Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6527 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 18115 - Esas Yıl 2012





Davacı vekili, davacının, davalı şirkette 05.08.2005 - 05.06.2009 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, Pazar günü hariç haftanın her günü 09.00 ile 21.00 saatleri arasında çalıştırıldığını, haftalık çalışma süresinin yetmişiki saati bulduğunu ve karşılığının ödenmediğini belirterek müvekkilinin ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti ve fazla mesai ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin mazeretsiz devamsızlığı sebebiyle 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/I-g maddesine göre haklı feshedildiğini, senelik izinlerini düzenli olarak kullandığını, son seneye ilişkin izin hakkının bulunmadığını, çalışma saatlerinin 09.30 - 20.00 saatleri arasında olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, işveren tarafından iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle ve yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna dayanılarak istekler hüküm altına alınmıştır.Kararı davalı temyiz etmiştir.1- Taraflar arasında, iş sözleşmesinin feshi hususu uyuşmazlık konusudur. Davacı, haklı sebep olmaksızın işverence işten çıkarıldığını iddia etmiş; davalı, işçinin mazeretsiz devamsızlığı sebebiyle haklı feshin söz konusu olduğunu savunmuştur. Davalı delilleri arasında devamsızlığa ilişkin tutanaklar sunulmuştur. Davalı vekili bu tutanaklarda imzası bulunan N.S. ve B.U.U.'yu tanık listesi ile bildirmiş, yargılamanın devamı sırasında davalı vekili istifa ettiğinden ve davalıya geç tebligat çıkarıldığından davalı tanıkları dinlenmeden dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, alınan rapora göre de alacaklar hakkında karar verilmiştir. Mahkemece davalı delilleri arasında bildirilen tanıklar usulüne uygun şekilde dinlenmeli, dosya bilirkişiye tevdi edilmeli, bu tanıkların beyanları da dikkate alınarak iş sözleşmesinin feshi konusu ve diğer alacak talepleri hakkında bir karar verilmelidir. Yazılı şekilde usule aykırı yargılama yapılarak hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.2- Kabule göre ise, dava dilekçesinde dava konusu edilen alacaklar için faiz talebinde bulunulmadığı gibi, ıslah ile de faiz talep edilmemiştir. Mahkemece ıslahta faiz istenmemesi hususu dikkate alındığı halde, başlangıçta dava dilekçesi ile faiz talep edilmemesi durumunun değerlendirilmemesi hatalıdır.SONUÇTemyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 28.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.