Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5867 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4289 - Esas Yıl 2013
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 19.08.2007 tarihli sözleşme ile davalıdan daire satın aldığını, satış bedeli olarak davalıya 48.000.00 TL ödediğini, dairenin müvekkiline teslim edilmesine rağmen resmi tapu devrinin yapılmadığını belirterek; satış bedeli olan 48.000.00 TL'nin sözleşme tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile munzam zarara karşılık şimdilik 1.000.00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili; 23.10.2012 tarihli ıslah dilekçesinde de; dava dilekçesinin sonuç ve istek bölümünde toplamda 49.000.00 TL olan alacak talebini 46.705.20 TL artırmak suretiyle 95.705.20 TL olarak ıslah ettiğini beyan etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde, dava konusu daireyi davacıya teslim ettiğini, davacının 4 yıldır daireyi kullandığını belirterek; davanın zamanaşımından reddini, sözleşmenin arsa payı itibariyle ifası mümkün olduğundan bedel iadesi talebinin reddini savunmuş; mahkemece bedel iadesine karar verilecek ise davacının 4 yıllık kullanım bedelinin tespit edilerek, davacının alacağından mahsup edilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanan 95.347.20 TL'nin; 48.000.00 TL'lik kısmına dava tarihinden; kalan kısmına ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dava, adi yazılı satış sözleşmesi gereğince ödenen satış bedelinin faizi ile birlikte iadesi ve munzam zararın tahsili istemine ilişkindir.Taraflar arasında düzenlenen satış sözleşmesi kanunun aradığı resmi şekilde yapılmadığı için hukuken geçersizdir. (TMK.706, TBK.237, Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri) Bu nedenle taraflar aldıklarını sebepsiz iktisap hükümlerine göre karşılıklı olarak iade ile yükümlüdürler. Geçersiz taşınmaz satışında verilen satış bedeline alıcı faiz, taşınmazın kullanılmasından dolayı da satıcı ecrimisil veya kira isteyemez.O halde mahkemece; davacının zilyetliğinde bulunan taşınmazın davalıya iadesine ve taşınmazın davalıya iadesi tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken; taşınmazın davalıya iadesine karar verilmeden hükmedilen alacağa dava ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.