MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ALACAKTaraflar arasında görülen alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalılardan İlgi tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, eski hale getirme, ecrimisil ve elektrik borcunun tahsili isteklerine ilişkindir.Davacı, kayden paydaşı olduğu 2654 ada 38 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümü davalıların haksız biçimde kullandıklarını, projesine aykırı olarak kapıyı ve tuvaletleri iptal edip 13 nolu mağaza ile birleştirdiklerini, payına isabet eden kira bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, taşınmazın eski hale getirilmesine, davalı ...'ın elektrik borcunu ödemesini ve muris ...'ın ölüm tarihi olan 30.08.2009 tarihinden itibaren aylık 300,00 TL ecrimisilin tahsilini istemiş, yargılama sırasında 10.09.2013 tarihinde, elektrik borcunun tahsiline yönelik davasından feragat etmiştir.Davalı ..., davaya cevap vermemiş, diğer davalılar, iddiaların doğru olmadığını, muristen intikal eden taşınmazın kiraları toplanıp eşit olarak mirasçılar arasında dağıtıldığını, çekişmeli yerin kiracısı kira bedellerini ödemediğinden mahkeme kararı ile tahliye edildiğini, halen taşınmazın boş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “ Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, HUMK'nun 413. ve 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın eski hale getirilme, ecrimisil ve elektrik borcunun tahsili toplamından (4.3.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı kuşkusuzdur. Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınması veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış, değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini ve harcın yatırılmaması halinde de ne gibi bir mukteza tayin edileceğini 30. ve 32. maddelerinde hükme bağlamıştır. Hâl böyle olunca, 30.08.2009 tarihinden dava tarihi olan 22.06.2011 tarihine kadar aylık 300,00.-TL'den toplam 6.600,00.-TL ecrimisil isteğiyle ilgili nispi tarifeye göre harcın ikmal ettirilmesi, eski hale getirme ve elektrik borcunun tahsili isteğiyle ilgili olarak ise davacı tarafından bir değer belirtilmediği gözetilmek suretiyle, davacıya bu istekler bakımından dava değeri sorularak, açıklattırılıp, belirtilecek değere göre harç ikmali yaptırılması keşif yapılarak gerçek dava değerinin tespiti halinde ise, bakiye harç tahsil edildikten sonra gerektiğinde tespit edilecek değere göre görev hususunun değerlendirilmesi, görevli ise işin esası incelenerek hükme bağlanması gerekirken anılan hususlar gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak elektirk borcunun tahsili ve eski hale getirme isteklerinin reddine, ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 2654 ada 38 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu deponun muris ... adına kayıtlı iken yenileme suretiyle 19.04.2011 tarihinde taşınmazın davacı ve davalılar ... ve ... adına elbirliği mülkiyeti üzere yazıldığı, daha sonra ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 08.03.2012 tarih, 2011/1980 esas, 2012/346 karar sayılı kararı ile 1 nolu bağımısz bölümde elbirliği mülkiyetinin müşterek mülkiyete dönüştürülmesine karar verildiği, kararın 20.09.2012 tarihinde kesinleştiği, öte yandan muris ...'ın 30.08.2009 tarihinde ölümü ile çocukları davacı ve davalılar ... ve ...'in kaldıkları anlaşılmaktadır.Hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında davacının elektrik borcunun tahsili isteği bakımından davasından feragat ettiği, eski hale getirme isteğinin de yerinde olmadığı gözetilerek bu istekler bakımından davanın reddi doğrudur. Davacının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davalı ...'nin temyiz itirazlarına gelince;Bilindiği üzere; gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).Somut olayda ise, dava konusu taşınmazda davacının ve davalılar Bilge ve İlgi'nin paydaş oldukları, davacının taşınmazda payına isabet eden kira bedelini alamadığı iddiasıyla ecrimisil isteğinde bulunduğu, davalı ...'nin ise taşınmazın kirada olduğunu, kiraları kendisinin aldığını, daha sonra bir yıl boyunca kira bedeli ödemediğinden kiracı aleyhine açılan tahliye davası sonucundan taşınmazın tahliyesine karar verildiğini, halen taşınmazın boş olduğunu, davanın konusuz kaldığını savunduğu açıktır.Hemen belirtmek gerekir ki, davalı ...'nin ecrimisil istenen dönemlerde taşınmazı kiraya vermek suretiyle tasarruf ettiğinin belirlenmesi halinde haksız işgal tazminatı olan ecrimisilden sorumlu tutulacağında kuşku yoktur.Ne varki, eldeki davada ecrimisil isteği bakımından yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda ecrimisil isteği bakımından gerekli araştırma ve inceleme yapılarak dava konusu taşınmazın murisin ölümünden itibaren kimin tasarrufunda olduğu, başka bir deyişle ecrimisil istenen tarihlerde taşınmazın boş olup olmadığı, davalı ...'nin tasarrufunda bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, davalı ...'nin tasarrufunda olduğu saptanırsa uygun ecrimisil hesabı yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Davalı ...'nin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.