Hukuk Genel Kurulu 2014/683 E. , 2014/616 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Aile MahkemesiTARİHİ : 19/12/2013NUMARASI : 2013/940-2013/1049
Taraflar arasındaki “çocuğun mutad meskene iadesi” davasından dolayı
yapılan yargılama sonunda; Bakırköy 1. Aile Mahkemesi’nce davanın
reddine dair verilen 13.12.2012 gün ve 2012/836, 2012/1084 E., K. sayılı
kararın incelenmesi davacı vekili ve B.. B.. tarafından istenilmesi
üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 14.05.2013 gün ve 2013/5009-
13617 sayılı ilamı ile; (...Dava, Uluslararası Çocuk Kaçırmanın
Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi hükümlerine göre, çocuğun mutat
meskeninin bulunduğu ülkeye iadesi isteğine ilişkin olup, sözleşmeye
göre belirlenen merkezi makam adına mahalli Cumhuriyet Savcısı
tarafından davaname ile açılmıştır. Sözleşme ile merkezi makamlara
yüklenen yükümlülükler (Sözleşme m. 7) ve sözleşmenin uygulanmasını
sağlamaya yönelik usul ve esasları düzenleyen 04.12.2007 tarihinde
yürürlüğe giren 5717 sayılı Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yön ve
Kapsamına Dair Kanun hükümleri gözetildiğinde (md. 7/2, 9/1, 17/2)
davanın merkezi makam adına mahalli Cumhuriyet Savcısının katılımı ve
huzuru ile görülmesi zorunludur. Bu husus gözetilmeden hüküm kurulması
doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü: Dava, Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine
Dair Lahey Sözleşmesi uyarınca çocuğun mutad meskene iadesi istemine
ilişkindir. Küçük Beren Tyme’in annenin rızasına aykırı olarak
Türkiye’de alıkonulduğu belirtilerek, çocuğun iadesi talep edilmiş;
davalı baba ise davanın reddini dilemiştir. Mahkemece çocuğun annenin
rızası ile Türkiye’ye getirildiği ve rıza dışı alıkoymanın söz konusu
olmadığı gerekçesiyle iade isteğinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin ve Cumhuriyet Başsavcılığı’nın temyizi üzerine karar
Özel Dairece, yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle
bozulmuştur. Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize
davacı vekili getirmiştir. Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki
uyuşmazlık Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey
Sözleşmesi uyarınca çocuğun mutad meskene iadesi davasında, davanın
merkezi makam adına mahalli Cumhuriyet Savcısının katılımı ve huzuru ile
görülüp görülmediği noktasında toplanmaktadır. Eş söyleyişle Özel
Daire, davanın Cumhuriyet Savcısının huzuru ile görülmediğini
belirtirken, Yerel Mahkeme ise Cumhuriyet Savcısının katılımı ile
yargılama yapıldığını ifade ederek önceki kararda direnmiştir.
Müzakereler sırasında bir kısım üyelerce, esasa girilmeden önce
Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi
ve 5717 sayılı Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yön ve Kapsamına
Dair Kanun hükümleri gözetildiğinde, çocuğun mutat meskene iadesine
ilişkin davalarda Cumhuriyet Savcısının duruşmalara katılımının zorunlu
olup olmadığının önsorun olarak ele alınması gerektiği ileri sürülmüş
ise de, uyuşmazlığın davanın Cumhuriyet Savcısının huzuru ile görülüp
görülmediğine ilişkin bulunması, daha açık ifadesiyle Yerel Mahkeme ile
Özel Daire arasında davanın Cumhuriyet Savcısını huzuru ile görülüp
görülmeyeceği değil, somut olay itibariyle uyuşmazlığın Cumhuriyet
Savcısının duruşmalarda bulunup bulunmadığına yönelik olması ve
uyuşmazlığın niteliği göz önüne alındığında bu konuda önsorun olmadığına
oyçokluğu ile karar verilerek, işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Eldeki olayda, öninceleme ve tahkikat duruşmalarına Cumhuriyet
Savcısının katılıp katılmadığı noktasında, elektronik(UYAP) ve fiziki
ortamdaki duruşma tutanakları bakımından farklılıklar bulunduğu
belirgindir. Açıklamak gerekirse; dosyada bulunan fiziki duruşma
tutanaklarının başlık bölümleri incelendiğinde, Cumhuriyet Savcısının
isminin bulunduğu anlaşılmaktadır. UYAP ortamındaki aynı tutanakların
başlık bölümünde ise Cumhuriyet Savcısının ismi yer almamaktadır. Bu
husus tutanaklar bakımından bir çelişki olduğunu göstermekle beraber;
gerek UYAP ortamında bulunan, gerekse de fiziki ortamdaki (öninceleme
duruşma tutanağı dışında) tahkikat duruşması zabıtlarında, Cumhuriyet
Savcısının duruşmaya katılarak mütalaasını bildirdiği açık olup, bu
konuda duruşma zabıtları arasında bir çelişki ya da farklılık
bulunmamaktadır. Öte yandan, bozmadan sonra da Cumhuriyet Savcısının
duruşmaya katılıp beyanda bulunması karşısında, işin esasının
incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesine karar vermek
gerekmiştir. SONUÇ: Kurulan hükmün esasına yönelik davacı vekilinin
temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 2.Hukuk
Dairesi’ne gönderilmesine, 1086 sayılı HUMK'nun 440.maddesi uyarınca
kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık
olmak üzere 07.05.2014 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi. KARŞI OY
Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık davanın Cumhuriyet
savcısının katılımı ve huzuruyla görülüp görülmediği hususundadır.
