Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5983 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8254 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokmaHüküm : TCK'nın 179/3-2, 62, 53, 58, 51. maddeleri gereğince mahkumiyet.Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcıları tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Mahalli Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Karadere'nin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Mahalli Cumhuriyet savcılarının duruşmalarına katıldıkları Asliye Ceza Mahkemesi kararlarını 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 310. maddesi gereğince tefhim tarihinden itibaren bir hafta içinde temyiz etmeleri mümkün olup, 20/11/2014 tarihinde tefhim edilen hükme karşı 27/11/2014 tarihine kadar temyiz kanun yoluna başvurulması gerekirken, sürenin görüldü ile başlatılarak, 19/12/2014 tarihinde yapılan temyiz istemi süresinde bulunmadığından, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK'un 310 ve 317. maddeleri uyarınca REDDİNE,Mahalli Cumhuriyet savcısı Musa Güney'in temyiz itirazlarının incelenmesine gelince ise;Anayasa Mahkemesinin, TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilerek yapılan incelemede:05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 100. maddesiyle 5271 sayılı CMK'nın 324/4. maddesinde eklenen “Devlete ait yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.” hükmü uyarınca belirli miktardaki yargılama giderlerinin Hazine üzerinde bırakılmasına karar verilmesi esası benimsenmiş ise de, incelemeye konu dosyada hükümden önce yapılan yargılama giderlerinin 10,10 TL olduğu anlaşılmakla birlikte kanun yollarına başvuru halinde yapılan yargılama giderlerinin de belirli koşullar altında CMK'nın 330. maddesi uyarınca sanığa yüklenmesi gerektiği dolayısıyla bu aşamada henüz yargılama giderlerinin miktarının tam olarak belirlenmediği, hükümden sonra yapılan ve tahsili gereken yargılama giderlerinin ilave edilmesi halinde miktarının terkin sınırlarını aşabileceği ve infaz aşamasında da bu hususun gözetilebileceği anlaşılmakla CMK'nın 324/4. maddesi uyarınca bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilmesi gerektiğine ilişkin tebliğnamedeki (d) bendindeki bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanık hakkında temel ceza belirlenirken TCK'nın 61 ve 3/1. maddeleri uyarınca, suçun işleniş şekli, meydana gelen zararın ağırlığı, sanığın kasta dayalı kusurunun yoğunluğu, maddede öngörülen cezanın alt ve üst sınırları da dikkate alınmak suretiyle, adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden; 170 promil alkollü olduğu tespit edilen sanık hakkında, alt sınır çok fazla aşılmak suretiyle temel ceza tayin edilmesi,Kabule göre de;a)Sanık hakkında TCK'nın 179/3. maddesi delaletiyle 179/2. maddesinden verilen 1 yıl 6 ay hapis cezasının, TCK 62. maddesine göre yapılan 1/6 indirim sonucu 1 yıl 3 ay hapis cezası verilmesi gerekirken hesap hatası sonucu 13 ay hapis cezası tayini,b)TCK'nın 53/6. maddesi gereğince sürücü belgesinin geri alınmasına ancak taksirle işlenen suçlarda karar verilebileceği gözetilmeden, TCK'nın 179/2. maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilen sanığın sürücü belgesinin geçici olarak geri alınmasına karar verilmesi,C)Tekerrür koşulları oluşmadığı halde sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 07/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.