Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6126 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5426 - Esas Yıl 2009





Gürcistan Adli Makamlarının 16 Kasım 2007 günlü tutuklama emri nedeniyle iadesi talep edilen Gurami bozma üzerine yapılan yargılanması sonunda; 5237 sayılı TCK’nin 18/1-8. maddesi gereğince zimmet suçundan iade talebinin kabul edilebilir olduğuna dair, Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 19.03.2010 gün ve 2010/73 Değişik İş karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;5237 sayılı TCK.nun 18/son ve Türkiye Cumhuriyeti ile iade talebinde bulunan Gürcistan Devleti’nin taraf olduğu Suçluların iadesine Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 14. maddeleri gereğince iade edilen şahsın, iadeden evvel ika ettiği ve geri verme kararma dayanak teşkil eden suçlardan başka bir fiilden dolayı yargılanamayacağı gibi bir ceza veya emniyet tedbirinin infazı için tutuklanamayacağı ve herhangi bir surette hürriyetinin kısıtlanamayacağı nazara alınarak, iade eden Devletin egemenlik hakkıyla ilgili bu kuralın işletilebilmesi için iade talepnamesinde ve kararında geri vermeye konu edilen suçların ika edildikleri yer, zaman ve hukuki tavsiflerinin açıkça gösterilmesi gerektiği ve geri verme talebinde sanığın Gürcistan Ceza Kanunu'nun 180/4-a, 182/3-b ve210/2-a-b maddelerinde düzenlenen dolandırıcılık, çalma veya zimmete para geçirme ve sahtecilik suçlarını işlediği ve bunlardan dolayı takip akında bulunduğu bildirilerek iadesi istendiği halde, sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarıyla ilgili bir karar verilmemesi, ayrıca kararda suçların işleniş biçimleri ve hukuki tavsiflerinin sarih ve iade sonrası yapılacak yargılamanın kapsamını belirleyecek şekilde gösterilmemesi,Kanuna aykırı ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Kanu’nun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.07.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.