Uyaptaki duruşma tutanakları ile dosyada mevcut olan duruşma
tutanaklarının birbirinden farklı olduğu sabittir. Uyaptaki duruşma
tutanaklarında, Cumhuriyet savcısı duruşma tutanağı başlığında
gösterilmemişken, dosyada bulunan duruşma tutanak başlıklarında
Cumhuriyet savcısı hazır gösterilmiştir. Uyaptaki duruşma tutanakları
ile dosyadaki tutanaklar arasında çelişki olduğu sabittir. Uyaptaki
tutanaklara göre, davanın tüm duruşmalarının Cumhuriyet Savcısının
katılımı ve huzuru ile yapılmadığı anlaşılmaktadır. Uyaptaki
14.11.2012 tarihli duruşmada Cumhuriyet savcısı ne tutanak başlığında
gösterilmiş ne de tutanak içinde, Cumhuriyet savcısının duruşmaya
katıldığına ilişkin bir beyan bulunmaktadır. Aksine aynı celsenin 5 nolu
ara kararı ile duruşma gününün derhal Cuhuriyet savcılığına
bildirilmesine karar verilmiştir. Oysa hazır olan Cumhuriyet savcısına
duruşma gününün bildirilmesine gerek bulunmadığı açıktır.13.12.2012
tarihli duruşmada ise, Cumhuriyet savcısı duruşma tutanağı başlığında
gösterilmedği gibi, hükmün tefhiminde de hükmün Cumhuriyet savcısının
huzuruyla verildiğide belirtilmemiştir.HMK.md.70/1'' Cumhuriye
savcısı, kanunda açıkça öngörülen hâllerde , hukuk davası açar veya
açılmış olan hukuk davasında taraf olarak yer alır '' düzenlemesini
getirmiştir. Yasa hükmüne göre Cumhuriyet savcısının açılan hukuk
davasını taraf gibi takip etmesi gerekir. Dosyamızda Cumhuriyet
Savcısının davayı takip ettiğini , davanın Cumhuriyet Savcısının
katılımı ve huzuruyla yapıldığını söylemek mümükün değildir.
Yukarıda açıkladığımız nedenlerle yerel mahkeme kararının bozulması
gerektiği görüşündeyiz. Bu sebeple değerli çoğunluğun onama görüşüne
katılmıyoruz. KARŞI OY Aşağıda belirtilen gerekçelerle sayın çoğunluğun kararına karşı oyumdur.
Sayın çoğunluğun kararına göre Aile Mahkemesindeki iş bu davaya
Cumhuriyet Savcısının katılıp, yargılamanın yürütülmesinde aktif olacağı
esasına dayalı kararın temeli oluşturulmuştur. Görüşümüzün
denetlenmesi ve gerekçesi itibariyle Cumhuriyet Savcılarının görev ve
yetkilerinin öncelikle incelenmesi gerekmektedir. A – SAVCILARIN YARGISAL GÖREV VE YETKİLERİ 1 – CEZA YARGILAMASINA İLİŞKİN GÖREV VE YETKİLER A – 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’na göre aa – Araştırma ve Soruşturma Yapmak bb – Kamu Davasını Açmak ve Yürütmek cc – Kanun Yollarına Başvurmak dd – Cezaları İnfaz Etmek b – 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu ile değişen hususlar 2 – MEDENİ YARGILAMAYA İLİŞKİN GÖREV VE YETKİLER a – Bazı Hukuk davalarını Açmak ve Yürütmek aa - 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre bb - 2908 Sayılı Dernekler Kanunu Hükümlerine Göre cc - 1587 Sayılı Nüfus Kanunu Hükümlerine Göre B – CUMHURİYET SAVCILARININ İDARİ GÖREV VE YETKİLERİ 1 -2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu Hükümlerine Göre 2 -1136 Sayılı Avukatlık Kanunu Hükümlerine Göre 3 -1518 Sayılı Noterlik Kanunu Hükümlerine Göre 4 -Diğer Bazı Düzenlemelere Göre CUMHURİYET SAVCILARININ GÖREV VE YETKİLERİ
Cumhuriyet Savcıları bir yargılama sujesi olduklarından bazı
görev(ödev)lere sahip oldukları gibi birtakım yetkileri de haizdirler.
