Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı koca tarafından, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden; davalı kadın tarafından ise, nafakaların ve tazminatların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine paranın alım gücüne , ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran davalı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK.md.174/1) takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.3-Mahkemece “davacının başka bir kadınla nikahsız olarak birlikte yaşadığı” yolundaki tanık beyanlarına gönderme yapılarak, “bu durumun kadının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu” gerekçesiyle kadın yararına manevi tazminata hükmedildiği görülmektedir. Oysa davacının bir başka kadınla yaşadığını söyleyen herhangi bir tanık beyanı bulunmamaktadır. Fiili ayrılığın dayandırıldığı Tarsus Aile Mahkemesinde görülüp redle sonuçlanan boşanma davasında da bu yönde bir delil ve tanık beyanı yoktur. Fiili ayrılık süresi içinde de kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir olay ispatlanamamıştır. Manevi tazminat için kusurlu olmak yetmez, boşanmaya sebep olan olayların tazminat talep eden tarafın kişilik haklarına saldırı niteliğinde de olması gerekir (TMK.md.174/2). Bu şart gerçekleşmediğine göre, kadın yararına manevi tazminata hükmolunması doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davalı yararına, 3. bentte gösterilen sebeple de davacı yararına BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.