Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6101 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17342 - Esas Yıl 2013





Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A RBorçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda, borçlu aleyhine yürütülen takipte haczedilen taşınmaz ile ilgili olarak İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi kapsamında meskeniyet şikayetinde bulunmuş, mahkemece davacının 17.06.2011 tarihinde verdiği ticari kredi ipoteği nedeniyle hakkından feragat etmiş olduğundan meskeniyet şikayetinin dinlenilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar borçlu vekilince temyiz edilmiştir.Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, taşınmazın tapu kaydında ipotek bulunmasına rağmen haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenmiş olması halinde, tapu kaydındaki mevcut ipotek şerhi, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunma hakkını ortadan kaldırmaz. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar.Somut olayda, taşınmaz üzerinde 17.06.2011 tarihinde tesis edilmiş ticari nitelikli ipotek bulunduğu görülmekte ise de, Yapı ve Kredi Bankası AŞ. İvedik Şubesi'nden gelen 10.04.2013 havale tarihli yazıda kredi alacaklarının tahsil edilerek kapatıldığının belirtilmesi ve mahkeme kararında yer alan “alacağın bankaca tahsil edildiği, henüz ipoteğin dava konusu bağımsız bölüm taşınmazdan terkin edilmediği, kayden devam ettiği” şeklindeki gerekçe dikkate alındığında, haciz tarihi olan 14.12.2012 tarihi itibarıyla ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediği araştırılmalı ödenmiş ise meskeniyet şikayeti esastan incelenmelidir. Mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,03.04.2014 tarihinde de oybirliğiyle karar verildi.