MAHKEMESİ : ...7. Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katılma AlacağıM.. D.. ile M.. D.. aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair ... 7. Aile Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı M.. D.. vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile evlilik birliği içerisinde edinilen dava dilekçesinde belirtmiş olduğu bir adet arsa ve bir adet meskene ilişkin olarak alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı M.. D.. vekili, davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, talebin değer artış payı alacağına ilişkin olduğu, katılma alacağı talep edilmediği, davacının davasını ispatlayamadığından reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar, ... tarihinde evlenmiş, ... tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 03.01.2013 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar (TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m).Olayları (vakıaları) açıklama taraflara hukuki olarak nitelendirme ve Türk hukukunu resen uygulama hakime aittir. (HMK.m.33)Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında, somut uyuşmazlık incelendiğinde; Davacının dava dilekçesinde; fabrikada işçilik yaparak, gece mesailerine kalarak biriktirmiş olduğu parasını ve tüm maaşını dava konusu taşınmazlar alınırken yatırdığını; özellikle TOKİ'den alınan konutun taksit ödemelerinin halen davacı tarafça yapılmakta olduğunu, evlilik birliği içerisinde edinilen bu taşınmazlara bu surette yapmış olduğu katkı nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacağın davalıdan tahsilini talep ettiği görülmüktedir.Davacının dilekçesindeki alacak talebini somutlaştırmaya ihtiyaç yoktur. Kaldı ki hakim gerek duyduğu takdirde HMK.31. maddesi uyarınca bu konuda davacı taraftan açıklama da isteyebilir.-//-Dava dilekçesindeki talep, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olup; tasfiye talebi edinilmiş mallara katılma rejimi gereğince artık değere katılma alacağını da kapsadığının benimsenmesi gerekir.Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye anı karar tarihidir. Değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.Mahkemece, yukarıda belirtilen ilkeler gözetilerek, yargılama ile ilgili usulü işlemlerin yörütülmesi ile davacı tarafın katılma alacağına ilişkin toplanan taraf delillerinin değerlendirilerek işin esası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.