Taraflar arasında görülen davada Ankara 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/07/2012 tarih ve 2011/374-2012/162 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı şirket temsilcisi ile diğer davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 01/04/2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. E.. Y.. ve davalılardan Erciyes İnşaat ve Metal A.Ş. vekili Av. M. K. K. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin Polatlı ilçesinde serbest muhasebecei olduğunu, davalı K.. B..'nın anılan ilçede bir aracı kurumun şube müdürlüğünü yaptığını, daha sonra bu davalının diğer davalı şirketin Ankara'daki Z. G. Şubesi'nde müdür olarak çalışmaya başladığını, davacının davalı K.. B.. ile olan samimiyetine güvenerek gerek bankalar gerekse internet aracılığı ile kendi ve annesi adına davalı K.. B.. tarafından borsada oynanması ve hesabına yatırılması amacı ile yaklaşık 100.000 TL civarında parayı davalıya havale ettiğini, ancak davalının bu parayı kendi zimmetine geçirip, davacıya iade etmediğini, diğer davalının bu şahsı bünyesinde çalıştırdığını ve müşterilerin mağdur olmasına göz yumduğunu ileri sürerek, şimdilik 67.000,00 TL.nın havale tarihlerinden itibaren işleyecek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve mütesselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı (Eski ünvanı ile E. Menkul Değerler A.Ş.) E.İnşaat ve Metal A.Ş. Vekili, müvekkili hisse senedi alım satımlarına aracılık eden bir aracı kurum olduğunu, davacının ise yatırımlarını İstanbul Menkul Kıymetler Borsası bünyesinde oluşan pazarlarda değerlendirmek amacı ile şirketin Ankara Şubesi nezdinde menkul kıymet alım satımı çerçeve sözleşmesini imzalayarak hesap açtırdığını, davacı ile davalı şirket arasındaki ilişkinin temelinin bu sözleşme çerçevesinde olduğunu, ancak davacının dava konusu ettiği iş ve işlemlerin hiçbirinin şirket ile yapılan bu sözleşme ilişkisinden kaynaklanmadığını, davacının havale ettiği paraları davalı K.. B..'ya gönderdiğini, buna rağmen bu paralardan davalı şirketi sorumlu tutmaya çalıştığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Davalı K.. B.. vekili, davacının yatırımcı olarak diğer davalı kurumda hesap açtırdığını, adına yapılmış her türlü işlemin davacının talimatı doğrultusunda gerçekleştirildiğini, yapılan işlemler için davacının imzasının alındığını ve davacıya hesap özeti gönderildiğini, davacı tarafın gerek kendi adına, gerekse annesi adına borsada oynanmak üzere müvekkiline gönderdiği meblağların, müvekkilinin davacıya elden verdiği borçların geri ödemesi niteliğinde olduğunu, zira davacının hesaba yatırılmak amacı ile davalıya gönderdiği paraların hesaba yatırılmamış olması halinde o ay sonunda davacıya gönderilen hesap ekstrelerinden bu durumun anlaşılacağını, gönderilen havalelerde herhangi bir açıklama bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davacının çeşitli banka şubelerinden davalı K.. B..'ya gönderdiği paraların toplamının 60.313,00 TL olduğu, buna karşılık davalı K.. B..'nın davacı adına aracı kurum nezdinde yaptığı işlemler nedeniyle şirketten alacağının ise 1.787,59 TL olduğu, davacının toplam alacağının 62.100,59 TL olduğu, davacının davalı şirket ile menkul kıymet alım satım çerçeve sözleşmesi imzaladığı, davalı K.. B..'nın ise bu şirketin Ankara Şube Müdürü olarak görev yaptığı, davacının da davalı K.. B..'nın bu sıfatına güvenerek ve aracı kurum nezdinde kendi adına işlem yapması için çeşitli tarihlerde EFT yolu ile K.. B..'ya para gönderdiği, ancak K.. B..'nın davacı tarafından yatırım amacı ile gönderilen paraların bir kısmını kendi şahsi hesabına yatırması için yönlendirdiği, davacının borsa konusunda yeterli bilgi ve tercübesinin olmamasından yararlanarak 48.182,00 TL'yi kendi