Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 615 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10957 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : BoşanmaTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Dava dilekçesinde davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerinin gösterilmesi gereklidir (HMK.md.119/1). İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir (HMK.md.l87/1). Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hakim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz (HMK.md.25). Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez(HMK.md.l41/l).Davacı erkek, ön inceleme aşamasına kadar, davalı kadının mahrem konuları başkalarına anlattığı, kendisini eleştirdiği, aşağıladığı, vakıalarını ileri sürmemiştir. Mahkemece, usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve dayanılmayan bu vakıalar esas alınarak davalıya kusur yüklenemez. Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmiş ise de; toplanan delilerden davacı erkeğin bağımsız bir konut temin etmediği, davalı kadını ailesiyle birlikte yaşamak zorunda bıraktığı,annesinin evlilik birliğine müdahalesine tepkisiz kaldığı, davalı kadının ise birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, davacı erkeğin, davalı kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken; mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine dayalı olarak davalı kadının maddi (TMK md. 174/1) tazminat talebinin reddedilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.