Savcıların görev yetkileri, yargılama sujesi olarak hukuki ilişkilerde
aktif veya pasif olmalarına göre belirlenebilir. Pasif görünüş göreve,
aktif görünüş ise yetkiye işaret eder. Dolayısıyla Cumhuriyet
Savcısı, ceza yargılamasında pasif suje olduğunda görevli, aktif suje
olduğu durumlarda ise yetkilidir.[KEYMAN, S.. Ceza Muhakemesinde
Savcılık, Ankara 1970 sf.142 vd.]Savcının pasif suje olduğu
ilişkilerde zorunlu ve ihtiyari bazı görevleri vardır. Savcının zorunlu
görevlerinin başında kamu davasını açmak ve yürütmek gelir. Savcı bu
görevlerini yaparken hangi mahkemenin savcılık teşkilatında görevli ise ,
o yerde yetkilidir. CUMHURİYET SAVCILARININ YARGISAL GÖREV VE YETKİLERİ
Bu başlık altında Cumhuriyet Savcıları’nın yargısal görevleri CMUK
hükümlerine göre anlatılacak, 5271 sayılı CMK’nın getirdiği düzenlemeler
diğer bir başlık altında incelenecektir. Cumhuriyet savcılarının
yargıya ilişkin görevlerini Ceza Yargılaması’na ilişkin görevler ile
Ceza Yargılaması’na ilişkin olmayan (medeni yargıya ilişkin) görevler
olmak üzere iki kısma ayırmak mümkündür. Araştırma ve Soruşturma Yapmak
Suç haberinin alınması üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından derhal
hazırlık soruşturmasına başlanılmasını ifade eden ilkeye “araştırma
mecburiyeti ilkesi” denilmektedir. [ÖZTÜRK, Bahri; Ceza Muhakemesi
Hukukunda Koğuşturma Mecburiyeti, Ankara 1991.] Kanun yollarına başvurmak
Cumhuriyet savcısı, kanuna aykırı olduğunu kanaatine vardığı kararların
tekrar incelenmesi için itiraz veya temyiz yoluna başvurabilir. ( CMUK
219 ) Savcı kanun elverdiği durumlarda olağanüstü kanun yollarına da
başvurabilir. Savcı kanun yoluna başvurarak sanığın hakkını da
koruyabilir. Cumhuriyet savcısı, kanuna aykırı olduğunu kanaatine
vardığı kararların tekrar incelenmesi için itiraz veya temyiz yoluna
başvurabilir. ( CMUK 219 ) Yaptığı görevin mahiyeti gereği sadece
sanığın aleyhine değil lehine olacak şekilde de kanun yollarına
başvurmak savcının en önemli görevlerindendir. Cezaları İnfaz Etmek
Mahkemelerce verilen mahkumiyet kararları kesinleşince bu husus hakim
tarafından kararın altına şerh olarak yazılır ve karar bir hafta
içerisinde infazı için Cumhuriyet Savcısına verilir. Medeni Yargılamaya ilişkin görev ve yetkileri bazı Hukuk Davalarını Açmak ve Yürütmek4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre,4721
sayılı Türk Medeni Kanunu'na göre mutlak butlan ile geçersiz olan
evlenmelerin gerçekleşmesi halinde durumdan haberdar olan Cumhuriyet
Savcısı bu evlenmelerin geçersizliğinin mahkemece saptanması için Asliye
Hukuk Mahkemesinde re’sen dava açar.[4787 sayılı Aile Mahkemelerinin
Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun 4. maddesi hükmü
gereğince Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabının birinci kısmından
doğanları davalar kurulan Aile Mahkemelerinin görevinde sayıldığından
burada geçen mahkemeyi Aile Mahkemesi olarak kabul etmek gerekir.]
Cumhuriyet Savcısı mutlak butlan sebeplerinden birinin mevcut olduğunu
öğrendiği anda ve henüz evlenme sözleşmesi yapılmadan evlenme
sözleşmesinin yapılmak istenmesine evlendirme memuru nezdinde itiraz
edebilir. Evlendirme memuru itirazı yerinde görmezse Cumhuriyet
Savcılığına bilgi vererek işlemleri yürütür. Bu durumda 10 gün içinde
evlenmenin men'i davası açıldığı Cumhuriyet Savcılığınca evlendirme
memuruna bildirilmezse evlenme sözleşmesi yapılır ve sonucu gerekçeli olarak Cumhuriyet Savcılığına bildirilir.
Türk Medeni Kanunu'na göre Cumhuriyet Savcısı ayrıca hukuk mahkemesinde
Nesebin Reddi, Nesebin Düzeltilmesine İtiraz, Tanımaya İtiraz
davalarını da açabilmektedir.2908 Sayılı Dernekler Kanunu Hükümlerine Göre2908
sayılı Dernekler Kanununa göre, Cumhuriyet Savcısı mahalli mülki amirin
yazlı ihbarı üzerine derneğin feshi (kapatılması) için Asliye Hukuk
Mahkemesinde dava açar. Bu davaların duruşmasında Cumhuriyet Savcısı da
bulunur. 1587 Sayılı Nüfus Kanunu Hükümlerine Göre 1587 sayılı
Nüfus Kanunu'na göre, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan yaş, ad, soyad ve
diğer kayıt düzeltme davaları Cumhuriyet Savcısı ve nüfus memurunun
katılımıyla görülür. Bu tür davalar ayrıca düzeltme talebinde bulunanlar
ile resmi dairenin istemi üzerine Cumhuriyet Savcısı tarafından da
açılabilir. 1518 Sayılı Noterlik Kanunu Hükümlerine Göre
Cumhuriyet Savcısı, noterlik stajı yapmak üzere başvuran kişilerin
stajyer listesine kabul edilip edilmemesi konusunda oda yönetim kurulu
tarafından verilip kendisine tebliğ olunan karar aleyhine onbeş gün
içersinde Türkiye Noterler Birliği'ne itiraz edebilir. Kaçırılan Çocukların İadesi 1980
Tarihli Uluslararası Çocuk Kaçırmalarının Hukuki Veçheleri Hakkında
Sözleşmeye göre kaçırılan çocukların iadesi istenebilmektedir. Bu
Sözleşme’de “kamu düzenine aykırılık” kriteri yerine “temel hak ve
hürriyetleri ihlal” kriteri getirilerek çocuğun iadesi
kolaylaştırılmıştır. Sözleşme, içerdiği hükümler ve öngördüğü usul
bakımından çocuklar konusunda bir adli yardım anlaşmasıniteliğindedir.
