Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 584 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 11330 - Esas Yıl 2009





Asıl dosya şikayetçisi banka vekili, üst sıraya alınan Tasfiye halinde T.Emlak Bankası A.Ş.nin haczinin hukuki geçerliğini kaybettiğini, müvekkili banka haczinin düşmediği ve aleyhine şikayet olunan bankanın 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun Ek 5. maddesinden yararlanamayacağını ileri sürerek:Birleşen dosya şikayetçisi banka vekili ise müvekkili bankanın da 5411 sayılı Bankacılık Kanunu gereği garameye girmesi gerektiğini iddia ederek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.İcra Mahkemesince:Tasfiye Halinde T.Emlak Bankası A.Ş'nin Fon bankası olduğu ve alacağının imtiyazlı bulunduğu, bu nedenle alacağının İcra ve İflas Kanunu'nun 206. maddesi uyarınca üçüncü sıraya gireceği; yeterli avans yatmadığından şikayetçi Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.nin haczinin düştüğü asıl şikayetin reddine:Şikayetçi T.H. Bankası A.Ş'nin ise 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun Ek 5. maddesinin atfıyla Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 21. maddesine tabi olduğu gerekçesiyle birleşen şikayetin kabulüne karar verilmiş;Hüküm şikayetçi Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. ile aleyhine şikayet olunan Tasfiye Halinde T.Emlak Bankası A.Ş. vekilince temiz edilmiştir.1- Sıra cetveline itiraz edilebilmesi için satış tarihinde bedeli paylaşıma konu mal üzerinde derdest bir haczin bulunması gerekir. Şikayetçi Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. vekili 02.03.1998 tarihinde konulan ihtiyati haczin kesinleştiğini ve ayakta olduğunu; birleşen dosya şikayetçisi T.Halk Bankası A.Ş. Vekili ise bu haczin düştüğünü ileri sürmüştür.Bu durumda, İcra Mahkemesi'nce adı geçen bankanın ihtiyati haczinin İcra ve İflas Kanununun 264. maddesi uyarınca itirazın iptali davasının (kesinleşme tarihi değil) karar tarihi itibariyle kesin hacze dönüştüğü gözetilmeli ve aynı yasanın 106 ve 110. maddeleri uyarınca 2 yıllık süre içinde satış talebinde bulunulup bulunulmadığına bakılarak bir karar verilmelidir. Cüz'i de olsa satış avansının yatırılmış olması ile usulüne uygun bir satış talebinin bulunduğu anlamına gelir. Şu kadar ki, İcra ve İflas Kanunu'nun 129/son maddesine göre satış talebinin düşüp düşmediği de araştırılmalıdır. Eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.2- Tasfiye Halinde T.Emlak Bankası A.Ş'nin temyiz itirazlarına gelince 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun Ek 5. maddesi ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun Geçici 13. maddesi paralel nitelikte olup, üçüncü kişilerin muvazaadan ari haklan aleyhine sonuç doğurması halinde uygulanmazlar. Kaldı ki bu maddelerin uygulanması sonucunda adı geçenin alacağının Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'a tabi olduğu kabul edilse bile, aynı yasaya tabi diğer alacaklıların hacizleri karşısındaki konumu 69. maddeye göre belirlenmelidir.Diğer yandan doğrudan doğruya iflas sıra cetvellerinde uygulanan İcra ve İflas Kanunu'nun 206. maddesi anlamında adı geçen bankaya tanınmış bir imtiyaz da bulunmamaktadır. Yazılı gerekçe ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarıda 1 ve 2 sayılı bentlerde açıklanan nedenle hükmünBOZULMASINAoybirliğiyle karar verildi.