MAHKEMESİ : Antalya 8. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 02/11/2010NUMARASI : 2010/313-2010/307Taraflar arasındaki “Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya 8.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın, davalılardan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden kabulüne, diğer davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı yönünden reddine dair verilen 13.10.2008 gün ve 2007/27 E., 2008/324 K. sayılı kararın incelenmesi davalılardan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 12.01.2010 gün ve 2009/17974 E., 2010/276 K. sayılı ilamı ile;(...Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece davalı Muratpaşa Belediye Başkanlığı hakkındaki davanın husumetten reddine, davalı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilince temyiz edilmiştir.Dosyada bulunan kanıt ve belgeler ile mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna aynı taşınmazın diğer hissedarları tarafından açılan ve Dairemize intikal eden Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/385 Esas-2008/470 karar sayılı dava dosyasında bulunan belgelere göre; dava konusu 5279 Ada 1 parselin geldisinin 570 Ada, 3 parsel iken, bu parselin ikiye ifrazı sonucu 4520 Ada, 6 ve 7 parsellerin oluştuğu, 7 parselin çeşitli tarihlerde yapılan istimlakler nedeniyle 4520 Ada, 18 parsele gittiği, bu parselde yapılan imar uygulaması sonucu da dava konusu parselle birlikte başka parsellerin oluştuğu, 4520 Ada 7 parselin ise Antalya Belediyesi'nce kamulaştırıldığı, kamulaştırma işlemleri nedeniyle kayyım atandığı, kayyım tarafından açılan bedel artırım davasının kesinleştiği ve yine Antalya Belediyesi adına Kamulaştırma Kanununun 17. maddesi gereğince hükmen tescil edildiği ve kamulaştırma işleminin kesinleştiği anlaşılmıştır.Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1987/1192 Esas-1988/85 sayılı hükmen tescil kararının tapuya işlenmemiş olması mülkiyet hakkını ortadan kaldırmaz.Tüm bu nedenlerle dava konusu taşınmazın geldisi olan 4520 Ada, 7 parsel yönünden kesinleşmiş bir kamulaştırma işlemi bulunduğundan ve kamulaştırmasız el atmadan söz edilemeyeceğinden davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi, doğru görülmemiştir...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Davalı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Davacılar vekilince 5279 Ada 1 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma işlemi yapılmaksızın filen el atıldığı iddiası ile eldeki dava açılmıştır.Mahkemece, dava konusu taşınmazın herhangi bir kamulaştırma işlemine konu olmadığı, davalı Antalya Büyükşehir Belediyesince fiilen park haline getirildiği, içerisinde fuar vs. sosyal alanların bulunduğu gerekçesiyle, kamulaştırmasız el atmanın varlığının kabulü ile davanın davalılardan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden kabulüne, diğer davalı yönünden reddine dair verilen karar; davalı Antalya Belediye Başkanlığı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire’ce, yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuştur.Mahkemece; “Dava konusu 5279 ada 1 parselin geldilerinden olan 570 ada 3 parselin ifrazı ile önce 570 ada 7 daha sonra 4520 ada 6 ve 7 parsellerin oluştuğu, 4520 ada 7 parselin dosyada bulunan Antalya 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/1192 esas 1988/85 karar sayılı ilamı ile 159699,50 m2 lik bölümünün Antalya Belediye Başkanlığı tarafından kamulaştırıldığı için belediye adına bu kadarlık bölümünün tesciline karar verildiği, yine 570 ada 7 parselin Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/778 esas 1985/819 sayılı kararı ile 122376,56 m2’lik bölümünün Antalya Belediyesi tarafından kamulaştırılıp, Antalya Belediyesi adına tescil edildiği, yine Bahçelievler 570 ada 7 parselin 216342 m2’sinin de arsa ofisi Genel Müdürlüğünce kamulaştırıldığı (Antalya 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1978/322 esas 1982/332 karar sayılı ilamlarından anlaşıldığı), dava konusu edilen 5279 ada 1 parselin ise davalı Belediye Başkanlığınca sunulan kamulaştırma evrakları incelendiğinde 403.680 m2’sinin fuar alanı olarak kamulaştırıldığı ve bu konuda Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin az yukarıda anlatıldığı gibi 1984/269 esas 1984/222 karar sayılı kararı ile belediye adına tesciline karar verildiği ancak bu kararın karar düzeltme aşamasında Yargıtay 5.Hukuk