Nitekim sözleşmenin uygulanabilmesi için Adalet Bakanlığı merkezi makam
olarak görevlendirilmiştir. Bakanlık bu görevini Cumhuriyet
Başsavcılıkları marifetiyle yerine getirecektir. Zira bu sözleşmenin
uygulanması amacıyla 5717 sayılı Kanun çıkarılmıştır. Sözleşmenin Uygulanmasına Dair 5717 sayılı Kanuna Göre İade Prosedürü
Sözleşmenin görev yüklediği merkezi makam Adalet Bakanlığıdır ancak bu
görevi Cumhuriyet Başsavcılıkları aracılığıyla yerine getirir.İade
davasından görevli mahkeme Aile Mahkemesi, yetkili mahkeme ise iade veya
şahsi ilişki kurulması hakkında başvuru yapıldığı sırada çocuğun halen
oturduğu yer mahkemesi veya koruma altına alındığı yer mahkemesidir.Çocuğun iadesine ilişkin dava ve işler harçtan muaf tutulacaktır. Çocuğun yüksek menfaati gerektirdiği takdirde dava süresinde geçici tedbirlere
karar verilebilir. Çocuğun iadesi ve şahsi ilişki kurulması hakkındaki
kararlara karşı merkezi makam, iade talebinde bulunan veya davalı taraf
kanun yoluna başvurabilir. İade kararından sonra İcra İflas Kanunu
çerçevesinde çocuk teslimine dair ilamlı icra yoluna
başvurulabilinmektedir. Çocuğun iadesiyle veya iadenin reddiyle beraber
kişisel ilişki kurma kararı da verilebilmektedir. Sözleşmede Yetkili Makamlar ve Mahkemeler a. Cumhuriyet Başsavcılığı
Adalet Bakanlığı bahsedilen ve 2000 yılında yayınlanan genelge ile
Cumhuriyet Başsavcılığı'nı "Gönderici Makam" olarak tayin etmiştir.
Buna göre kalan bölümlerde bir kurum olarak "Gönderici Makam "dan
bahsedilecektir. Buradaki Başsavcılık kaçırılan veya iade edilmeyen
çocuğun mutad meskeninin bulunduğu yer Cumhuriyet Başsavcılığı'dır.
(Tasarıya göre Merkezî Makamın görevleri Madde 5- (1) Merkezî makam,
mahallî Cumhuriyet başsavcılığı amalığı ile; "Sözleşme kapsamında
çocuğun iadesi veya şahsî ilişki kurulma hakkının kullanılması konusunda
bir başvurunun yapılmasını müteakip çocuğun bulunduğu yerin tespiti ile
menfaatlerinin korunması için kolluk ve diğer yetkili makamları
görevlendirmek de dahil olmak üzere gerekli bütün tedbirleri alır. b.
Merkezi Makam :Sözleşmeye taraf ülkelerin sözleşme kapsamında kalan
sorunların başka ülke makamlarına iletmeleri için aracılık işlemlerini
birinci derecede yürüten organlardır. Dolayısıyla sözleşmeye taraf
olmayan ülke için "Merkezi Makam" olamayacağı gibi bu makam olmaksızın
da sözleşmenin uygulanma imkanı olmayacaktır. Gerek yabancı ülkede
gerekse Türkiye mahkemelerinde reddedilen çocuk iadesi davalarının
kararlarının temyizen incelenmesini sağlamak için Cumhuriyet
Başsavcılığı'na talimat vermek işi de merkezi makamlara aittir (Sözleşme
m. 7). Sözleşme gereği merkezi makam çocuğun bulunması, çocuk ve tarafların için koruyucu tedbirleri
almak, dostane arabuluculuk yapmak, çocuk hakkında sosyal verilerin
aktarılmasını sağlamak, şahsi ilişkini temini ve dava açılmasını
sağlamak, güvenli bir dönüşü sağlamakla görevlidir. c. Aile Mahkemeleri
Merkezi makamın talimatı ile açılacak dava genelgeye göre yetkili hukuk
mahkemesinde görülür. (Brüksel Tüzüğü'ne göre 6 haftalık kısıtlı
süreyi karşılamak için çocuğun iadesi olayına diğer bütün olayların
üzerinde öncelik verilmelidir. 42 (2). Maddeye göre çocuğun iade
edildiğine dair sertifika verir. İade talebinin reddi durumunda: Mahkeme
bir aylık süre içinde doğrudan veya üst Merkezi makam vasıtasıyla
mahkemeyi/diğer üye ülkenin Merkezi Makamını haberdar eder. 3 ay içinde
mahkeme veya diğer üye ülkenin Merkezi Makamı başvuru sahibine bilgi
verir ve bu tarafı yeni bir velayet kararı aldırmaya davet eder .
Uygulamada Yargıtay'ın da yönlendirmesiyle iade davaları artık aile
mahkemelerinde görülmektedir. Bu mahkemelerin kuruluşuna dair
hükümleri içeren 4787 sayılı kanun, göreve ilişkin olan 4. m. de kanun
adı verilerek 2675 ve 5718 kanunda sayılı MÖHUK'tan tanıma ve tenfiz
işlerinden bahsedilmiştir. Bu itibarla davaya bakmak görevi iadeye konu
çocuğun bulunduğu yer Aile Mahkemesinin görevine girer ( Köseoğlu, B.,
Aile Mahkemelerinin İşleyişi Ankara 2005, s. 122 vd.) (4787 sayılı
kanun 4. m.) Sözleşme işin yürütülmesi konusunu taraf devletin iç
usullerine bırakmış ve "adli veya idari makamlar" ifadesini
kullanmıştır. Adli makam ifadesi bize mahkeme olgusunu işaret
etmektedir. Sözleşme işin yürütülmesi konusunu taraf devletin iç
usullerine bırakmış ve "adli veya idari makamlar" ifadesini
kullanmıştır. Adli makam ifadesi bize mahkeme olgusunu işaret
etmektedir. YARGILAMA USULÜ 1. Dava Şartları Dayanın
tarafları, yer bakımından yetkili mahkeme, yargılama usulü, yargılamada
sözleşme ve milli hukuka göre yapılacak incelemeler, alınacak tedbirler yönünden değerlendirilmelidir. a. Hazırlık Soruşturması (Dava Öncesi İşlemler)
Aracı kurum olarak Adalet Bakanlığı yabancı merkezi makamdan gelen
talebi sözleşmeye uygunluğu ve eklerinde eksiklik bulunmamasına göre
değerlendirdikten sonra çocuğun bulunduğu yer Cumhuriyet
Başsavcılığı'na tomar evrak halinde gönderir. Cumhuriyet
Başsavcılığı evvela çocuğun bildirilen yerde bulunup bulunmadığını
araştırır. Bildirilen yerde değilse bulunabileceği yeri araştırır.
