Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Mirasın gerçek reddi.. tarafından mirasın gerçek reddi davasının reddine dair Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 05.12.2013 gün ve 890/1110 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, vekil edenin 25.05.2013 tarihinde vefat eden murisi ...'ın mirasını kayıtsız, şartsız reddettiğini açıklayarak reddin tesciline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davanın özel vekaletname olmaksızın açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Hüküm, davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; davacının isteği Türk Medeni Kanunu'nun 605/1. maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddine ilişkindir. Mirasın gerçek reddinde, mirasçıların, mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanı, bozucu yenilik doğurucu hak niteliğinde olup, sulh hakimi tarafından tutanakla tespit edilmekle hukuki sonuç doğurur. Böyle bir davada sulh hakiminin görevi, reddin süresinde olup olmadığı ve reddedenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanunu’nun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir. Ayrıca TMK'nun Velayet, Vesayet Ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur.Somut olayda, muris ... 25.05.2013 tarihinde ölmüştür. Davacı ret iradesini, 13.08.2013 tarihinde vekili aracılığıyla açıklayarak bu davayı açmıştır. Mirasın gerçek reddine ilişkin talep genel vekaletname ile ileri sürülmezse de, bu konudaki özel yetkiyi içeren vekaletnamenin sonradan tamamlanması mümkün olduğu gibi asılın vekilin yaptığı işleme icazetinin de sonradan alınması mümkündür. 21.02.2011 günlü vekaletnamede mirasın reddini içeren yetki yoktur. Mahkemece davacı vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi, sunduğu takdirde davaya devam edilmesi, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirdi. Kaldı ki; davacı vekili tarafından temyiz dilekçesiile birlikte mirasın reddini içeren 09.12.2013 tarihli özel vekaletname de ibraz edilmiştir. Bu şekilde yetkisiz vekilin yaptığı ret işlemine icazet verilmiştir.(HUMK.md.60. B.K.md.38. HMK.md.72). İcazet davaya vekalet halinde de uygulanır. Hal böyle olunca, işin esası hakkında karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasa hükümlerine aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/III-2. bendi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz een davacıya iadesine, 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.