dairesince 1985/1671-1856 sayılı karar ile bozulduğu, mahkemenin de bu bozma ilamına uyarak 1985/244 esas 1985/561 karar sayılı karar ile kamulaştırmanın usulüne uygun şekilde tamamlanmadığı kamulaştırma kanununun 17.maddesindeki koşulların oluşmadığı, kamulaştırma işleminin tebliğine ilişkin evrakın kayyumluktan affedilen önceki kayyum Mükerrem Erdoğan’a yapıldığı, bu kayyumun kamulaştırma işlemini tebellüğe yasal olarak izinli olmadığı, bu sebeple kamulaştırma işlemi tamamlanmadığı için tescil kararı verilemeyeceği gerekçesi ile Antalya Belediye Başkanlığı tarafından açılan davanın reddedildiği, dosyada yapılan keşifte dava konusu parselin bulunduğu yerin Bahçelievler mahallesinde bulunan Atatürk Kültür Parkı olduğunun bilirkişilerce saptandığı, dosyada bulunan Akdeniz Atatürk Kültür Parkı alanının kamulaştırılması hakkındaki Antalya Belediye Başkanlığının evrakları arasında A... K.. parkı içerisinde kalan mülkiyeti davalı olan 570 ada 7 parsel içerisindeki 403,680 m2’lik kısmının kamulaştırılması için karar alındığının anlaşıldığı bu durumda mevcut tüm bu evraklar karşısında dava konusu yerin özel dairenin bozma ilamında belirttiği Antalya 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/1192 esas 1988/85 karar sayılı kararında belirtilen yer olmadığı, zira o kararda Antalya Belediyesinin 159699,50 m2’lik bölümü kamulaştırdığı ve o kararla kamulaştırılan yerin Atatürk Kültür Parkı olarak kamulaştırılan 403,680 m2’lik yerle ilgisinin bulunmadığı, bu sebeple de geçerli bir kamulaştırmadan söz edilemeyeceği, dava konusu yerde az yukarda anlatıldığı şekilde davacılar adına hisseli tapu oluşturulduğu bu nedenle fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak Büyükşehir Belediyesi adına açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği ve davacıların murisleri adına tapuda kayıtlı hisselerinde tapu kayıtlarının iptali ile Büyükşehir Belediyesi adına park alanı olarak tesciline karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin önceki kararda direnilmiş; hükmü davalılardan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili temyize getirmiştir. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava konusu taşınmaz hakkında kesinleşmiş bir kamulaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı; buna bağlı olarak taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığının ve dolayısıyla bedelinin ödenmesi gerektiğinin kabulüne olanak bulunup bulunmadığı, noktasındadır.Özel Dairenin dava konusu taşınmaza ait, taşınmazın geldi kaydını teşkil eden parsel yönünden daha önce kamulaştırma işlemi ve tapuya işlenmemiş hükmen tescil kararı bulunduğuna ilişkin belirlemesine karşılık; mahkemenin dava konusu taşınmazın kamulaştırılan imar parsellerinin dışında kaldığı ve kamulaştırılmadan el atıldığına ilişkin kabulü göz önüne alınarak heyetçe dosyadaki kayıt ve belgeler incelenip, değerlendirilmiş; üzerinde tartışılmıştır.Hemen belirtmelidir ki, eldeki uyuşmazlık yönüyle çözümü gereken husus, dava konusu taşınmaza vaki el atmanın bir kamulaştırma işlemine dayanıp dayanmadığı; bu taşınmaz yönünden yapılıp, kesinleşmiş bir kamulaştırma işlemi bulunup bulunmadığı; dolayısıyla kamulaştırmasız el atma iddiasının yerinde olup olmadığı ve sonuçta da tazminat takdiri gerekip gerekmediği, olmasına karşın; mahkemece bu yön yeterince araştırılmamış ve açıklığa kavuşturulmamış olup; mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme varmaya yeterli değildir.Dosya kapsamından;Niza konusu 5279 ada 1 parselin geldisinin 570 ada 3 parsel olduğu, bu parselin Antalya Kadastro Mahkemesinin 29.06.2004 gün ve 2003/27 E., 2004/19 K. sayılı kesinleşmiş ilamına dayalı olarak davacılar, Hazine ve dava dışı üçüncü kişiler adına tescil edildiği, bunun gitti kaydının 4520 Ada 7 parsel ; bu parselin gittisinin ise 570 ada 18 ve 3703 ada 1 parsel; 3703 ada 1 parselin ise 5278 ada 1 parsel ile 5279 ada 1 parseller olduğu gelen kayıtlardan anlaşılmakta ise de, bu taşınmaza ait evveliyat kayıtları ile tescil sonrası tedavül işlemlerine ilişkin dayanak belge ve kayıtların büyük bölümü dosya arasında yer almadığı gibi, dosyada bulunanlar da okunaklı ve kontrole olanak sağlayacak nitelikte değildir. Öte yandan, dosyada yer alan ilam örneğinden; eldeki davanın taraflarından davacılar ve davalı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 02.05.1984 gün ve 1984/169 E., 1984/222 K. sayılı dosyasında görülüp, bitirilen