Sözleşmenin asıl amacı çocuğun zarar görmesini önlemek ve çocuğu
korumaktır. Bu açıdan çocuk bulunur bulunmaz sağlık durumu tespit
edilmelidir. Çocuk Koruma Kanunu hükümleri ve Aile Mahkemeleri Kanunu
hükümlerine göre çocuğun içinde bulunduğu psikolojik durum tespit
edilmelidir. Hazırlık işleri Cumhuriyet Savcısı'nda olmakla savcılık
tarafından bu aşamada bir uzman incelemesi yaptırılabilir. Zira savcılık
merkezi makam adına işlev sahibidir. Merkezi makamın çocuğun bulunduğu
mahalde gerçekleştireceği işlemleri savcılık yapar (m. 7/b, d). Savcılık
böyle bir incelemeyi çocuk mahkemesi veya bu mahkemelerin bulunmadığı
yerlerde aile mahkemesinden delil tespiti yoluyla da isteyebilir. Bu
rapor yargılama aşamasında çocuğun iadesinin gerekip gerekmediğinin
tespit ve çocuğun manen zarar görüp görmediğini belirler. Ayrıca ileride
de inceleneceği gibi iade belli bir süre içinde gerçekleşmesi
gerekmekle yargılamada sürat sağlar.b. İyi Niyet İşlemleri
Cumhuriyet Savcılığı bu iyi niyet telkinlerini uygulamadan iade davası
açarsa bu aşama yargılama aşamalarında aile mah kemesinde mutlaka
uygulanmalıdır. Aracı kurum tarafları ikna edemezse sorun "Aile
Mahkemesi"ne taşınmaktadır. Davanın Açılması Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın hazırlık aşamasmda dostane çözüm telkinlerinin sonuç
vermemesi halinde son çare olarak iadenin mahkeme kararıyla sağlanması
için dava açılması gerekmektedir. Dava Cumhuriyet Savcısı tarafında Davaname ile açılır. (Tasarı
9.m. "Yargılama usulü" başlıklı olup şu şekildedir. "Çocuğun iadesine
dair davaname duruşma günü ile birlikte taraflara tebliğ olunur. (Bu
Kanunun uygulanmasından doğan tüm dava ve işler basit yargılama usulüne
göre öncelikle ve acele görülür." Her ne kadar bu tasan kanunlaşmadı ise
de "davaname" usulü hukuk usulümüzde nüfus davalarında uygulanmaktadır.
Kamu nitelikli Özel Hukuk işlerinde kamu adına dava açılacaksa bu
yöntem kullanılmaktadır. Cumhuriyet Savcılığı devletin sözleşmeden
doğan yükümlülüğünü yerine getirmek için bir özel hukuk işlemini hukuk
mahkemesinden istemektedir. Bu itibarla, nüfus davalarında olduğu gibi
davanın davaname ile açılacağı genelgede belirtilmiştir. Davanamenin
açılması ve yargılamanın yapılması ve yargılamada bulunma hali için
Cumhuriyet Savcısı için yasal bir hüküm yoktur. Örtülü yasal boşluk için
yetkilendirme yorum yolu ile de yapılamaz. Davanameyi düzenleyecek
Cumhuriyet Başsavcılığı iadesi istenen çocuğun halen bulunmakta olduğu
yer Cumhuriyet Başsavcılığı' dır. Dava, doğrudan velayet hakkı çocuk
kaçırılarak engellenen kişi tarafından ve dolayısıyla vekili tarafından
da açılabilir. Zira yabancı ülke merkezi makamı harekete geçiren
kişinin doğrudan dava açmaya da hakkı bulunmaktadır.Bağlama kuralını
gösteren yasal düzenlemeler karşısında görülecektir ki Cumhuriyet
Savcısının görevi sadece davaname açmaktan ibarettir. Cumhuriyet
Savcılarının görevlerinde incelendiği üzere aktif değil pasif süje
konumundadır. Yasal olmayan bir yetkinin kullanılması, örtülü de olsa
kullanılamayacaktır. 5717 Sayılı Yasanın ilgili maddesi aşağıdaki gibidir.“
Madde 7 - (1) Çocuğun, velâyet hakkı ihlâl edilerek yerinin haksız
olarak değiştirildiğini veya alıkonulduğunu ileri süren kişi, kurum veya
kuruluş, çocuğun geri dönmesini sağlamak için çocuğun mutat meskeninin
bulunduğu merkezî makama veya Merkezî Makama veya Sözleşmeye taraf diğer
herhangi bir devlet merkezî makamına başvurabilir. (2) Çocuğun iadesi hakkındaki davalar, Merkezî Makam adına mahallî Cumhuriyet başsavcılığınca açılır.
