Taraflar arasındaki “maddi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Erzincan 2.Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) davanın reddine dair verilen 30.01.2012 gün ve 2011/106 E.-2012/89 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 11.09.2012 gün ve 2012/8307 E-2012/19564 K. sayılı ilamı ile;(...Davacı, davalı T.. T.. ile Erzincan- Üzümlü Toplu konut projesi kapsamında Gayrimenkul satış sözleşmesi imzalandığını, teslimin sözleşmenin düzenlendiği tarihten itibaren 16 ay olduğunu, ancak taşınmazın süresinde teslim edilmediğini ileri sürerek geç teslim nedeniyle kira kaybı bedeli olarak fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 3.000.00 TL tazminatın yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talebini 6.540.55 TL ye çıkarmıştır.Davalı, satımın dar gelirlileri daire sahibi yapmaya yönelik olduğunu, bu nedenle taksitlerinde daire tesliminden sonra başladığını, geç teslimin ve davacının hak kaybının söz konusu olmadığını savunmuş ve davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalıdan satın aldığı dairenin sözleşmede kararlaştırılan süre içerisinde teslim edilmemesi nedeniyle kira tazminatı isteğinde bulunmuş, davalı; geç teslim olmadığını, satımın dar gelirli aileleri konut sahibi yapmaya yönelik olup taksit ödemelerinin dairenin tesliminden itibaren başlandığını, bu nedenle davacının bir hak kaybının olmadığını beyanla davanın reddini savunmuş ve mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 04.08.2006 tarihli sözleşmede dairenin 16 ay içerisinde teslim edileceği kararlaştırılmıştır. Öyle ise mahkemece anılan sözleşmeye göre dairenin tesliminde gecikme olup olmadığı ve gecikmenin sabit olması durumunda ise gecikme süresi belirlenerek bu süreye ilişkin kira kaybına hükmedilmesi gerekirken aksine düşüncelerle ve yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, satış sözleşmesi gereğince satın alınan bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.Davacı vekili, müvekkilinin davalı T.. T.. ile “Erzincan-Üzümlü Alt Gelir Gurubu Konut Projesi” kapsamında “Gayrimenkul Satış Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmenin düzenlendiği tarihten itibaren 16 ay içerisinde konutun teslim edilmesinin kararlaştırıldığını, konutun süresinde teslim edilmediğini ileri sürerek, geç teslim nedeniyle kira kaybı bedeli olan 6.540,55 TL tazminatın yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, satımın dar gelirlileri daire sahibi yapmaya yönelik olduğunu, davalı idarenin konut alıcılarının taksit ödemelerini teslim tarihine kadar durdurduğu gibi, dönemsel artışları da yapmadığını, bu nedenle geç teslimden kaynaklanan, davacının hak kaybının söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, sözleşmede kararlaştırılan 16 aylık teslim süresinin sözleşmenin düzenlendiği tarihte başlayacağı, sözleşmenin 5.maddesinin 3.fıkrası gereğince, taşınmazın taksit ödemeleri bitene kadar kiraya verilemeyeceğinin kararlaştırıldığını, taşınmazın borçlarının da henüz bitmediği anlaşıldığından, davacının oluşmuş bir kira kaybı zararı bulunmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararı, Özel Daire’ce, metni aynen yukarıda başlık bölümüne alınan nedenlerle bozulmuş; mahkemece, önceki gerekçeler tekrarlanmak suretiyle direnme kararı vermiştir.Direnme kararını davacı vekili temyize getirmektedir.Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; taraflar arasında düzenlenen satış sözleşmesi gereğince, davacı tarafından satın alınan bağımsız bölümün süresinde teslim edilip edilmediği, burada varılacak sonuca göre davacının gecikme tazminatı isteyip isteyemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.Taraflar arasında düzenlenen sözleşme ile taşınmazın, davalı tarafından davacıya satıldığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 3.maddesinde taşınmazın 16 ayda teslim edileceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin bu maddesi geçerli olup sözleşmeye sadakat ilkesi gereğince tarafları bağlar.Davacı, konutun sözleşmede kararlaştırılan sürede teslim edilmediğini ileri sürerek, geç teslimden kaynaklanan tazminat isteminde bulunmuştur.Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)’nun 106.maddesinde, karşılıklı yükümlülükleri içeren sözleşmelerde borcun yerine getirilmemesi (ifade gecikme) halinde, alacaklının hakkını, nasıl kullanacağı düzenlenmiştir.Alacaklı, aynı Kanun'un 106.maddesinin 2.fıkrasında öngörülen seçimlik haklardan birisini kullanabilmesi için borcu yerine getirmekte direnen borçluya mehil vermek zorundadır (BK. m. 106/1). Ancak aynı Kanun’un 107.maddesinde yazılı hallerden birinin bulunması halinde (1-Borçlunun hal ve vaziyetinden bu tedbirin tesirsiz olacağı anlaşılırsa; 2-Borçlunun temerrütü neticesi borcun ifası alacaklı için faidesiz kalmış ise; 3-Akdin hükümlerine göre borç tayin ve tespit edilen muayyen bir mehil içinde ifa edilmek lazım geliyorsa) mehil tayinine gerek yoktur. Davalı satıcının, borcunu 16 ay içinde yerine getireceği sözleşmede kabul edildiğine göre, BK'nun 106/1.maddesi gereğince bir önel (mehil) belirlenmesine gerek yoktur.BK'nun 106/2.maddesinde, borcun yerine getirilmemesi halinde alacaklıya üç seçimlik hak verilmiştir. Bunlar, 1-Her zaman gecikmiş işi yerine getirme (ifayı) ve gecikme tazminatı isteme; 2-Sözleşmenin ifasından vazgeçilerek olumlu zararı isteme; 3-Sözleşmeyi feshederek olumsuz zararı isteme şeklinde açıklanmaktadır. Davacı görülmekte olan davada, bu seçimlik haklardan aynen ifa ve gecikme tazminatını istemiştir.Taraflar arasındaki sözleşmede, taşınmazın 16 ay içerisinde teslim edileceği belirtildiğinden, bu sürenin dolmasıyla, davalı borcunu yerine getirmekte direndiği ve bu olgunun hukuksal sonuçlar doğurduğu (BK m. 101/1) gözetildiğinde, davacı BK'nun 106/1.maddesi uyarınca, davalıya mehil vermeden dava açabilir. Sözleşmede taksitler bitmeden taşınmazın kiraya verilemeyeceği şartının yazılması, davacının 818 sayılı BK'nun 106.maddesinde belirtilen “teahhur nedeniyle zarar (gecikme nedeniyle tazminat)” hakkını ortadan kaldırmaz.Bu durumda mahkemece, taşınmazın geç teslim edilip edilmediği, geç teslim edilmiş ise, geciken teslim süresine ilişkin tazminat belirlenerek, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşmeler sırasında bazı üyeler, mahkeme kararının onanması gerektiğini ileri sürmüş iseler de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından kabul edilmemiştir.(Aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulu’nun 09.10.1991 gün ve 1991/15-340-467 E., K.; 03.07.2013 gün ve 2013/13-717-986 E., K.; 03.07.2013 gün ve 2013/13-718-987 E., K. sayılı ilamlarında da benimsenmiştir.)Hal böyle olunca, aynı yöne işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, yanılgılı gerekçe ile önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup; kararın bozulması gerekir.S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen “ Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı kanunun 440/III-1.maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.05.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Avukatın danışıklı icra takibi ve haciz, satış işlemleri yapmasının zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik suçu oluşturacağı
DAVA VE KARAR:
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği
düşünüldü.
Yapılan yargılamaya,
toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına
uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre ye
eksik harcın yatırılması için önce normal bir süre verilmesi zorunlu olmayıp, mahkemece doğrudan kesin mehil verilebilir. Ne var ki, verilen kesin mehil makul bir süreyi kapsamalıdır.
(...Kadastro sırasında dava konusu 136 ada 2 ve 6 ile 139 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar davalı C.. G.., 139 ada 6 parsel sayılı taşınmaz eşit paylarla davalı C.. G.. ve dava dışı Z. Y., 136 ada 3 ve 128 ada 1 parsel sayılı taşınmaz davalı M.. G.., 136 ada 4 parsel sayılı taşınmaz davalı H. G., 136
Tecdit (yenileme) nedir? Borcun senetlerle ödeneceğine ilişkin protokol yenileme sözleşmesi midir?
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?