Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5827 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1614 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Amasya 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/11/2014NUMARASI : 2013/22-2014/750Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı her iki davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde birleşen davada davacı ve asıl ve birleşen davada davalı F.. K.. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Asıl ve birleşen davada davacı vekilleri, davalı F. C.'nin alacağının muvazalı olduğunu ileri sürerek, davalıya ayrılan payın müvekillerine ödenmesini talep ve dava etmiştir.Asıl ve birleşen davada davalı F. C. vekili, müvekkilinin alacağının gerçek alacak olduğunu, muvazalı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı F.C.'nin sıra cetveline konu alacağının anlaşmalı boşanma davasına dayalı nafaka alacağı olduğu, tanık beyanları ve zabıta araştırması dikkate alındığında boşanma davasının muvazalı olduğu, davacıların alacaklarının bertaraf edilmesi için yapıldığı, yine davalıların anlaşarak nafakanın bir defada 48.000,00 TL olarak ödetilmesine yönelik istemlerinin, her ne kadar yasal olsa da hayatın olağan akışına aykırı olup suiniyetli bir işlem olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, birleşen davada davacı vekili ve asıl ve birleşen davada davalı F.. K.. vekili temyiz etmiştir.1) Asıl davanın davacısı ve Amasya 1. İcra Müdürlüğü'nün 2005/3366 esas sayılı icra dosyasının alacaklısı A.. A.. tarafından başlatılan icra takibinde borçlu Z.. C..'nin o tarihte çalıştığı kuruma maaş haczi yapılması için 13.06.2005 tarihinde haciz müzekkeresi yazılmış, 02.02.2012 tarihinde ise aynı takip dosyasında borçlunun emekli ikramiyesinin haczi için SGK'ya haciz müzekkeresi yazılmış ise de, borçlunun o tarih itibari ile çalışmaya devam ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Birleşen davanın davacısı ve Amasya 1. İcra Müdürlüğü'nün 2008/40 esas sayılı icra dosyasının alacaklısı H.. A..'nın başlattığı takipte ise aynı borçlu Z.. C..'nin emekli ikramiyesine haciz konulması için 18.07.2011 tarihinde SGK'ya yazı yazılmış, SGK verdiği cevapta borçlunun emekli olması halinde talebin nazara alınacağını belirtmiştir.Dosya kapsamından borçlu Z.. C..'nin Ekim 2012 tarihinde emekli olduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere borçlunun 3. kişideki mevcut para, hak ve alacaklarının haczi İİK'nun 88. maddesi uyarınca yazılacak haciz müzekeresi ile mümkünken, 3. kişideki müstakbel hak ve alacağın haczi İİK'nun 89. maddesinde belirtilen usul ile mümkündür. (HGK 06.07.2011 gün ve 2011/19-397 esas, 2011/480 karar, Dairemizin 17.03.2014 gün ve 2014/375 esas, 2014/2007 karar)Somut olayda, her iki davanın davacısının icra dosyalarından, borçlunun emekli ikramiyesinin haczi için İİK'nın 89. madesi uyarınca gönderilmiş bir haciz ihbarnamesi bulunmamaktadır. İcra dosyalarından gönderilen haciz yazıları İİK'nın 88. maddesine uygun yazılmış haciz müzekkereleri olup, o tarihlerde borçlunun SGK nezdinde tahakkuk etmiş alacağının bulunmadığı da açıktır. Şu halde, geçerli hacizleri bulunmayan davacıların mevcut davaları açmakta hukuki yararlarından söz edilemeyeceğinden, her iki davanın da bu gerekçe ile HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın dinlenilebilmesi için ön koşul olan bu hususlar dikkate alınmaksızın işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.2) Bozma nedenine göre, birleşen davanın davacısı H.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bendde açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bendde açıklanan nedenlerle, birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.