Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.01.2014 gününde verilen dilekçe ile ipotek şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı S.S. S..Mektepleri Mezunları E... ve S... Kredi ve Kefalet Kooperatifi vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 02.06.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Av. F.. B.. ile karşı taraf davacılar vekili Av. S.. E.. ile davalı S.. P.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:- K A R A R -Davacılar, dava dışı yüklenici E..S.. Ltd. Şti. ile 15.08.2005 günü düzenledikleri arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yükleniciye verilen vekaletnamede yükleniciye bırakılan bağımsız bölümlerin satış yetkisine dayanarak yükleniciye bırakılan 11 numaralı bağımsız bölümü davalı Sadık’a temlik ettiğini, davalı Sadık’ın dava dışı üçüncü kişinin borçları nedeniyle taşınmazda davalı kooperatif yararına ipotek tesis ettirdiğini, yükleniciyle aralarındaki sözleşmenin hükmen feshedilerek temlik konusu bağımsız bölümün adlarına tesciline karar verildiğini, bu davada verilen tedbir kararı taşınmaz kaydına haciz olarak işlendiğini, ipoteğe konu borç ödenmediğinden takip yapıldığını, yükleniciye avans olarak verilen taşınmazda tesis edilen ipoteğin terkini gerektiğini ileri sürerek, ipoteğin ve haciz şerhinin kaldırılmasını istemişlerdir.Davalı kooperatif, dava dışı üyenin kullandığı kredinin teminatı olarak ipotek tesis edildiğini, ipoteğe konu borç ödenmediği gerekçesiyle de takip yapıldığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş; davalı Sadık yanıt vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.Mahkemece, taşınmazın davalı Sadık adına tescili sebebinin ortadan kalktığından ipoteğin de hukuki dayanağı kalmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı kooperatif vekili temyiz etmiştir.Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin TMK'nın 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir.Somut uyuşmazlıkta, kat irtifakı kurulu 5 sayılı parseldeki 11 numaralı bağımsız bölüm 29.11.2005 tarihinde satış nedeniyle davalı S.. P.. adına tescil edilmiştir. Taşınmazda, 14.06.2006 günü 1. dereceden, akdi faizli, fekki bildirilinceye kadar süreli, 40.000,00 TL bedelli malik tarafından dava dışı üçüncü kişinin kredilerin teminatı olarak davalı kooperatif yararına ipotek tesis edilmiştir. Davacıların, dava dışı yüklenicinin edimini yerine getirmediği gerekçesiyle açtıkları davada verilen ihtiyati tedbir kararı taşınmazın tapu kaydına 24.08.2006 tarihinde ihtiyati haciz olarak işlenmiştir. TMK'nın 1020. maddesi gereğince tapu sicili kamuya açık olup kimse tapu sicilindeki kaydı bilmediğini ileri süremez. Dava konusu taşınmaza ipotek tesisinden sonra 27.07.2006 tarihinde dava açılmış, davada verilen ihtiyati tedbir kararı tapu kaydına işlenmiştir. Dolayısıyla, davalı kooperatif yararına taşınmazın davalı Sadık adına kayıtlı bulunduğu ve tescile yönelik dava açılmadan önce ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır.Ayrıca, ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiğinden, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteği olduğu anlaşılmaktadır. İpotek resmi akit tablosundan da anlaşıldığı gibi ipotek tesis nedeni dava dışı yüklenici ile davacı arsa malikleri arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmamaktadır. Taraflar arasındaki anılan sözleşme yüklenicinin edimini yerine getirmemesi nedeniyle feshedilmiş ise de ipotek bu sözleşmeye dayanılarak tesis edilmediğinden ipoteğin hukuki dayanağının kalmadığından sözedilemez. Davalı kooperatifin taşınmazın davalı Sadık adına kayıtlı bulunduğu sırada ve tescile yönelik dava açılmadan önce ipotek tesis ettirdiğinden TMK'nın 1023. maddesi gereği iyiniyetli olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla davalı kooperatif iyiniyetli olduğundan ipoteğin yolsuz olarak tescil edildiği söylenemez.Bu itibarla mahhkemece, davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 1.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı kooperatife verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.