YY A R G I T A Y İ L A M IMAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 09/10/2013NUMARASI : 2013/202-2013/286DAVACI : KOMBASSAN HOLDİNG A.Ş.VEKİLİ : AV. KASIM TÜREMDAVALI : HALİL İBRAHİM SAĞMANVEKİLİ : AV. BİLGE DOĞRUTaraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09.10.2013 tarih ve 2013/202-2013/286 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi İzzet Başara tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında ortaklık ilişkisi bulunduğunu, taraflar arasındaki bu ortaklık ilişkisine rağmen davalının Almanya Köln Asliye Hukuk Mahkemesi'nde kasıtlı olarak yanıltıldığını belirterek ve ortaklık durum belgesini delil olarak göstermek suretiyle müvekkili şirket aleyhine alacak davası açtığını, yabancı mahkemece, davalıdaki şirket hisse senetlerinin iadesine karar verilmeksizin 51.210,99 Euro'nun faiziyle birlikte müvekkili şirketten tahsiline karar verildiğini ve anılan yabancı mahkeme kararının tenfizine ilişkin kararın da Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, tenfiz kararının kesinleşmesi üzerine davalının tenfiz davasındaki avukatının banka hesabına 10/06/2013 tarihinde 94.137,69 Euro karşılığı 235.967 TL ödemede bulunduklarını, davalının, yabancı mahkeme ilamındaki tüm haklarını tahsil etmesine rağmen elinde kalan müvekkili şirkete ait hisse senetlerini müvekkiline iade etmeyerek sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, davalı uhdesindeki şirket hisse/pay senetlerinin bedelsiz olarak müvekkiline aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde şirket hisse senetlerinin borsa değerleri olan 23.449,60 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı şirket ile davalı gerçek kişi arasında herhangi bir şirket ortaklık ilişkisinin bulunmadığı, suçtan kaynaklanan alacak talebi olduğu, davalının yanıltıldığı, suça maruz bırakılarak davalının şirkete para verdiği ve yabancı mahkemece kendi milli hukuku uygulanarak verilen paranın iade edilmesi gerektiğinin belirtildiği, Türk Hukukuna göre anonim şirket ortaklarının verdikleri sermaye payını şirketten geri isteyemeyecekleri ve hatta anonim şirketlerin de kendi sermaye paylarını satın ve devir alamayacakları, kesinleşmiş tenfiz kararına konu yabancı mahkeme ilamında kendi hukukundaki anonim şirketler hukuku ile değil haksız fiil hukuku hükümleri uygulanarak davalının, davacı şirketin hukuken ortağı olmadığı belirlenerek haksız fiil sonucu davalının davacı şirkete verdiği paranın davalıya iadesine karar verildiği ve böylelikle taraflar arasındaki ilişkinin ortaklık ilişkisi olmayıp haksız fiil ilişkisi olduğu belirlenerek kesinleşmiş tenfiz kararı ile bu hususun Türk Hukuku'nda kesin hüküm halini aldığı, davaya konu edilen şirket hisse senetleri şirketler hukuk veya ortaklık ilişkisi nedeniyle vs değil sırf haksız fiil ilişkisi nedeniyle davalının elinde bulunduğu, şirket ile ortakları arasındaki davaya asliye ticaret mahkemelerinin bakması gerektiği, ancak şirket ortağı olmayan bir kimse ile şirket arasındaki hisse senetleri ile ilgili davaya bakmaya genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, davalıda bulunan ve hisse senedi olduğu iddia edilen belgelerin veya bedellerinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda özetlenen gerekçe ile görevsizlik kararı verilmiş ise de, anonim şirket hisse senetlerine ilişkin düzenleme TTK'da yer almakta olup, 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesi uyarınca da, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın TTK'da öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı hükme bağlandığından, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 31.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.