Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 62 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5437 - Esas Yıl 2012





Davacı vekili, müvekkilinin 1999 yılında kooperatife üye olduğunu, kendisine tahsis edilen daireyi 01.01.2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiraya verdiğini, kiracının 2007 yılı Kasım ayında davacıyı arayarak daireyi Ç.B. adlı kişinin sahiplendiğini belirttiğini, davacının tapuda yaptığı inceleme sonucunda, 22 nolu dairenin önce tapuda davalı .K. adına kayıt edildiğini, kısa bir süre sonra diğer davalı üzerine geçirildiğini öğrendiğini, karar defterine göre müvekkilinin 29.11.2004 tarihli karar ile ödemelerini yapmadığı iddiası ile ihraç edildiğini, ihraç kararının usul ve yasaya uygun olmadığını ileri sürerek, Kartal İlçesi Uğur Mumcu Mah. (...) ada (..) parselde bulunan A Blok ... nolu dairenin Ç. B. adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.Davalı Ç.B. vekili, kooperatifin 2005 yılında tasfiye kararı aldığını, 2006 yılına kadar tasfiye işlemlerinin tamamlandığını, 23.03.2006 tarihinde fesholduğunu, ticaret sicil ve vergi kayıtlarından düşümünün yapıldığını, davaya konu edilen dairenin kooperatif tarafından tapuda kooperatif hissedarı diğer davalı adına tescil edildiğini, daha sonra müvekkilinin daireyi satın aldığını, iyiniyetli üçüncü şahıs olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Diğer davalı K.S., üye olarak hak ettiği daireyi kooperatiften teslim aldığını, banka ve kredi kartlarına olan borçlarını ödeyebilmek için diğer davalıya sattığını, davacının dairesinin alamadığı iddiasında ise muhatabının kooperatif olduğunu, bütün işlemleri kooperatifin yaptığını, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının dava dışı S.S. Kooperatifinin ortağı olduğu, kooperatife karşı mali yükümlülüklerini tamamlamadığı, davacının davalılar arasında muvazaa bulunduğunu kanıtlayamadığı, son malikin kötüniyetini de ispat edemediği, diğer davalı da onun bayii olup üyesi olduğu kooperatif tarafından bu şekilde kayden malik haline geldiği, dava dilekçesinde davacının dava günü itibari ile tasfiye nedeni ile tüzel kişiliği ortadan kalkmış olan kooperatiften ihraç edildiğini de açıklamış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1) Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı üyeliğe bağlı tapu iptali ve tescil istediğine göre, davacının davalı kooperatifin üyesi olması, dava devam ettiği sürece ve hükmün kesinleşmesine kadar üyeliğinin devam etmesi gerekir. Ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu ortaklık sıfatı sona erecek olursa, davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. Bu husus dava koşulu olup, mahkemece de resen göz önünde bulundurulmalıdır. Davacı hakkında alınan ihraç kararının kesinleşmesi halinde üyelik sıfatı sona ereceğinden aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddi gerekir. Davacının kooperatiften ihraç edildiği davacı tarafça belirtildiğine göre öncelikle ihraç kararının davacıya tebliğ edilip edilmediği, ihraç kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılmadan, diğer anlatımla davacının üye olup olmadığı belirlenmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru olmamıştır.2) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.3) Kabule göre;Dava, kooperatif ortaklığına dayalı olarak açıldığından ve dava konusu taşınmazın tapu kaydı kooperatif ortaklığına dayı olarak oluşturulduğundan, bu dava sonunda davanın kabulüne karar verilmesi halinde, bu karar, dava dışı kooperatif nezdinde davalı üye adına oluşan üyelik kaydının iptaline ve bu üyeliğin davacıya ait olduğuna yönelik sonuçlar doğuracağından ve kooperatifin üyesi davalıya yönelik konut karşılığı tazminat sorumluluğunu gündeme getireceğinden, verilecek karar dava dışı Yapı Kooperatifinin hukukunu etkileyecektir. Anılan kooperatifin yokluğunda görülen davada verilen kararın ona karşı infaz edilmesi olanağı bulunmamaktadır. Davada taraf olmayanın durumu tartışılarak onun leh veya aleyhinde bir karar verilemez. Bu durumda mahkemece, dava dışı kooperatifin sicilden terkin edilmiş olması halinde ihyasının sağlanması, terkin işlemi yoksa doğrudan kooperatifin aleyhine dava açması için davacıya süre verilmesi sonrasında, açılacak davanın işbu davayla birleştirilmesinin sağlanması, kooperatife ait varsa delillerin de toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava dışı kooperatifin yokluğunda, davacının üyeliğinin tesbiti ve kooperatif kayıtlarının incelenerek borcunun belirlenmesi suretiyle sonuca gidilmesi doğru olmamıştır.SONUÇYukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2)numaralı bentte açıklanan nedenlerle,diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.