Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 593 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 392 - Esas Yıl 2012





Taraflar arasındaki “tazminat ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkeme’since davanın reddine dair verilen 25.09.2008 gün ve 2008/66 E., 2008/533 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21.06.2010 gün ve 2009/1555 E., 2010/7121 K. sayılı ilamı ile;(...Davacı vekili, müvekkilimin 1964 yılında fotoğrafçı olan dedesi tarafından ablası ile birlikte eski gümrük meydanında çekilen fotoğrafını Mersin İli'ni tanıtmak üzere yumuktepe.com.web sitesine koyduğunu, davalı şirket tarafından bu siteden müvekkilinin izni olmadan alınan bu resmin web sitesi anasayfasında, mağaza vitrininde ve kartvizitlerinde ticari amaçlı olarak kullanıldığını, ticari amaçlı bu kullanımın kişilik hakkına saldırı niteliğinde olduğunu ileri sürerek, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı temsilcisi, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan kanıtlar doğrultusunda, davacının resmini bizzat yumutkepe.com adlı Web sitesine Mersin İli'ni tanıtmak üzere verdiği, internet sitesinde yayınlanan fotoğrafa herkesin ulaşabileceği, davacının resmini siteye vermekle izin vermiş olduğu, dava konusu resimdeki ana amacın kişi olmadığı, bu görünüm ile davacının kişiliğine saldırıdan bahsedilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, davacının da resminin bulunduğu fotoğrafın davalı tarafından izinsiz olarak ticari amaçla kullanılmasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin olup, ablası ile çekilmiş olan dava konusu resmin davacı tarafından Mersin İli'ni tanıtmak amacıyla yumuktepe.com.web sitesinde yayınlanmak üzere verildiği çekişmesizdir. Uyuşmazlık, davacı tarafından anılan sitede yayınlanmasına izin verilen dava konusu resmin davacının izni olmaksızın davalı tarafından ticari amaçla kullanılıp kullanılamayacağı noktasında toplanmakta olup, mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.Oysa, dava konusu resmin görüntüleme amacının davacının çocukluk çağına ve özel yaşamına ilişkin olduğu kuşkusuz olup, mahkemenin kabulünün aksine dava konusu fotoğrafın kültürel ve tanıtım amaçlı olarak anılan sitede yayınlanmak üzere rıza ile verilmiş olması, bu resmin izinsiz bir şekilde başkaları tarafından ticari amaçlı çoğaltılmasına ve kullanılmasına da izin verildiği anlamına gelmez. Bu bağlamda davalı tarafından dava konusu edilen resmin çeşitli şekillerde izinsiz olarak ticari amaçla kullanıldığının dosya kapsamı ile sabit olması karşısında mahkemece, 5846 sayılı FSEK'nun 86. maddesi yollaması ile uyuşmazlığın BK'nun 49 ile TMK'nun 24. maddeleri bağlamında ele alınıp değerlendirilip tartışılmak ve sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken isabetli bulunmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Davacı vekiliHUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, davacıya ait fotoğrafın davalı şirket tarafından kullanılmasında hukuka aykırı bir durumun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davacı vekili getirmiştir.Bozma ve direnme kararlarının içerikleri itibariyle Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı tarafından bir internet sitesine konulan fotoğrafın buradan alınarak bir başka yerde kullanılabilmesi için kendisinden izin alınmasının gerekip gerekmediği, bu bağlamda davalı işletme tanıtımında bu fotoğrafın kullanılmasının davacının kişilik haklarına saldırı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Öncelikle, uyuşmazlığa ilişkin yasal durum hakkında aşağıdaki açıklamaların yapılmasında yarar görülmüştür:5486 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK)’in 86. maddesi, eser niteliğinde olmasalar dahi, resim ve portrelerin, tasvir edilen kişilerin muvafakati alınmaksızın teşhir veya başka şekillerde umuma arz edilemeyeceğini öngörmektedir. Bu hükümdeki “resim ve portreler” ibaresi; fotoğrafları, çeşitli tekniklerle yapılmış portreleri, tek başına veya topluluk içinde bulunurken çekilmiş resimleri ifade etmektedir. Bütün bunların, izinsiz olarak teşhiri veya umuma arz edilmesi ya da örneğin bir ilanda, vitrinde vs. kullanılması, anılan hükümle yasaklanmıştır.Belirtilmelidir ki, Yasa’nın bu hükmüyle korunan şey; resim, portre veya fotoğrafın “eser” niteliği değil, bunlarda tasvir olunan kimsenin kişilik hakkıdır. (Ünal Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku,5. Bası, 2012, sayfa:289)Dolayısıyla, bu yasağa aykırı nitelikteki eylemler, kişilik haklarına saldırı oluşturur ve Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi çerçevesinde manevi tazminat yükümlülüğü doğurur.FSEK’nun 86. maddesinde, izin alınmasını gerektirmeyen haller üç bent halinde sayılmıştır. Bunlar; “memleketin siyasi ve içtimai hayatında rol oynayan kimselerin resimleri, tasvir edilen kimselerin iştirak ettiği geçit resmi veya resmi tören yahut genel toplantıları gösteren resimler ile günlük hadiselere mütaallik resimlerle radyo ve filim haberleri” şeklinde düzenlenmiştir. Ayrıca, anılan yasa hükmünde, birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre yayımın caiz olduğu hâllerde dahi, kişilik haklarına saldırıyı düzenleyen 4722 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 24 üncü maddesi hükmünün saklı olduğu belirtilmiştir.Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, davacıya ait fotoğrafın daha önce kendisi tarafından bir web sitesinde kullanılması, kendisine ait bu fotoğraf üzerinde tasarruf hakkının sona ermesi şeklinde yorumlanamayacağı gibi, davalı şirketin mağaza vitrininde ve işletme sahibinin kartvizitinde davacı fotoğrafının ticari nitelikli olarak kullanılması olayının da davacının kişilik haklarını zedelemediğinden bahsedilemez.Hal böyle olunca, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, HUMK'un 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 19.09.2012 gününde yapılan ilk görüşmede oybirliğiyle karar verildi.