hesabına yatırttığı ve bu miktarı mal edindiği, bunu geri ödediğini veya davacı adına adına menkul kıymet aldığını kanıtlayamadığı, toplam 62.100,59 TL alacaktan hem davalı K.. B..'nın sebepsiz zenginleşen kişi olarak sorumlu olduğu, hem de davalı şirketin K.. B..'yı bünyesinde şube müdürü olarak çalıştıran ve B.K'nın 55. maddesinde belirtilen adam çalıştıranın sorumluluğu gereğince sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı şirket temsilcisi ile diğer davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava, davalı K.. B..'ya diğer davalı aracı kurum bünyesinde işlem yapmak üzere gönderilen ancak işlem yapılmayarak zimmetine geçirildiği iddia edilen paraların davalılardan tahsili istemine ilişkin olup, davalı K.. B..'nın diğer davalının şube müdürü olduğu, davacı tarafından bu davalının şahsi hesabına gönderilen EFT'lerde herhangi bir açıklamanın veya paraların Sermaye Piyasası Mevzuatı çerçevesinde değerlendirilmesine ilişkin talimatın yer almadığı dosya kapsamı ile sabittir.Uyuşmazlık, davacı tarafından davalılardan K.. B..'nın şahsi hesabına gönderilen paralardan dolayı bu davalının daha sonra da diğer davalının sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplanmakta olup, davalılardan K.. B.. davacı tarafından gönderilen meblağların, davacıya elden verilen borçların geri ödemesi niteliğinde olduğunu savunmuş, mahkemece benimsenen bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda yukarıda yazılı gerekçelerle her iki davalının da sorumluluğuna hükmedilmiştir.Oysa, davacı ile davalı aracı kurum arasında diğer davalının imzaladığı menkul kıymet alım satımı çerçeve sözleşmesinin bulunduğu sabit olup, dava konusu edilen meblağın dışında davacı tarafından davalı K.. B..'nın şahsi hesabına para gönderilip gönderilmediği, gönderildiğinin belirlenmesi halinde anılan davalının bu paralarla davacı adına borsada işlem yapıp yapmadığı hususlarının uyuşmazlık konusunda uzman bir bilirkişininde bulunduğu yeni bir bilirkişiden alınacak ek raporla denetime elverişli bir biçimde açıklıkla belirlenmesi, böyle bir hususun varlığının tespiti halinde ancak davalı aracı kurumun diğer davalının eylemi nedeniyle sorumlu tutulabileceği sonucuna varılmak gerekirken, mahkemece bu yönden eksik incelemeye ve yetersiz bilirkişi kurulu raporuna dayalı yazılı şekilde davalı şirketin de sorumluluğına hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalılardan şirket yararına bozulması gerekmiştir.2-Davalı K.. B.. vekilinin temyizine gelince; davacı tarafından davalı K.. B..'nın şahsi hesabına gönderilen havalelerde hiç bir açıklama bulunmaması ve davalılardan K.. B..'nın davacı tarafından gönderilen meblağların, davacıya elden verilen borçların geri ödemesi niteliğinde olduğunu savunması karşısında, ancak yukarıdaki bentte yapılan açıklamaların kapsamı çerçevesinde kuşkudan uzak bir tespitin varlığı halinde bu davalının da dava konusu miktardan sorumlu tutulabileceği, aksi halde bu davalının savunmasının aksinin kanıtlanamdığı kabul edilerek oluşacak sonuca göre mahkemece bir karar verilmek gerekirken, bu davalı hakkında dahi eksik incelemeye ve yetersiz bilirkişi kurulu raporuna dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın mümeyyiz bu davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılardan şirket temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bu davalı yararına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı K.. B.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın mümeyyiz bu davalı yararına BOZULMASINA, takdir edilen 1.100 TL duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalı Erciyes İnşaat ve Metal A.Ş.'ne verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 01/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.