oybirliğiyle karar verildi.