Toplanan deliller karar yerinde incelenip, suça sürüklenen çocuk Kerem'in mağdur Elmas'a yönelik eyleminin sübutu kabul, takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, suça sürüklenen çocuk müdafiinin eksik incelemeye yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Oluşa ve dosya içeriğine göre, suça sürüklenen çocuk Kerem ile kardeşi olan tanık Kenan'ın olaydan yaklaşık bir ay önce ikamet ettikleri Tekirdağ İlinden Zonguldak İli, Çaycuma İlçesinde oturan babaanneleri olan mağdur Elmas'ın yanına geldikleri, 04.11.2010 günü tespit edilemeyen uçucu bir maddeyi kendi iradesi ile koklamasının etkisiyle, eve gelen suça sürüklenen çocuğun bu sırada evde bulunan kardeşi Kenan'a hitaben "babaannemi vurayım mı" diye sorduğu, Kenan'ın vurma demesine rağmen suça sürüklenen çocuğun odada bulunan av tüfeğini aldığı ve mağduru hedef alıp yakın mesafeden iki kez ateş ettiği, açılan ateş nedeniyle de boyun, omuz ve kalça bölgelerinden isabet alan mağdurun hayat fonksiyonlarındaki etkisi 6. (ağır) derecede olan birden fazla kemik kırığına bağlı olarak hayati tehlike geçirmeksizin yaralandığı, 29.12.2010 tarihine kadar hastanede tedavi gördüğü ve aynı gün taburcu edildikten yaklaşık 1 ay sonra 28.01.2011 tarihinde de evinde öldüğü olayda; kullanılan silahın niteliği, atış sayısı ve mesafesi, hedef alınan vücut bölgeleri ile meydana gelen yaralanmalar dikkate alındığında, suça sürüklenen çocuğun eylemi ile ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu ve bu nedenle 5237 sayılı TCK'nın 82/1-d, 35 ve 31/3 maddeleri gereğince üst soya yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten cezalandırılmasına karar verilmesi gözetilip ayrıca, mağdura ait hasta müşahade ve tedavi belgelerinin tamamının temin edilip, yargılama dosyası ile birlikte Adli Tıp Kurumu Genel Kuruluna gönderilerek, suça sürüklenen çocuğun eylemi ile mağdurun ölümü arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı hususlarında görüş alınıp sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunun 06.12.2011 tarihli "hastaneden taburcu edildikten sonra ölümüne kadar geçen sürede evinde günlük işlerini yapar durumda olmadığı ve sağ kolunu kullanamadığının ifade edildiği, ancak tuvalet ihtiyacını kendi giderebilecek durumda olduğunun ifade edildiği dikkate alındığında; 04.11.2010 tarihinde yaralama ile 28.01.2011 tarihinde ölümü arasında illiyet bağı olduğunu gösterir delillerin bulunmadı" şeklindeki yetersiz gerekçeye dayanılan raporu ile yetinilmesine karar verilmesi ve suçun nitelendirilmesinde de yanılgıya düşülmesi suretiyle yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,Kabule ve uygulamaya göre de;Suça sürüklenen çocuk hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükümde, suça sürüklenen çocuğun eylemini üst soyu olan babaannesine yönelik silahla gerçekleştirmiş olması karşısında TCK'nın 86/3. maddesi ile yapılan uygulama sırasında aynı maddenin "a" ve "e" bendlerinin birlikte uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde sadece "e" bendi ile uygulama yapılması,Bozmayı gerektirmiş olup, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün CMUK'nun 326/son maddesi gözetilmek kaydıyla tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (BOZULMASINA), 08.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.