(3) Davanameye yabancı merkezî makam veya başvuruda bulunan veyahut
çocuğu yanında bulunduran kişi tarafından ibraz edilen belgeler eklenir.
Bu Kanunun uygulanmasında merkezî makam tarafından gönderilen
belgelerin tasdiki aranmaz.(4) Mahkeme çocuğun iadesi veya şahsî
ilişki kurulması talebinin değerlendirilmesine esas olmak üzere, gerekli
gördüğü tüm bilgi ve belgelerin ibrazını isteyebilir.” Bu düzenlemede Savcının görevi sadece dava açmakla sınırlı kaldığı açıktır. KARARIN YERİNE GETİRİLMESİ
Madde 18 - (1) Çocuğun iadesine veya şahsî ilişki kurulmasına dair
ilâmlar, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun ilgili
hükümlerine göre çocuğun bulunduğu yerdeki icra müdürlüğünce İcra ve
İflâs Kanununun 25 inci maddesinde yazılı şekilde bir icra emri tebliğ
etmeksizin yerine getirilir.(2) Bu Kanun gereğince verilen geçici tedbir
kararları Cumhuriyet başsavcılığınca, Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu veya ilgili diğer kurum ve kuruluşlar aracılığıyla
yerine getirilir. İCRA MÜDÜRLÜĞÜNÜN YETKİSİ Madde 19 - (1)
Çocuğun iadesi ve şahsî ilişki kurulmasına dair ilâmın icrası sırasında,
çocuğu yanında alıkoyan kişi bulunmaz veya hemen bulundurulması mümkün
olmazsa ilâmın yerine getirilmesi yokluğunda yapılır.(2) Çocuğu
alıkoyan kişi icra müdürlüğünün isteği halinde, çocuğun bulunabileceği
yerleri derhal göstermek zorundadır. Bu yerler gerektiğinde zorla
açtırılır. KOLLUK KUVVETLERİNİN GÖREVLERİ Madde 20 - (1) Zor
kullanma hususunda bütün kolluk kuvvetleri icra müdürlüğünün yazılı
başvurusu üzerine kendisine yardım etmek ve emirlerini yerine getirmekle
yükümlüdür. KORUMA TEDBİRLERİNİN YERİNE GETİRİLMESİ Madde 21 - (1) Çocuk hakkında alınacak her türlü koruma tedbirleri
sırasında, fiziksel ve zihinsel yönden zarar görmemesi için İcra ve
İflâs Kanununun 25/b maddesinde öngörülen hükümler uygulanır. İCRANIN ERTELENMESİ
Madde 22 - (1) İlamın yerine getirilmesinin, çocuğun fiziksel ve
duygusal yönden gelişimini ağır bir tehlike altında bırakacağının uzman
tarafından tespit edilmesi durumunda, icra müdürü tarafından, talep
üzerine veya re'sen söz konusu tehlike ortadan kalkıncaya kadar icra
ertelenir. ÇOCUĞUN İADESİ Madde 23 - (1) İade veya şahsî ilişki
kurulmasına dair kararların icrası suretiyle çocuğun teslimi ancak
başvuruda bulunanın veya tayin edeceği bir kişi yahut kurum yetkilisinin
huzurunda yerine getirilir.” Buna göre Savcının infaza ilişkin bir görevinin bulunmadığı da açıktır.2.6217 Sayılı kanun ile de aşağıdaki düzenleme yapılmıştır. “ Madde 31 - Bu Kanunun yayımı tarihinde; a) 15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun 23 üncü maddesinin üçüncü fıkrası, b) 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 28 inci maddesi,
c) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 138 inci
maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "ve Cumhuriyet savcısının hazır
bulunmasıyla" ibaresi, d) 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus
Hizmetleri Kanununun 36 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin
ikinci cümlesinde yer alan "Cumhuriyet Savcısı ve" ibaresi, yürürlükten
kaldırılmıştır.” Buna göre Cumhuriyet Savcısının hukuk davalarında
hazır bulunma zorunluluğu sona erdirilmiştir. 5717 Sayılı yasa
davanın Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacağını öngörmekle beraber
duruşmaya Savcının katılması zorunluluğu yönünde bir düzenleme yer
almamaktadır. Bu nedenle Uluslararası Çocuk İadesi hakkında açılan
davalarda Cumhuriyet Savcısının hazır bulunması zorunlu değildir. 3-5717
Sayılı Yasa Lahey Çocuk İadesine İlişkin Sözleşmenin yasalaşmış
halidir. Sözleşme mutad meskene iade işleminin (buna ilişkin davanın)
altı hafta içinde kesinleşmesini koşul olarak belirlemiştir. Somut
davada geçen süre Türkiye Cumhuriyetinin mahkum olacağı anlamına
gelmektedir Yasanın 9. Maddesi de “acele görülecek iş”lerden
saymaktadır. Oysa sözleşme ve yasa hükümlerini amacı açık olup
hızlı bir yagılama ile davanın sonuçlanması asıldır. Savcının
duruşmalara katılmasını zorunlu tutan bir hüküm yokken ve bu denli acele
mevaddan olan bir dava Savcının katılımının sağlanması gibi bir
yükümlülüğün yargıca yüklenmemesi gerekir. Bu uygulama yasa ve
sözleşmenin amacına da aykırılık oluşturmaktadır. Cumhuriyet Savcısının İİK.23. ve 24. maddesini ortadan kaldıran teslim borcunu yerine getirme külfetide yoktur.
