Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 591 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 493 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ : İstanbul 9.İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14.04.2011NUMARASI : 2010/1574 E-2011/409 K.Taraflar arasındaki “şikayet” kanun yolundan dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9.İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin kabulüne, dair verilen 15.06.2010 ve 2010/777 E- 2010/886 K. Sayılı kararın incelenmesi karşı taraf-alacaklı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 18.10.2010 gün ve 2010/22933-23698 sayılı ilamı ile;("...İcra müdürlüğünce haczedilip seferden men edilen geminin, seferden men kararının kaldırılması için borçlu tarafından icra mahkemesine başvurulduğu görülmüştür. Haciz, belirli bir para alacağının tahsilini sağlamak için borçluya ait mal ve haklara icra memurunun beyanı ile hukuken el konulmasıdır. Haczin uygulanmasından sonra icra dairesinin istediği zaman bu mallara el koyabilmek imkanına sahip olması gerekli olup, alacaklının onayı bulunmaksızın paraya çevirme imkanını zorlaştıracak nitelikte bir işlem yapılması mümkün değildir. Bu nedenle mahcuz geminin sicile kayıtlı olduğu ve alacaklının alacağına kavuşması için gerekli haczi gerçekleştirdiği gerekçe gösterilerek seferden men kararının kaldırılması yasaya uygun değildir.Öte yandan, TTK.nun 892.maddesi uyarınca, yola çıkmaya hazır bir gemi haczedilemez.Aynı kanunun 817.maddesi uyarınca ise; “Tekne, umumi donatım, makine, kazan gibi esas kısımları bakımından yapacağı yolculuğun (Tamamıyla anormal tehlikeler hariç) deniz tehlikelerine karşı koyabilecek durumda olan bir gemi "Denize elverişli" sayılır.Denize elverişli olan gemi, teşkilatı, yükleme durumu, yakıtı, kumanyası, gemi adamlarının yeterliği ve sayısı bakımlarından yapacağı yolculuğun (Tamamıyla anormal tehlikeler hariç) tehlikelerine karşı koyabilmek için gerekli vasıfları haiz bulunduğu takdirde "Yola elverişli" sayılır.” Bu durumda, mahkemece duruşma açılarak, tarafların iddia ve savunmaları alınmak suretiyle, geminin TTK.nun 817.maddesi gereğince “yola elverişli” olup olmadığının bilirkişi marifetiyle saptanıp, TTK.nun 892.maddesi de göz önüne alınarak, oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken evrak üzerinde eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…")gerekçesiyle oybirliğiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN : Karşı taraf-alacaklı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:İstek, icra memuru işleminin şikayet yolu ile kaldırılması istemine ilişkindir.Şikayet eden/borçlu vekili, karşı taraf/alacaklının İstanbul 13.İcra Müdürlüğünün 2010/4880 E. sayılı dosyası ile borçlu müvekkili hakkında takip başlattığını ve alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğü tarafından müvekkiline ait "E. Y. 3" isimli gemi hakkında seferden men kararı verildiğini, sefer men kararının ancak mahkemeler tarafından verilebileceğini, Türk bayraklı gemiler, gayrimenkul niteliğinde olduğundan sicil kaydına konulmuş olan haczin yeterli olduğunu belirterek, sefer men kararının kaldırılmasını istemiştir.Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu, seferden men edilen geminin sefer halinde olduğu gibi, anılan geminin kaydına alacağın tahsiline matuf olarak gerekli hacizlerin konulduğu gerekçesi ile şikayetin kabulü ile müdürlük kararının ortadan kaldırılmasına dair verilen karar; Karşı taraf/alacaklı vekilince temyiz edilmekle Özel Dairece, yukarıda başlık bölümünde yazılı olan gerekçe ile bozulmuştur.Yerel mahkemece, önceki kararda direnilmiş; kararı, karşı taraf/alacaklı vekili temyiz etmiştir.Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; Mahcuz geminin sadece sicil kaydı üzerine haciz şerhinin konulmasının yeterli olup olmadığı, ayrıca geminin seferden men edilmesinin gerekip gerekmediği; somut olay yönünden, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 892.maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı, geminin “yola elverişli” liğinin tespiti için yeni araştırma yapılmasının gerekip gerekmediği, noktalarında toplanmaktadır.6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun; “Denize Elverişli Gemi, Yola Elverişli Gemi” başlığını taşıyan 817.maddesinin birinci fıkrasında, “Denize elverişli" gemi tanımlanmış; aynı maddenin ikinci fıkrasında ise; “Denize elverişli olan gemi, teşkilatı, yükleme durumu, yakıtı, komanyası, gemi adamlarının yeterliği ve sayısı bakımlarından yapacağı yolculuğun (Tamamiyle anormal tehlikeler hariç) tehlikelerine karşı koyabilmek için gerekli vasıfları haiz bulunduğu takdirde "Yola elverişli" sayılır.” düzenlemesine yer vererek, yola elverişli geminin özellikleri sayılmıştır.Yine aynı kanunun, 892.maddesinde ise, “Yola çıkmaya hazır bir gemi cebri icra yolu ile satılamıyacağı gibi ihtiyaten haciz de edilemez. Şu kadar ki; cebri satış veya haczi icabettiren borç zaten bu yolculuk dolayısiyle yapılmışsa, bu hükümler tatbik olunmaz.” şeklindeki düzenleme ile de ilke olarak yola çıkmaya hazır geminin haczedilemeyeceği vurgulanmıştır.İcra müdürlüğünce 17.05.2010 tarihinde alınan seferden men kararında ve bu karar gereğince, gerek İskenderun Liman Başkanlığı’na, gerek diğer kurumlara yazılan yazılarda, ‘Efe Yağız isimli geminin yük ve yakıtını almamış olması ve yola elverişli halde olmaması halinde’ alıkonularak seferden men kararı verildiği açıkça yazılmıştır.İcra müdürlüğü tarafından alınan bu karar içeriği itibari ile yukarıda sayılan kanun maddelerine aykırılık teşkil etmemektedir. Öteki deyişle, icra müdürlüğü işlemi kanuna uygun olup iptalini gerektirecek bir husus bulunmamaktadır.Men kararı verilen geminin bağlandığına veya seferine fiilen engel olunduğuna dair dosya içerisinde herhangi bir bilgi ve belge de bulunmadığına göre, gerek yerel mahkeme kararında ve gerekse de özel daire bozmasında yer alan ‘geminin sefere hazır’ olup olmadığının incelenmesi ancak fiili haciz esnasında tartışılacak hususlar olup, bu aşamada tartışılmasına yer bulunmamaktadır.Yukarıda belirtilen maddi ve yasal olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.Sonuç itibariyle, mahkeme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçelerle bozulması gerekir. S O N U Ç : Karşı taraf/alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen değişik nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 05.10.2011 gününde, oybirliğiyle karar verildi.