Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 617 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 11941 - Esas Yıl 2010





Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak;Davacı vekili dava dilekçesinde, 9 ve 10 numaralı bağımsız bölümlerin kendisine ait olmasına rağmen bu bağımsız bölümlerin yapılmadığını, davalılarından yapılmayan bu bağımsız bölümlerin tamamlanması için katkıda bulunmadıklarını, bu nedenle; 9 ve 10 numaralı bağımsız bölümlerin kendisine tesliminin teminine, bu sağlanamazsa kat irtifakının iptaline ve ortaklığın aynen taksim, olmazsa satılarak giderilmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Yerinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporundan; dava konusu 5939 parsel numaralı taşınmazda 14.09.1972 tarihinde kat irtifakı kurulduğu, kat irtifakı tesisine esas mimari projeye göre, ana taşınmazın zemin ve dört normal katlı olup, yerinde ise dördüncü katta yer alan 9 ve 10 numaralı bağımsız bölümlerin yapılmadığı, yerine çatının yapıldığı, eksik kalan bu katların tamamlanması için proje ve imar mevzuatı açısından ir sakıncasının olmadığı, ancak; deprem yönetmeliği uyarınca binanın temelden itibaren güçlendirme yapılması ve inşaat ruhsatının yenilenmesi gerektiği belirtilmiştir.Kat Mülkiyeti Yasasının 49. Maddesinin üçüncü fıkrası hükmüne göre; kat irtifakına konu olan arsa üzerinde, bu irtifakın kurulduğu sırada verilen plana (projeye) göre beş yıl içinde yapı yapılıp tamamlanmazsa maliklerden birini istemi üzerine, hakim, gerektiğinde ilgilileri de dinleyerek,duruma göre kat irtifakının sona ermesine veya belli bir süre için uzatılmasına karar verir. Bu ek süreden sonra koşullar gerçekleşirse yeniden ek süre verilmesine de engel yoktur.Yasanın bu hükmünden de anlaşıldığı üzere, böyle bir davada, kat irtifaklı arsa üzerinde, irtifakın kurulduğu tarihteki plana göre yapının beş yıl içinde yapılıp tamamlanmadığı saptandığında, hakim, durumuna göre ya kat irtifakının sona ermesine ya da belli bir süre için uzatılmasına karar verecektir. Yasada öngörülen bu beş yıllık süre içinde yapının hiç yapılmamış olması ile belli bir kısmı yapılmış ancak tamamlanmamış olması arasında bir fark yoktur. Burada yasa koyucunun amacı; kat irtifakına konu olan arsa üzerinde, beş yıl içinde yapılmayan veya yapımı tamamlanmayan binaların yapılmasını ve kat mülkiyetine geçilmesini temin için kat irtifak hakkı sahiplerine son bir olanak tanımaktır.Dosyada toplanan tüm belge ve bilgiler değerlendirildiğinde; dava konusu ana taşınmazda kat irtifakının kurulduğu 14.09.1972 tarihinde verilen plan uyarınca ana yapının yasada öngörülen beş yıllık süre içerisinde tamamlandığı, eksikliklerin (proj esine göre yapılmayan dördüncü katın) tamamlanması için imar ve yapım tekniği açısından herhangi bir engel bulunmadığı halde, aradan geçen otuz üç yılı aşkın bir süre içinde kat irtifak hakkı sahiplerince bu yükümlülüğün yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.Şu hale göre mahkemece, kat irtifakının sona erdirilerek müşterek mülkiyet hükümleri uyarınca paydaşlar adına taşınmazın tesciline karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’un 428 maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.