Bu nedenlerle de pasif süje konumunda bulunan Cumhuriyet Savcısına
duruşmalara katılma görevi yüklemek yasal olmayan bir yetkilendirme
olup, kullanılamaz. Yargı faaliyetlerinin yerine getirilmesinde
Hakimler kanunla düzenlenen yetkilerini kullanırlar. Mahkemelerin
yetkileri kanunla düzenlenir (Anayasa 142. madde). Hiç kimse kanunen tabi olduğu (kanunla yetkili kılınan) mahkemeden başka bir mahkeme önüne çıkarılamaz (Anayasa 37. madde). HGK. 04.05.2011 gün, 19-151 Esas, 2705 Karar).
Davada taraflar ancak kanunla belirlenen bir mahkeme huzurunda bulunup
hak arayabilirler. Yetkili olmayan Cumhuriyet Savcısının Aile
Mahkemesinde yer alması Anayasanın 142. maddesine aykırılık teşkil edecektir.
Yasada belirtilmeyen Cumhuriyet Savcısının katılımı ile oluşacak bir
Aile Mahkemesi olmadığından sayın çoğunluğun bu yöne ilişkin kararının Anayasaya aykırı olduğunu düşünmekteyiz.
Medeni Usul Hukuku kurallarının yorumunda sadece Lafzi Yorum
uygulanabilecektir. Lafzi yorum ile kanun koyucunun kullandığı kelimeler
esas alınarak yorum yapılır. Hüküm bulunmayan hallerde yorum yolu ile
yetkilendirme yapılamayacaktır. (Prof. Dr. H. Canıtez-Prof. Dr. O.
Atalay- Prof. Dr. M. Özekeş, M. Usul Hukuku, an., 2012, sh 78. 79.
106.)6100 sayılı Yasanın getirdiği düzenleme ile 1086 sayılı Yasada
bulunan davanın açılması ile birlikte, savunma, cevap, savunmayı
genişletme yasağı, ön inceleme, tahkikat, ispat, delillerin ibrazı,
basit yargılama kurallarının Cumhuriyet Savcısı ile birlikte Aile
Mahkemesinde uygulamak 4787 sayılı Kanun hükümlerine ve yasa koyucunun
anlamına aykırılık teşkil edecektir. Belirtilen bu gerekçeler ile
Aile Mahkemesindeki yargılamada kaçırılan çocuğun iadesi davasında
Cumhuriyet Savcısının huzuru ve katılımı ile yargılama yapılması Hukuk
Kurallarımızın bütününe ve Akademik incelemeler, ilmi ve yargısal
inançlara ve temel hukuk disiplinine aykırı olduğu hususundaki karşı
oyumdur. 06.05.2014 KARŞI OY
İlk derece mahkemesince davanın reddine dair karar verilen uyuşmazlık
Lahey Çocuk İadesi Sözleşmesi ve 5717 Sy. Yasa kapsamında kalan bir
sorundur. Mahkeme süreci anılan yasa ve sözleşmenin buyurduğu şekilde
Gönderici Kurum adına Aracı Kurum olan TC Adalet Bakanlığı adına ilgili
yer Cumhuhuriyet Savcısının “çocuğun iadesi” davası açmasıyla
başlamıştır. İlk derece mahkemesi davayı reddetmiştir. Özel daire ile
ilk derece mahkemesi arasında ortaya çıkan sorun davanın Cumhuriyet
Savcısı huzurunda görülüp görülmediği ve bunu belgeleyen belgeler
arasındaki çelişkinin gerçek olup olmadığı hakkındadır. Genel
Kurulca bazı tartışmalardan sonra Cumhuriyet Savcısının duruşmalara
katıldığı kabul edilerek esas hakkında dairece inceleme yapılması
yönünde bir sonuca varılmıştır. Ancak çoğunluk görüşüne aşağıdaki
nedenlerle katılmıyoruz.1.5717 Sayılı Yasanın ilgili maddesi aşağıdaki gibidir.
“ Madde 7 - (1) Çocuğun, velâyet hakkı ihlâl edilerek yerinin haksız
olarak değiştirildiğini veya alıkonulduğunu ileri süren kişi, kurum veya
kuruluş, çocuğun geri dönmesini sağlamak için çocuğun mutat meskeninin
bulunduğu merkezî makama veya Merkezî Makama veya Sözleşmeye taraf diğer
herhangi bir devlet merkezî makamına başvurabilir. (2) Çocuğun iadesi hakkındaki davalar, Merkezî Makam adına mahallî Cumhuriyet başsavcılığınca açılır.
