İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : ŞikayetYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A Rİdare Mahkemesi'nin 2009/590 Esas ve 2010/1770 Karar sayılı ilamı borçlu aleyhine takibe konulmuş olup, borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; müvekkili İdareye 6352 sayılı Yasa'nın 58. maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/2. maddesindeki değişiklik kapsamında alacağın tahsiline yönelik herhangi bir başvuru yapılmaksızın takip başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle icra takibinin iptalini talep etmiştir.Mahkemece, alacaklı tarafça 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/2. maddesi kapsamında borçlu idareye başvuru yapılmaksızın icra takibi başlatıldığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile; takibin iptaline karar verilmiştir.Karar, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.6352 sayılı Yasa'nın 58. maddesi ile Değişik 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/2. maddesinin "... Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı İdareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur..." hükmünü içermektedir.Somut olayda; Mahkemece, uyuşmazlık, şikayet dilekçesi alacaklı tarafa tebliğ edilmeksizin, bu kapsamda savunma ve delil sunma hakkı tanınmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme ile çözümlenmiştir. Ne var ki, alacaklı vekili temyiz dilekçesinde; borçlu İdareye 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/2. maddesi uyarınca takibe dayanak ilamdan doğan alacağın tahsili için başvurulduğu halde, idarece alacak miktarının kendilerine ödenmediğini savunarak, temyiz dilekçesinin ekinde başvuruya ilişkin olduğunu ileri sürdüğü evrak örnekleri eklemiştir.Bu durumda, alacaklı tarafa savunma ve delil sunma hakkı tanınarak, bu kapsamda taraf delillerinin toplanması, alacaklı tarafça temyiz dilekçesinde ileri sürüldüğü üzere, icra takibine dayanak ilamdan doğan alacakların tahsili için 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/2. maddesi uyarınca borçlu idareye yöntemine uygun biçimde başvuru yapılıp yapılmadığı hususunda temyiz dilekçesi ekinde sunulan belge de incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme hükmünün yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.