Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar İsmail ve A. C. mağdur Şaban'a yönelik eylemlerinin sübutu kabul, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık İsmail müdafiinin duruşmalı incelemede ve temyiz dilekçesinde eksik incelemeye, sübuta, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine, sanık A.C. müdafiinin duruşmalı incelemede ve temyiz dilekçesinde eksik incelemeye, sübuta, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine, katılan vekilinin suçların niteliğine, takdiri indirim hükmünün uygulanmaması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,Ancak;A- Sanıklar İsmail ve A.C.hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden yapılan incelemede;a- Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanıklar İsmail ve A.C.sopalarla, sanık Tahsin'in de baltayla mağdurun kafa, sırt ve omuz bölgelerine vurarak baş bölgesinde en az iki darbeyle oluşturulabilecek nitelikte sol temporaparietalde parçalı çökme kırığına, subaraknoidal ve intraserebral kanamaya, pnömosefaliye, oksipital kemik sağında kırığa, hayati tehlike geçirmesine, hayat fonksiyonlarını ağır (5) derecede etkileyecek nitelikte kemik kırıklarına ve oluşan kraniektomi defekti nedeniyle organlarından birinin işlevinin zayıflamasına neden olacak şekilde yaraladıkları, sanık İsmail'in, 112 hattını arayarak yardım istediği, sanıkların, mağduru tanık Mustafa'nın da yardımıyla İsmail'in kamyonuna bindirdikleri, A.Ç. kamyonu sürerek olay yerini bulamayan ve yol ayrımında beklemekte olan ambulansa teslim ettikleri, sanık İsmail'in, hastaneye kadar mağdurun yanında kaldığı, mağdurun çağrılan ambulansla hastaneye kaldırılarak ölüm sonucunun gerçekleşmesinin önlendiği olayda;Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, sanıklar icra hareketlerini tamamlayıp neticenin meydana gelmesini önlediklerinden, eylemlerinin öldürmeye teşebbüs olarak nitelendirilmesi gerekmekle beraber, 5237 sayılı TCK.nun 36. maddesinde düzenlenen gönüllü vazgeçme hükmü göz önünde tutularak, mağdurun iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığı olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumundan rapor alındıktan sonra ve aynı Yasanın 61. maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanıkların kasta dayalı kusurlarının ağırlığı hususları birlikte dikkate alınarak, TCK.nun 86/1. maddesi uyarınca temel cezanın üst sınırdan belirlenmesi suretiyle kasten yaralama suçundan hüküm kurulması yerine, yazılı şekilde sanıklar hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan karar verilmesi,b- Sanıklar hakkında hüküm kurulurken 5237 sayılı TCK.nun 62. maddesinin uygulanması sırasında indirim oranının gösterilmemesi,B- Sanık Tahsin hakkında kurulan hüküm yönünden;Uyap İşletim sisteminden alınan 21.11.2014 tarihli nüfus kayıt örneğinden, sanık T.. Y..'ın 11.12.2013 tarihinde öldüğü anlaşılmakla, hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nun 64. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesi zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar İsmail, Ali Can ve Tahsin müdafıileri ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 02/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.