10. Hukuk Dairesi 2014/26343 E. , 2015/6429 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Antalya 1. İş MahkemesiTarihi : 24.09.2014No : 2014/369-2014/420 Davacı,
Alman R. sigortasına giriş tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı
olarak kabul edilmesi gerektiğinin tespitini istemiştir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün,
davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz
isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından
düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği
düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Uzun vadeli sigorta
kolları bakımından sigortalılık süresini düzenleyen 5510 sayılı Yasanın
38’inci madde hükmü; malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının
uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcını;
sigortalının, 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa, 506 sayılı Sosyal Sigortalar
Kanunu'nun geçici 20’nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya bu Kanuna
tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk
defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edileceğini; Kanunun
uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına
tâbi olanların sigortalılık süresinin, 18 yaşının ikmal edildiği
tarihte başlamış olacağını, bu tarihten önceki süreler için ödenen
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarıprimlerinin, prim ödeme gün sayısı
hesabına dahil edileceğini öngörürken, Uluslararası Sosyal Güvenlik
Sözleşme hükümlerinin saklı bulunduğu ifade edilmiştir. Öte
yandan, Anayasamızın 90/son maddesi uyarınca, yöntemince yürürlüğe
konulmuş Uluslararası sözleşmeler Kanun hükmünde olduğu gibi, normlar
hiyerarşisi yönünden uluslararası sözleşme kurallarına uygulamada yasal
güç tanınmakta ve bu kuralların uygulanma önceliği de haiz
bulunmaktadır.10.04.1965 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak
01.11.1965 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti ile
Almanya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik
Sözleşmesinin uzun vadeli sigorta kollarından olan “Malüllük, Yaşlılık
ve Ölüm Sigortaları(aylıkları)” başlıklı beşinci bölümde düzenlenen
konuya ilişkin Ek Sözleşmenin 29’uncu maddesi “Türk Sosyal Sigorta
Mercii için aşağıdaki hususlar geçerlidir:Bir kimsenin Türk
sigortasına girişinden önce bir Alman R. sigortasına girmiş bulunması
halinde, Alman R. Sigortasına girişi, Türk sigortasına giriş olarak
kabul edilir. ..” hükmünü öngörmüştür.Yukarıdaki açıklamalar
çerçevesinde, anılan sözleşme hükmünün uygulanabilmesi, Türkiye
Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti arasında imzalanan sosyal
güvenlik sözleşmesi kapsamında, bir kimsenin Türk sigortasına girmeden
önce, sözleşme hükmü kapsamında, malüllük, yaşlılık ve ölüm
sigortalarından Alman R. sigortasına girmiş bulunması ve 3201 sayılı
Kanun kapsamında borçlanılması ile Alman R. Sigortasına giriş
tarihinin Türkiye'de sigortalılık başlangıcına esas alınabilecektir. Öte
yandan; 11.09.2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 29'uncu maddesi ile 3201 sayılı
Kanunun 5'inci maddesinin beşinci fıkrasına “Ancak uluslararası sosyal
güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce âkit ülke
sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul
edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık
sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları
tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir.” cümlesi
eklenerek; yurtdışında ilk defa çalışmaya başlayanların bu
çalışmalarının ilgili sözleşme kapsamında Türkiye'de sigorta başlangıç
tarihi olarak kabul edilebilmesi 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma
yapma şartına bağlanmıştır. Unutulmamalıdır ki; Alman R.
Sigortasına giriş tarihinin Türk sigorta başlangıcı olarak kabulü özünde
söz konusu tarih itibariyle bir gün çalışıldığının kabulü anlamını da
taşımaktadır. Bu nedenle, Türk sigorta başlangıcı olarak kabul edilen
tarihe ilişkin sürenin fiilen borçlanılmış ve Türk sosyal güvenliği
bakımından değerlendirilebilir hale getirilmiş olmasını aramak, yerinde
olacaktır.17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanunun 79. maddesi ile
3201 sayılı Kanunun 5. maddesine eklenen 4. fıkrada “ Yurtdışı hizmet
borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş
sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa
borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre,
sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.”
şeklinde yurtıdışı hizmet borçlanmasına ait sürelerin 5510 sayılı Kanun
kapsamında hangi sigortalılık haline göre kabul edileceği
düzenlenmiştir. Somut olayda, Alman Sigorta Kurumuna ait sigorta
hesabında, davaya konu yapılan ve R. sigortasına giriş tarihi olarak
öngörülen 05.09.1985 tarihini de içeren 01.01.1985 – 30.06.1986
tarihleri arası dönemde “pflichtbeitragszeit berufliche Ausbildung
(Mesleki eğitim için zorunlu prim süresi)”, 01.07.1986- 31.12.1987
tarihleri arası dönemde “ (zorunlu prim süresi)” süresinin kayıtlı
bulunduğu, davacının Kurumdaki yurtdışı şahsi dosyasında borçlanma
bedelini ödeyip ödemediğine ilişkin bir bilginin bulunmadığı, davacının
yurtiçi çalışmaları araştırılıp, sigortalılık başlangıç tarihinin 3201
sayılı Kanunun 5/4. fıkrası gözetilerek 5510 sayılı Kanunun 41/a ya da
4/1b maddesi kapsamında kabul edilip edilmeyeceği irdelenmeden,
mahkemece eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulmuştur. Şu
halde yapılacak iş; Alman Sigorta Kurumuna ait sigorta hesabındaki
kayıtlı sürelerin, yukarıda bahsedilen Uluslararası Ek Sözleşme hükmü
kapsamında, uzun vadeli sigorta kollarından olan malüllük, yaşlılık ve
ölüm sigortalarından Alman R. sigortasına giriş niteliğinde bir
sigortalılık süresi olup olmadığı usulünce araştırılmalıdır. Yapılacak
araştırma neticesi, R. sigortası kapsamında bulunmadığının anlaşılması
halinde, Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin sigorta başlangıcına
dair yukarıdaki sözleşme hükmünün uygulanmasını gerektirecek nitelikteki
R. sigortasına giriş tarihi açıkça belirlenmeli ve böylece davacının
sigorta başlangıcına ilişkin istemi bu çerçevede yeniden
değerlendirilmelidir. Davacının, Kurumca tahakkuk ettirilen yurtdışı
borçlanma bedelini ödeyip ödemediği araştırılmalı, yurtdışı borçlanma
bedelinin ödenmediğinin tespit edilmesi halinde davacı tarafa yöntemine
uygun şekilde verilecek mehille, Alman R. sigortasına giriş tarihini
içerecek şekilde yurt dışı borçlanması, usulünce sağlanmalı ve
borçlanmanın varlığı halinde, sigorta başlangıcına hükmedilmesi
gerekceği gözetilmelidir. Yine davacının yurtiçi sigortalılığı
araştırılarak, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 5510 sayılı
Kanunun 4/1-a ya da 4/1-b maddesi kapsamındaki sigortalılıklardan
hangisi kapsamında kabul edileceği belirlenmeli ve tüm dosya kapsamından
varılacak sonuca göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu maddi ve
hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla
yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma gerekir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.