Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 635 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23196 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : İstanbul 15. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 29/05/2012NUMARASI : 2012/259-2012/696Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı, borçlunun, sair itirazlarının yanısıra, faiz oranının %15 olması gerekirken %17,75 olarak hesaplandığını belirterek faiz oranı yönünden de itirazının kabulü istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, davacının diğer itirazlarının reddi ile takibin yasal faiz uygulanmak üzere devamına karar verildiği anlaşılmaktadır.Takip dosyasının incelenmesinde, alacaklının, bonoya dayalı olarak 16.708,00 TL asıl alacak ve 1.336,72 TL işlemiş avans faizi üzerinden takip başlattığı, takip tarihinden itibaren de yıllık %17,75 oranında temerrüt faizi talep ettiği görülmektedir.Takip dayanağı belge bono niteliğinde olduğundan, alacaklının, 3095 Sayılı Yasa'nın "Temerrüt faizi" başlıklı (2). maddesinin ticari işlerde temerrüt faizine ilişkin ikinci fıkrasında düzenlenen avans faizi talep etmesinde yasaya uymayan bir yön bulunmadığı gibi, takip tarihi itibariyle istenilen avans faizi oranı da yasaya uygun bulunmaktadır.O halde, mahkemece, borçlunun faize yönelik itirazının da reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin yasal faiz uygulanmak üzere devamı yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.Kabule göre de; mahkemece, borçlu tarafından %15 faiz oranı kabul edildiği halde, talebi aşar şekilde bu oranın dahi altında yasal faize hükmedilmesi doğru değildir.Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrası gereği hükümde “Türk Milleti Adına” ibaresi ile “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.