(3) Davanameye yabancı merkezî makam veya başvuruda bulunan
veyahut çocuğu yanında bulunduran kişi tarafından ibraz edilen belgeler
eklenir. Bu Kanunun uygulanmasında merkezî makam tarafından gönderilen
belgelerin tasdiki aranmaz. (4) Mahkeme çocuğun iadesi veya
şahsî ilişki kurulması talebinin değerlendirilmesine esas olmak üzere,
gerekli gördüğü tüm bilgi ve belgelerin ibrazını isteyebilir.” Bu düzenlemede Savcının görevi sadece dava açmakla sınırlı kalmaktadır.İnfaza ilişkin hükümler de aşağıdaki gibidir.“DÖRDÜNCÜ BÖLÜM : KARARLARIN YERİNE GETİRİLMESİ KARARIN YERİNE GETİRİLMESİ
Madde 18 - (1) Çocuğun iadesine veya şahsî ilişki kurulmasına dair
ilâmlar, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun ilgili
hükümlerine göre çocuğun bulunduğu yerdeki icra müdürlüğünce İcra ve
İflâs Kanununun 25 inci maddesinde yazılı şekilde bir icra emri tebliğ
etmeksizin yerine getirilir. (2) Bu Kanun gereğince verilen geçici tedbir
kararları Cumhuriyet başsavcılığınca, Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu veya ilgili diğer kurum ve kuruluşlar aracılığıyla
yerine getirilir. İCRA MÜDÜRLÜĞÜNÜN YETKİSİ Madde 19 -
(1) Çocuğun iadesi ve şahsî ilişki kurulmasına dair ilâmın icrası
sırasında, çocuğu yanında alıkoyan kişi bulunmaz veya hemen
bulundurulması mümkün olmazsa ilâmın yerine getirilmesi yokluğunda
yapılır. (2) Çocuğu alıkoyan kişi icra müdürlüğünün isteği
halinde, çocuğun bulunabileceği yerleri derhal göstermek zorundadır. Bu
yerler gerektiğinde zorla açtırılır. KOLLUK KUVVETLERİNİN GÖREVLERİ
Madde 20 - (1) Zor kullanma hususunda bütün kolluk kuvvetleri icra
müdürlüğünün yazılı başvurusu üzerine kendisine yardım etmek ve
emirlerini yerine getirmekle yükümlüdür. KORUMA TEDBİRLERİNİN YERİNE GETİRİLMESİ Madde 21 - (1) Çocuk hakkında alınacak her türlü koruma tedbirleri
sırasında, fiziksel ve zihinsel yönden zarar görmemesi için İcra ve
İflâs Kanununun 25/b maddesinde öngörülen hükümler uygulanır. İCRANIN ERTELENMESİ
Madde 22 - (1) İlamın yerine getirilmesinin, çocuğun fiziksel ve
duygusal yönden gelişimini ağır bir tehlike altında bırakacağının uzman
tarafından tespit edilmesi durumunda, icra müdürü tarafından, talep
üzerine veya re'sen söz konusu tehlike ortadan kalkıncaya kadar icra
ertelenir. ÇOCUĞUN İADESİ Madde 23 - (1) İade veya şahsî
ilişki kurulmasına dair kararların icrası suretiyle çocuğun teslimi
ancak başvuruda bulunanın veya tayin edeceği bir kişi yahut kurum
yetkilisinin huzurunda yerine getirilir.” Buna göre Savcının infaza ilişkin bir görevinin bulunmadığı da açıktır.2.6217 Sayılı kanun ile de aşağıdaki düzenleme yapılmıştır.“ Madde 31 - Bu Kanunun yayımı tarihinde; a) 15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun 23 üncü maddesinin üçüncü fıkrası, b) 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 28 inci maddesi,
c) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 138 inci
maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "ve Cumhuriyet savcısının hazır
bulunmasıyla" ibaresi, d) 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus
Hizmetleri Kanununun 36 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin
ikinci cümlesinde yer alan "Cumhuriyet Savcısı ve" ibaresi,
yürürlükten kaldırılmıştır.” Buna göre Cumhuriyet Savcısının hukuk
davalarında hazır bulunma zorunluluğu sona erdirilmiştir. 5717
Sayılı yasa davanın Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacağını öngörmekle
beraber duruşmaya Savcının katılması zorunluluğu yönünde bir düzenleme
yer almamaktadır. Bu nedenle Uluslararası Çocuk İadesi hakkında açılan
davalarda Cumhuriyet Savcısının hazır bulunması zorunlu değildir. 3.5717
Sayılı Yasa Lahey Çocuk İadesine İlişkin Sözleşmenin yasalaşmış
halidir. Sözleşme mutad meskene iade işleminin (buna ilişkin davanın)
altı hafta içinde kesinleşmesini koşul olarak belirlemiştir. Somut
davada geçen süre Türkiye Cumhuriyetinin mahkum olacağı anlamına
gelmektedir Yasanın 9. Maddesi de “acele görülecek iş”lerden
saymaktadır. Oysa sözleşme ve yasa hükümlerini amacı açık olup
hızlı bir yagılama ile davanın sonuçlanması asıldır. Savcının
duruşmalara katılmasını zorunlu tutan bir hüküm yokken ve bu denli acele
mevaddan olan bir dava Savcının katılımının sağlanması gibi bir
yükümlülüğün yargıca yüklenmemesi gerekir. Bu uygulama yasa ve
sözleşmenin amacına da aykırılık oluşturmaktadır. Somut davada İlk
derece mahkemesinin Cumhuriyet Savcısının hazır bulunma zorunluluğu
olmadığı esasını benimsemeli ve bu gerekçeyle direnmeliydi. Buna göre de
değişik gerekçeli bir bozma kararı verilmeliydi.Bu nedenle çoğunluk görüşüne katılmamaktayız.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Bonodaki metne itiraz - Takibin durmasına neden olabilir mi?
Alacaklı vekili tarafından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlu vekilinin borca itirazı üzerine icra mahkemesince takibe konu senet nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılama gerekçe gösterilerek HMK 209/1 maddesi uyarınca takibin durdurulmasına kar
KAMBİYO SENEDİ NEDENİYLE BORÇLU OLMADIĞININ TESBİTİ- MENFİ TESPİT DAVASI- İSBAT KÜLFETİ -SENEDİN TALİLİ -BORÇ İKRARI
"İçtihat Metni"Taraflar
arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;
Denizli 3.Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen
01.02.2012 gün ve E:2010/1442, K:2012/92 sayılı kararın incelenmesi
taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hu
Sigortasız Çalıştırılan İşçinin İşçilik Alacakları İçin Hizmet Tespit Davası Açmaya Zorlanamayacağı
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca
incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu
anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait kuaför salonunda 01/06/2009-
07/03/2011 tarihleri arasında ça
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?