davada, davacı Antalya Büyükşehir Belediyesinin, niza konusu yerin kamulaştırılan yerlerden olduğunu iddia ederek 507 ada 7 parselin 403,680 m2'sinin belediye adına tescilini istediği; mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 08.11.1984 gün ve 9110-9430 sayılı kararı ile onanıp, karar düzeltme aşamasında ise, ortada usulüne uygun kamulaştırma kararı olmadan tescile karar verilmesi doğru bulunmayarak bozulduğu; mahkemece bu bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda da yöntemine uygun, tamamlanmış kamulaştırma olmadığından davanın reddine dair verilen, 16.09.1985 gün ve 1985/244 E., 1985/561 K. sayılı kararın taraflarca temyiz edilmeksizin, 20.12.1985 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu kararın ait olduğu dosya aslı veya onaylı örneğinin ise mahkemece araştırıldığı halde bulunamadığından bahisle evrak arasına alınmadığı da görülmektedir. Ayrıca, Davalı Antalya Büyükşehir Belediyesi vekilinin, kesinleşen bu karardan yeni haberdar olduklarını beyan ederek, Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/430 E. sayılı dava dosyasında yargılamanın iadesini istediği, bu dosyanın halen derdest olduğu da yargılama aşamasında dosya içerisine giren belgelerden anlaşılmaktadır. Mahkemece bu dosyanın akıbeti ve eldeki davaya etkisi üzerinde de durulmamıştır.Diğer taraftan, davacı Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından, 4520 ada 7 parselin bir kısmının kamulaştırıldığı, açılan dava sonucunda Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 11.02.1988 gün ve 1987/1192 E., 1988/85 K. sayılı kararıyla kamulaştırılan kısmın Antalya Büyükşehir Belediyesi adına tesciline karar verildiği, ancak tapuda işlem yapılmadığı daire kararında açıklanmış ise de bu dosya da dava evrakı arasında yer almamaktadır. Dosya içerisinde bazı mahkeme kararlarının örnekleri varsa da dosya ve karar asılları ya da onaylı örnekleri, davalı tarafından dayanılan kamulaştırma evrakının tamamı dosyada bulunmamaktadır.Tapu kayıtları celbedilmişse de geldi ve gitti kayıtlarını ayrıntısıyla ve okunaklı şekilde göstermediği gibi, dayanak belgeleri de eksiktir. Dolayısıyla dava konusu taşınmazın geldiyle gittisiyle kayıttaki durumunu tam ve net biçimde belirleyecek nitelikte olmayan bu kayıtlarla bir karara varmak olanaklı görülmemiştir. Yine, kayıtlarda yer alan şerhlerde geçen mahkeme kararları eksiksiz biçimde getirilmemiş ve bu dava dosyalarının eldeki davaya etkisi üzerinde durulmamış; hükmen kaydı içeren paydaşlara ait hükümlerin içeriği üzerinde de durulmamıştır.Hal böyle olunca; uyuşmazlığın çözümüne yönelik olarak, dosyada örnekleri bulunan tüm kararlara ait dosyalar ile kamulaştırma evrakı asıllarının veya onaylı örneklerinin etraflıca araştırılması; dava konusu taşınmaza ait tapu kayıtlarının tüm geldi ve gittileri ile müstenidatları ile birlikte getirilmesi, bu kayıtlarda geçen mahkeme dosyalarının aslı ya da onaylı örneklerinin araştırılıp, getirtilerek dosya içine alınması; Kadastro Mahkemesi’ne ait 2003/27 E., 2004/19 K. Sayılı dosyasının asılları veya onaylı örneklerinin istenilmesi, içerisinde kamulaştırma evrakının yer alıp almadığının araştırılması; daire kararında geçen Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 11.02.1988 gün ve 1987/1192 E., 1988/85 K. sayılı dosyasının da celbi ile kapsamının değerlendirilmesi tescil dışı kalan kısımların net bir biçimde tespiti ve sonucuna göre bir karar verilmesi, davalı tarafından yargılamanın iadesi talebi ile açılan Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/430 E. sayılı dava dosyasının getirilip incelenmesi ve gereğinde sonucunun beklenilmesi, sonuçta tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek sonuca varılması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.Nitekim, aynı parselle ilgili başka hisse sahiplerince açılan ve direnme yoluyla daha önce Hukuk Genel Kurulu’na gelen bir başka dava dosyasında verilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.06.2011 gün ve 2011/5-312-407 sayılı ilamında da aynı hususlara işaret edilmiştir.Sonuç itibariyle, yukarıda belirtilen hususlar nazara alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş; yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Davalılardan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen değişik nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 05.10.2011 gününde, oybirliğiyle karar verildi.